1.0

659 69 17
                                    

"Abla çıktım ben!"

Montumun fermuarını ağzıma kadar çekip kapının önüne bıraktığım ayakkabıları çömeldiğim yerden giyinmeye başladım.

"Çok fazla zorlama kendini." dedi ablam mutfaktan çıkıp kapının yanına gelirken. "Potaya sadece topu atıp devam ediyorsun. Öyle direklere falan tırmanıp tarzanlık yapmaya kalkışma."

Homurdanarak ayağa kalktım. "Tarzanlık değil o ablacığım. Barfiks barfiks." dedim, kapının kenarına bıraktığım topu ellerimin arasına aldığım sırada. "Gelirim birkaç saate. Ama sende artık sözünde duracaksın. Karnıyarık pilav cacık. Bak bu seferde yapmazsan yeminle seni terk eder Mihran abinin lokantasına giderim. Sabah akşam karnıyarık yerim görürsün."

"Aman." dedi gına gelir gibi. "Yapacağız dedik ya kızım. Bir haftadır karnıyarık diye diye yedin içimi. Aha bak," Bir eliyle tişörtünü kaldırıp göbeğini gösterdi. "Al sana karnı yarık."

Küçük bir kahkaha attıktan sonra bakışlarım hamile olmasıyla karnında beliren çatlaklara çevrildi. Dudaklarımı büzmeden edemedim. "Bebiiiş," dedim başımı eğip, sanki onunla birebir konuşur gibi fısıldadım. "Sen annenin karnını mı yardın bakim ha? E şimdi ben seni mi yiyeceğim yani? Çok da küçüksün doymam ki ben." Elimi karnına yaslayıp okşamamla karnıyarığımın hareketlenmesi bir oldu.

"Ne diyor?" diye sordum ablama. Ablamın bebeğin her hareketinden bir anlam çıkartmasıyla aramızda 'ne diyor, ne istiyor' goygoyu dönmeye başlamıştı.

"Söyle teyzeme, beni yerse bende onun basket topunu yerim diyor." dedi ablam gözlerindeki sahte uyarıyla.

"Söyle annesi, ben her ikisini de yerim." dedim.

"Oğluşum çok aç bir teyzen olsa da ben onu bir şekilde doyurmaya çalışacağım. Korkma yedirmem seni kimselere." Ablam son defa karnını okşayıp tişörtünü geri kapattığında ikimizin de dudaklarında bastıramadığımız bir gülümse vardı. "Hadi hadi bekletme arkadaşını müstakbel kaptan adayı, yolun var daha."

Eve beş dakika mesafesinde olan otobüs durağına geçtiğimde Hafsa, buluşacağımız sahanın konumunu atmıştı bana. Kendisiyle takıma girmemle tanışsak da samimiyetimiz fena sayılmazdı. Antremanlar sırasında kaptanın 3'lük atışlarımda yetersiz olduğumu söylemesinden sonra yanıma gelip haftasonları beni çalıştırabileceğini söylemişti. Onun gibi atış ustasından bu teklifi aldığımda semaya çekileceğimi sanmıştım.

Gerçeklerse tıka basa dolu şu otobüste gaza dönüşüp semaya yükselmekti. Topumu montumun içine sokarak abluka altına aldıktan sonra nefes alamaz hale gelmiştim. Allahım, basketbol uğruna mı gebereceğim gerçekten?!

Fotosentez yapmaya geçmeden önce ineceğim durağa geldiğimde kendimi dışarı nasıl atmıştım bilmiyordum. Karnımla montum arasına sıkıştırdığım topu dışarı çıkardığımda göbeğimde derin bir çukur oluşmuş gibiydi. Elimdeki turuncu topu okşadım hızlı hızlı. "Ablamın nasıl oğluşu varsa benim de senim var. Sen de benim bebişimsin."

Bu esnada telefonuma gelen bildirim sesiyle hızlıca mesajlara girdim. Hafsa'dan seni bekliyorum, geldim ben mesajı alacağımı düşünürken mesaj sahibinin başka birisi olması beni duraklattı. Bu anonimdendi.

+9055***: tam da bu yüzden o kişi sensin ya

Birkaç küçük saniye adımlarım beklemeye alındığında gerildiğimi inkar edemedim. Ne zaman anonimden mesaj alsam peşinden gerilme hattı çekiliyordu etrafıma sanki.

Mesajını bir kez daha okudum. Anlayamamıştım bir şey. Fakat bir hafta sonrasında onunla tekrar iletişime geçmiş olmak farklı hissettiriyordu. Kim olduğunu, böyle bir şeye harbiden bana duyduğu ilgiden dolayı mı giriştiğini, söylediklerinin hakiki olup olmadığını deli gibi merak eden bir yanıma tezat, bu tür meselelere elimi hiç kaptırmamamı söyleyen diğer yanımı dinlemiştim bu bir haftada.

Erkekler de Basketbol Oynayabilir ║ ½ 𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin