Kütüphanede tekrardan gözlerimi açıyorum, tabii gözlerimi açmam bir dokunulma ile oluyor. Etrafıma bakıyorum kimin dokunduğunu bulmak için, aniden Minho hyung'u görüyorum. O an kalbim hızlı çok hızlı atmaya başlıyor.
"Al, annem'in sabah bana verdiği öğlen yemeğin." diyor Minho hyung bana. O kadar odaklanıyorum ki dudaklarının hareketine ve kirpiklerine, tam olarak duyamıyorum bile dediklerini. "Teşekkür ederim hyung." Bana bakıyor bir kaç saniye daha, "İstersen beraber yiyebiliriz?" Sonunda kaç hafta sonra istediğim cümleler söylüyor Minho hyung bana fakat o an aniden tek bir şey kafama dank ediyor ; Seungmin'in yanımda uyuduğu gerçeği.
Ona bakıp, gözlerimi tekrardan Minho hyung'a çeviriyorum, "Şey, hyung o da bizimle yiyebilir mi? Hem dün uyumamıştı? Olur mu? Biliyorum bizim gibi kişilerden hoşlanmıyorsun ama bir günlüğüne?" diyorum. Bana baktıktan sonra Seungmin'de bakışlarını dolaştırıyor.
Çoraplarımızın aynı olduğunu bile farkediyor. "Çoraplarınız güzelmiş?" diye söyledikten sonra farkediyorum ben de.
"Ah, teşekkürler."
"Ve evet bizimle yiyebilir. Ve şey Jisung?"
soru soran gözlerimle ona bakıyorum. "geçen gün yemekte öyle dediğim için üzgünüm aslında öyle söylemek istememiştim sanırım, kıskandım."Kıskandığını duyunca birazcıkta olsa seviniyorum. "Ah, neyi kıskandın hyung?"
"Seninle onun samimi olmasını sanırım neyse uyandır arkadaşını aşağı inip şu öğlen yemeklerini yiyelim!" Şaşırıyorum beni kıskanmasına, daha doğrusu Seungmin ile yakın olmamı kıskanmasına. Böyle bir şey, aniden söylemesine. Minho hyung'un değişmeye başladığını düşünüyorum, 'o değişiyor'."Hyung aslında biz senin yüzünden uzaklaşmıştık, böyle demen çok tuhaf değil mi sence de?" diye söylerken buluyorum kendimi. Bana bakıyor kafasını çevirip, gözlerinde biraz hüzün görüyorum, "Önceden yaptıklarımı," derin bir nefes alıyor. "Unut."
Şaşırıyorum. Karmaşık olan aklım daha çok karışıyor. Minho hyung kütüphane'nin kapısına doğru ilerlerken ben de Seungmin'i uyandırmaya başlıyorum. Birlikte, üçümüzün yemek yemesi...çok aksiyonlu bir yemek olacağını düşünmeden, paniğe kapılmadan kendimi alı koyamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iktsuarpok : minsung
Fanfictiondün bana saçımın çiçekler gibi koktuğunu söyledin, ve bugün seni bir papatya'nın üstüne basarken gördüm