Hyunjin ile dudaklarımız birbirine değdiğini farkettiğim an kendimi geri çekiyorum. Yüzüm sıcaklamaya başlıyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Kaçmak istesem de kaçamıyorum. "Ben ş-şey yani" diye laflar çıkıyor sadece ağzımdan. Böyle bir durumda ne diyeceğimi bile bilmiyorum. Minho Hyungun bizi izlediğini farkedemiyorum bu yüzden.
Görmüş olmalı. Sikeyim. Peki bu neden üzmüyor?
Etrafıma baktığımda onu görüyorum. Kafamı çevirmem yetiyor zaten. Göz göze geliyoruz. Gözlerinde hayal kırıklığından çok sinir var. Bunu görmezden gelmem gerekiyor bu yüzden eve doğru adımlıyorum. Hyunjin ise hala arkada dikiliyor.
Neden gelmiyor bu?
Arkamı dönüyorum, "Hey, şey gelmeyi düşünmüyor musun?" Bana bakıyor birkaç saniye kendine geliyor daha sonrasında. "Jisung! Ben...ben özür dilerim böyle olmasını istemezdim. Umarım rahatsız olmamışsındır."
Biliyor musunuz rahatsız olmamıştım.Rahatsız olmadığımı söylesem...neyse arkadaşım beni anlayacaktır şakaya vuracaktır kendim olabilirim.
"Rahatsız olmadım. Sorun yok," Laflarıma devam ediyorum, "hoştu diyebilirim."
Neden bunu söylemiştim bilmiyorum ama söylemek istemiştim. Bilmiyorum hiçbir şey. Galiba ona karşı bir şeyler hissediyordum.
"N-ne?" Kulakları kızarıyor farkediyorum.
"Her neyse kapatalım sanırım konuyu rahatsız olmanı istemem." diyorum. Ondan cevap bekliyorum o doğru. "Hayır. Daha sonra konuşuruz şuan zamanı değil gibi."
"Tamamdır. Hadi içeri girelim." diyip içeri girdik. Minho hyung etrafta yok, gitmiş. Göremiyorum onu. Evin içinde de yok. Hyunjinle yukarı çıkıyorum. Odama gidiyoruz. O etrafı incelemeye peluş hayvanımla ilgilenmeye başlıyor. Ben ise yatağa oturuyor, izliyorum onu. Çok güzel gözüküyor. Bilmiyorum. O güzel. Çiçek gibi. Önüme dönüyorum sonra utanıyorum çünkü.
"Bir şeyler içmek ister misin?" Arkamı çekinerek dönüyorum cümlemi söyleyerek. Arkamı döndüğümde ise Hyunjinin dudaklarını dudaklarımda buluyorum. "Şimdi konuşabilir miyiz?" diyor kesik nefesiyle.
Şok oluyorum aslında olmuyorum çokta o kadar fakat şaşırdığım bir gerçek. Beklemiyorum. Bunu yapmasını hiç Beklemiyorum.
Neden kalbim bu kadar hızlı atıyor?
Minho hyungu unuttum mu aklıma hiç gelmedi.
Siktir bu nasıl bir his böyle .
Aklımdan bir sürü düşünceler geçiyor. Daha sorna Hyunjin omzuma dokunuyor. Yatağa oturuyoruz hatta uzanıyoruz. Konuşmaya başlıyoruz, o kadar konuşuyoruz ki sanki susamışız konuşmaya. Hyunjin en sonunda bana bir soru soruyor.
"Cidden deneyebilir miyiz? Yani ş-şey çıkmayı yani şey flört dönemini tabii sen istersen."
Herkese merhaba! Bu sefer uzun mu kısa mı bilmiyorum ama bölüm attım. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum. Umarım da iyisinizdir . Kalın sağlıcakla. Ve bu bölüme hangi şarkıyı koysam diye kafam karıştı çünkü son zamanlarda metal dinliyorum bu yüzden koymam biraz absürt kaçar fakat siz hüzünlü bir şarkı açıp okuyabilirsiniz. Metal dinleyen çıkar mı bilmem ama ben orta okul sondan beridir dinliyorum yeniden daha çok dinlemeye başladım.
🪅💕🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iktsuarpok : minsung
Fanfictiondün bana saçımın çiçekler gibi koktuğunu söyledin, ve bugün seni bir papatya'nın üstüne basarken gördüm