Öğlen yemeğini birlikte yiyoruz, konuştuğumu gibi, bana dediği gibi, mutluydum, açıkcası gerçekten mutlu olduğumu bilmiyorum fakat onun eskisi gibi olduğunu farkediyorum. Eskisi gibi sıcak, kalbi ve elleri. bunu hissediyorum ufaktan.
Gerçekten her şey düzeliyor mu?
Aramız? Benimle arası iyi mi?
"Bundan da yemelisin! Annem çok güzel yapar, hem uzun zamandır yapmamıştı, al!" kendi yemek kabını bana uzattığını farkediyorum, ve o an çok aç hissediyorum, Minho hyung da bunu farkediyor büyük ihtimalle ve hafifçe gülümsüyor, "Tamam yiyeceğim, teşekkürler hyung."
Bakışları sakin.
"Heh, tamam." dedikten sonra meyve suyundan yudumluyor. Saçlarını karıştırıyor. Saç rengini değiştirdiğini farkediyorum o an. Bir ton ya da iki ton açmış saçlarını. Beğeniyorum.
Ona ne yapsa yakışıyor zaten...
"Hyung saçın güzel gözüküyor." kafasını kaldırıp tam gözlerimin içine bakıyor, kulaklarının hafif kızardığını çilek rengine döndüğünü farkediyorum. "Teşekkür ederim." sonra da elmacık kemikleri çilek rengine bürünüyor.
O kediye benziyor. şaka yapmıyorum. o an kediye benziyor. Kedi...bir kedi.
"Seungmin ne zaman döneceğini söyledi mi?" diye soruyor. "Haber alabildin mi? ben alamadım da." suratı asık gibi.
Neden soruyor?
Ben ne diyeceğimi bilemiyorum o an. Seungmin konusunda konuşmak zor, ve ne diyeceğim konusu ayrı bir zor.
Kelimeleri toplayıp cümle kuramıyorum.
"Yok...h-hyung. Alamadım," o an cümlemi söyledikten sonra onun ne dediğini hatırlıyorum, "hyung sen neden haber alacaksın ki ondan?" saçlarını karıştırıyor tekrardan, gergin olduğu belli, "Sadece yardım etmek istemiştim." kafamı sallıyorum, cevap veriyorum,
"Aa anlıyorum. Umarım alırız haber, büyük ihtimalle telefonunu kapatmıştır ya da ailesi el koymuştur, iyi düşünelim iyi olsun."O da onaylayıcı bir şekilde kafasını sallıyor.
Beni düşünüyor mu ki? Seungmin'in nerede olduğunu belkide bu yüzden soruyor, beni umursadığı için.
Bir ihtimal?
Gerçeği söylemek gerekirse, endişelenmemiş görünüyorum Minho hyung'a o sözleri söylerken, Seungmin hakkında konuşurken fakat durum tamamen tam tersi olduğunu çok iyi biliyorum. Çok korkuyorum onu kaybetmekten ve haber alamamaktan, bana alınmasından, ve başka şeylerden.
Düşünüyorum, düşüncelerim ile boğuşuyorum aniden kafamda; aldığı balıkla konuşuyorum, besliyorum, odam da gecenin bilmem kaçında şarkılar dinleyip balığı izliyorum. Döndüğünde ölmesin, birlikte balığın önünde eskisi gibi balık taklidi, saçmalıklar yaptığımız günlere çok geri dönmek istiyorum.
Acaba onun balığına ne oldu? diye düşünüyorum sonra.
Ona bakıyor mu?
Yaşıyor mu?
Seungmin ona bakarken beni düşünüyor mu?
Beni özlüyor mu?
İkiside iyi mi?
Merak ediyorum, hem de çok.
Kapak kapatma sesleri ile düşüncelerimden sıyrılıyorum.
Minho hyung ile yemeği bitirdiğimi farkediyorum, toplayıp etrafı, sınıflarımıza dağılıyoruz, beni çıkışta alacağını söylüyor ve beraber eve yürüyeceğimizi."Görüşürüz, hyung. iyi dersler."
"Sana da jisung-ah." el sallayıp, gülümsüyor.
Bir şeylerin neden yanlış gittiğini hissediyorum ve bu yanlış şeyler beni mutlu ediyor aynı zamanda da tedirgin ediyor, kötü bir şekilde midemi geriyor.
Nasıl?
Ne doğru ne yanlış hiç bilmiyorum.
Minho hyung gerçekten beni önemseyip bana değer mi veriyor? Yoksa göz boyamaya mı çalışıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iktsuarpok : minsung
Fanfictiondün bana saçımın çiçekler gibi koktuğunu söyledin, ve bugün seni bir papatya'nın üstüne basarken gördüm