1.8

494 65 18
                                    



Ben koltukta otururken onun oturağın arkasına ve direksiyona yerleştirdiği elleri sayesinde ilerliyor olmanın gerginliği binmişti şimdi de. Bunu düşünmemeye çalıştım. Kramp birkaç dakikaya geçerdi ve yalnızca o zamana kadar dayanacaktım.

"Özel olmayacaksa bir şey sormak istiyorum."

Selman'ın iki dakika sonra ağzından düşürdüğü soruyla bakışlarım ona döndü.

"Bu kadar dalgın olmana sebep olan şey ne?"

Şaşkınlıkla havalandı gözlerim. "Nereden çıkardın böyle bir şeyi?"

Başı önüne çevrili, gözleri yoldaki şeritlere odaklıydı. "Okuldan sonra yaşadıkların büyük olasılıkla odağını verememenden kaynaklanıyor. Belli oluyor. Bir de,"

Bir de ne?

"Bir de?" 

"Tarık'la Filiz'in konuşmalarını duydum." dedi adımlarını uzun uzun atarken. "Bugünkü maçı birkaç gündür var olan moral bozukluğun gitsin diye ayarlamışlar." 

Başım önüme çevrildi. Bu zaten bildiğim bir şeydi. Selman'ın ifademi kontrol etmek için bana göz attığını fark edebiliyordum. Devam etti. "Amacım dinlemek değildi, yalnızca yan yanaydık ve ben kulağımı kapatmadım."

Bir şey demedim.

Bu soruyu Filiz'de sormuştu birkaç defa ancak içimdeki sıkıntıyı dile dökmek canımı tekrar sıkacağından yalnızca anonimle ilgili olduğunu söyleyip üzerini açmamıştım. Mesele anonimdi. Son mesajlarında açıkça bana bir şeyler hissettiğini ve bunun nasıl başladığını anlatmıştı. 37 gün demişti. Beş haftayı aşkın bir süre beni izlemişti, benimle sessizce tanışmıştı ve bana duygusal bir anlam yüklemişti ama benim ruhum duymamıştı. Bunların her biri ağır bir yüktü omuza. Sanki ona da bu ağırlık biner gibi benimle o günden beri iletişimi de kesmişti. Bir defa cesaretimi toparlayıp ona bir mesaj göndermiş olsam da iletilmemişti. Belki de onun cesaretinde de bir şeyler kırılma noktasına gelmişti?

Daldığım yerden Selman'ın sesi koparttı.

"Bana anlatabilirsin... Yani kimi zamanlarda insan tanımadığına anlatmakta bulabiliyor çözümü, o yönden dedim."

Duraksadım.

"Ama biz tanışıyoruz?"

Yüzünde tanımlayamadığım bir ifade belirdi. Gözleri saniyelik olarak benimkilere değip önüne çevrilmişti.

"Yeterince değil. En azından birbirimize karşı önyargıyla çok rahat yaklaşabileceğimiz bir konumdayız."

"Bana bu hususta ön yargıyla yaklaşmanı istemem." dedim. Başımı olumsuzca oynatıyordum. "Çünkü normal bir durum değil ve ben de normal tepkiler veremiyorum. Daha doğrusu ne tepki vereceğimi bilmiyorum."

"Nasıl bir anormal durum bu?"

"E anlat diyorsun yine bana."

"E anlat o halde sende." Güvence verir gibi gözlerime baktı. "Söz, üzerimde bıraktığı önyargıyı sana da söyleyeceğim."

Sonucundan anında haberdar olduğum başarısızlığı çabuk toparlayabileceğim kanısındaydım. Şimdi de onun hakkımda yapacağı çıkarımı hemen duymak bana benim için giydirdiği yanlış kimlikleri hızlıca soyabilmem adına bir şanstı.

"Yalansız." dedim, oyun kurallarını hatırlatır bir şekilde.

Dudağının kenarında beliren ufak kıvrımla başını salladı. "Yalan söyleyeni kedi kovalasın."

Erkekler de Basketbol Oynayabilir ║ ½ 𝘁𝗲𝘅𝘁𝗶𝗻𝗴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin