"Bu balıktan istediğimi nereden anladın?" diye söyleniyorum Seungmin'e. Bana kendi balığının aynısından almış.
"Sürekli bizim eve gelince onunla konuşup, onunla ilgileniyorsun."
Haklıydı. Onların evine gittiğimde yapmak hoşlandığım tek şey o ve balığı ile oynamak ve birlikte 91Days izlemek. Benimle aynı hobilere sahip olduğu için mutluyum."O zaman elindeki poşet'i bana verde eve gideyim, geç kalmak istemiyorum."
Kafasını anladığını belirten bir şekilde sallıyor.
"Görüşürüz.""Görüşürüz.Eve gidince bana fotoğraf at!"
"Tamam." diye gülüyorum ve evin yolunu tutuyorum.
•
"Ben geldim KyunGoo Teyze."
"Hoşgeldin. Aç mısın?"
"Hayır. Teşekkürler. Odam da olacağım."
Sessizce mırıldanıyor.Yukarı çıkıyorum. Çatıya. Burayı özlediğimi farkediyorum. Uzun zamandan sonra ilk kez.
"Anne baba sizi özledim..." derin bir nefes alıyorum, "sizi çok seviyorum."
Cümlelerime devam etmek istiyorum fakat
arkamda ki kıpırtı ile sıçrıyorum.Minho Hyung'u yatağımda uzanmış bir şekilde buluyorum. Eskiden sürekli ve sürekli birlikte uyuduğumuz 'bulut' diye adlandırdığımız yatağın üstünde yatıyor.
Eskiden benim olan yatak şu an sadece bir kaç kişinin kaldığı, otel odasındaki yataklarını andırıyor.
"Hyung kalk."
Ağzını kapatıp, açıyor. Uyanmamak için direniyor. Küçük mırıltılar çıkarıyor.
"Bir saniye." boğuk sesiyle söylüyor.
Bir saniye. İstediği bir saniyeyi veriyorum hatta daha fazla saniyeler, dakikalar veriyorum ona.
Odadan çıkıyorum.
Arkamda düşürdüğüm bilekliği farketmeden.
Onu unutmaya çalışmaktan...yavaş yavaş vazgeçtiğimi hissediyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iktsuarpok : minsung
Fanfictiondün bana saçımın çiçekler gibi koktuğunu söyledin, ve bugün seni bir papatya'nın üstüne basarken gördüm