Akşama doğru hastanenin bahçesinde oturuyordum tek başıma ki Kyungsoo da yanıma gelip oturdu. Ama dün Junmyeon'un dediği gibi oldu gözyaşlarım kurudu adeta.
"Nayeon ben bir şey soracağım aslında." dedi Kyungsoo bir süre sonra. Dinlediğimi belli eder şekilde kafamı sallamamdan sonra da iç çekip sordu "Baygınken sayıkladın, ben bir daha seni beklemek istemiyorum diye. Bir şey olmuş ama Junmyeon anlatmadı.'
"Anlatmak istemeyeceğimi düşünmüştür." dedim ve iç çektim "Biraz kötü bir anı bu Kyungsoo."
"Senin için kötü olacaksa anlatma." dediğinde kafamı olumsuz anlamda iki yana salladım ve anlatmaya başladım "9 yaşındaydık, annemlerle falan akşam bir yerden dönüyorduk işte."
Sonra da duraklayıp derin bir nefes alıp devam ettim "Arabamıx şarampole yuvarlandı. Ben Jongin ve Dahyun'un ortasında oturuyordum arkada. O yüzden bir şey olmadı bana."
Alayla güldüm ardından ve Kyungsoı'ya baktım "Ama hepsi bilinçleri kapalı bir şekilde tüm hafta yoğun bakımda yattılar."
"Seni almaya gelen olmadı mı?" diye sordu Kyungsoo dehşete düşmüş bir şekilde. İç çekip kafamı iki yana salladım "İşleri olduğunu söyleyip geçmiş olsun dilediler, o günden beri de çoğu akrabamızla görüşmeyiz zaten."
Kyungsoo cevapsız kaldı, kafasını önüne çevirdi ve iç çekti sadece. Sonra hafif bir gülümsemeyle devam ettim ben "Junmyeon'un annesi hemşireymiş o hastanede, yaz tatili olunca da Junmyeon peşinde gelmek zorunda kalıyordu. Orada o buldu beni, öyle tanıştık."
Kyungsoo sırıttı bunun üstüne "En azından Junmyeon'la tanışmış olmuşsunuz."
Sırıtıp Kyungsoo'ya döndüm tamamen "Görmen lazım, sonrasında bir gün şeker bir gün oyuncakla gelip durdu hastaneye."
"İyi biri ben de seviyorum Junmyeon'u." dedi Kyungsoo sırıtarak "Merak etme, o zaman nasıl seni bırakmadıysa yine bırakmaz Jongin."
"Size karşı çok sert ve sinir bozucu duruyor ama gerçekten öyle biri değil Jongin." dedim biraz içerleyerek "Bizi çok sevdiğinden öyle yapıyor, sizle yakın olsa sizin için de yapardı zaten."
"Sakin ol nefret falan ettiğimi söylemedim." dedi ve kıkırdadı Kyungsoo. Sonra da iç çekti "Bir kalksa sen de bu halinden kurtulsan yeter aslında."
...
İki gün geçti ameliyatından sonra, ama hiçbir değişiklik olmadı durumunda.
Belki de bir daha hiçbir zaman uyanmayacak ama bizi üzmemek istiyorlar.
Sabah okula gitmek için resmen sürünerek çıktım yatağımdan, hiçbir zaman bu kadar zor gelmemişti.
Kahvaltı yapasım da yoktu, Dahyun'un da öyle. Ağzımıza bir şeyler atıp çıktık evden.
Kapıda da Baekhyun bekliyordu, Dahyun onun yanına gidip kafasını omzuna gömerek sarıldı. Ben ise önlerine geçip yürümeye başladım iç çekerek.
"Dün gece Jennie aradı beni kaç gündür neredesiniz, Jongin'e de ulaşamıyorum diye." dedi Baekhyun. Dahyun ruhsuz bir şekilde döndü ona ve sordu "Sen ne dedin?"
"Söyledim ne diyebilirdim ki?" dedi Baekhyun ve iç çekti "Kötü hissettim çok ağladı."
"Öldüğü gerçeğiyle karşılaşınca ne yapacağız acaba?" dedim alayla. Baekhyun çocuk azarlar gibi bir ses çıkarttı bundan sonra "Olmayacak öyle bir şey Nayeon unut onu."
Okula girerken adeta sürünüyordum merdivenlerde, yatağımdan çıkasım gelmiyordu adeta.
Sınıfa girerken Jeongyeon adeta üstüme çullandı ve yanaklarımı sıktı sırıtarak "Günaydın salak şey."
Aymadı sanırım...
...
Sana'yla aramız da hala aynıydı, insanlıktan iyi davranıyordu kısaca Junmyeon'a da öyle söylemiş. Hayatımda yaptığım her şeyden pişman oluyordum resmen son birkaç gündür.
Mesela ne vardı Jennie'yle çıkıyorlar diye Jongin'e trip atmasaydım? İğrenç bir şımarık gibi davranıyordum bazen.
"Yesene." dedi yanımda oturan Kyungsoo. İç çektim ve tabağı biraz ittirdim. O ise ofladı sadece.
"Nayeon yemeğini ye Dahyun gibi ağzına mı tıkmamız gerekiyor?" diye çemkirdi Jeongyeon masanın diğer ucundan. Olumlu anlamda kafamı salladım ve önüme döndüm tekrar.
Jongdae kendi ağzındaki lokmayı yuttu ve gülerek beni dürttü "Sen yemezsen tek lokmada tüm yemeğini yiyebilirim Nayeon."
"Küçükken babam da böyle korkutuyordu." dedi Jihyo onu yargılarcasına baştan aşağı süzüp. Jongdae ise göz devirip "Seni bile yerim." diye çemkirdi ona.
Jihyo ise kahkülleri gözlerini kapatacak şekilde kafasını eğdi ve Jongdae'ye baktı sinirli sinirli. Jongdae ise sadece alnından sert bir şekilde ittirdi onu. Jihyo afallayınca da kahkaha attı herkes.
Ben tepki vermeyince Junmyeon kolunu omzuma attı ve "Biraz daha böyle durmaya devam edersen seni döveceğim." dedi sırıtarak.
Omuz silktim ve oynamaya devam ettim tabaktakilerle. Junmyeon ise iç çekti sadece.
"Ben gideyim işim var." dedi Kyungsoo bunun ardından ve hızlı adımlarla saçlarını karıştırıp uzaklaştı.
Birkaç saniye sonra Junmyeon bir anda kolunu çekti ve sinirle çemkirdi "Ne oluyor lan orada?"
"Ne oluyor?" dedim ben de ve onun baktığı yöne baktım. Sana kolunu Kyungsoo'nun omzuna atmıştı, Kyungsoo ise ittirdi onu ve gülüştüler kısaca.
Junmyeon somurtup yerinden kalktı ve onlarına doğru ilerlemeye başladı. Ben de peşinden gittim hızlıca.
"Niye itiyorsun ya?" diye yükseldi Junmyeon ve Sana'nın yanına gidip kendine doğru çekti ona sarılıp. Kyungsoo göz devirip güldü ve cevapladı "Siz şakalaşıyoruz diye birbirinizi gebertene kadar dövüyorsunuz ben yapınca mı sorun oldu?"
"Benim sevgilimse evet oldu." dedi ve uzaklaştı Junmyeon Sana'yla birlikte. Kyungsoo anlamsız bakışlarla ardından baktığında ben verdim cevabını "Kıskandı o takma gelir birazdan bir şey yokmuş gibi."
"Sadece onun kıskanma duygusu var sanki." dedi Kyungsoo ve biraz sinirle yükselip uzaklaştı "O da bastırmayı öğrensin ya da ona göre davransın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bully ||Twicexo
FanfictionNayeon her zamanki gibi ufak bir olayı büyütüp hesabını sormak istemişti, fakat bu sefer işler umduğu gibi gitmeyecekti.