Minho hyung'un masanın yanında duran ağzı açık çantasının içinde bir kaç tatlı-çikolata türü şeyler görüyorum. Minho hyung normalde böyle şeyler yemez, ağzına sürmez.
Sadece benim doğum günlerimde bu eve pasta ve tatlı girdiğini hatırlıyorum.
Kyungoo teyzenin her yıl aldığı çikolatalı pasta. Hiçbir zaman yemediğim, yiyemediğim pasta. Mutfak masasında ders çalıştığım sırada Minho hyung geliyor ve çantasından kitaplar çıkararak karşıma oturuyor. Testlerini çözmeye başlıyor.
Bu esnada Kyungoo teyze elinde tepsi ile atıştırmalık bir şeyler getiriyor, masaya dikkatlice tepsiyi koyuyor.
"Afiyet olsun çocuklar."
Gülümsüyor. Gülümsüyorum.Elimi meyve sularından üzümlü olana getirdiğimde ise test kitabımın üstünde bir tatlı görüyorum. Dikkatlice elimdeki bardağı dökmeden ne olduğuna bakıyorum. Ambalajı okuyorum.
'Üzümlü Kek' yazısını görüyorum. Karşımda elma suyunu hızlı hızlı içen Minho Hyung'a bakıyorum. Gözlerimiz birbirine çarpıyor.
Bana en güzellerinden ve yaklaşık 1 aydır görmeyi istediğim gülüşlerinden armağan ediyor.
"Sana." diyor.
"Teşekkürler." diyorum.
Neden böyle davrandığına şaşırıyorum aslında.
Üzümlü meyve suyum ile üzümlü kekimi yemeye başlıyorum. Bir hafta sonra mideme giren doğru düzgün ilk şey oluyor bunlar.
Kalan ambalajları atmak için ayağa kalktığımda Minho hyung'un telefonunun ekranındaki bildirim beni hafif umutlandırıyor.
Mesaj Seung'dan.
Yazan ise 'Neden aniden ayrılmak istiyorsun?'O mesajı gördükten sonra suratıma hiç almadığım bir gülümsemeyi, sırıtışı alıyorum.
Uzun bir süre moralimin bozulmayacağını düşünüyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
iktsuarpok : minsung
Fanfictiondün bana saçımın çiçekler gibi koktuğunu söyledin, ve bugün seni bir papatya'nın üstüne basarken gördüm