"Jongdae bak hiç stres yapmıyorsun çıkıp ne biliyorsan yapıyorsun." dedi Minseok ve Jongdae'nin omzunu son kez sıkıp bıraktı.
Lise başından beri Jongdae'nin önümüzdeki ay gireceğim dediği seçmenin günü sonunda gelmişti. Eh, biz de tüm grup olarak gelmiştik tabii ki.
Şirket binasının girişinde de son telkinlerimizi veriyorduk.
"Jongdae bak dansı sana çalıştırdığım gibi." dedi Momo ve Jongdae'ye son kez gösterdi "Tamam mı?"
"Ya arkadaşlar relax ben çok sakinim diyorum size yukarı çıkacağım ve yanınıza döndüğümde artık bir stajyer olmuş olacağım." dedi Jongdae ve yakasını silkip kollarını birbirine sardı.
"Bak detone olacak gibi olursan şarkıyı biraz daha düşük bir notayla söyle tamam mı?" dedi Jihyo da. Jongdae kafa salladı ve elindeki sudan bir yudum alıp saatine baktı son kez "Artık gitmem gerekiyor arkadaşlar."
"Ben çok duygulandım niye böyle oldu?" dedi Jeongyeon ve elindeki peçeteyle son kez burnunu silip gözünü de koluyla silip Jongdae'nin yanına ilerledi ve ellerini iki koluna koydu "Kazan gel tamam mı?"
"Ya salak mısın ağlamasana." dedi ve Jeongyeon'a sarıldı Jongdae. Hepimizde en az Jeongyeon kadar duygusal bir hava vardı ama Jeongyeon dışında hepimiz gülümsemelerimize vurmaya çalışıyorduk bunu.
Jongdae, sırayla hepimize sarıldı ve suyuyla telefonunu Minseok'a verip asker selamı verir gibi elini alnına götürdü "Kazanıp geliyorum arkadaşlar!"
Jongdae içeri girip gözden kaybolduğunda hepimiz kendimizi oturabileceğimiz en yakın yere bıraktık. Momo oflayarak bize döndü "Ya bu çocuk kazanacağım diye geziyor da kazanamazsa çok üzülür biliyorum ben onu çok hevesli şu an."
"Abi o vokalle Yeonhee gelse kazanırdı." dedim ben de ama benim dışımda kimse gülmedi buna.
"Abi şirket çok büyük Jongdae buradan ana vokal diye çıksa ezer geçer." dedi Baekhyun ve kendini tamamen çimlere bıraktı.
"Yanında mı gitseydik ya?" dedi Minseok ve bacaklarını titretip bize döndü "Utanmasam ağlayacağım şurada."
"Ha ben ağlıyorum diye utanç vericiyim yani öyle mi Minseok?" diye yükseldi Jeongyeon bundan sonra. Gülümsedi ve onun omzunu sıvazladı Minseok "Sen sabaha kadar ağla yine laf yok kanka."
"Oğlum düşünsenize." dedim ve biraz doğruldum yerimden "Adam böyle dünyaya açılıyor her gün ayrı bir yerde konserde."
"Bizde böyle konserde en önde onur konuğu diye otururuz artık." dedi Jongin ve kahkaha attı "Ünlü idol Kim Jongdae'nin belalı lise hayatının baş kahramanları."
"Ben Jongdae'yi o koca sahnede görürsem yine ağlarım." dedi Jeongyeon. Güldüm bunun üstüne ve iki elimi kamera gibi birleştirip açtım "Kim Jongdae'nin konserinde en önde ağlayan gizemli ağlak kim?"
Biz Jongdae'nin idol hayatını tartışıp duygulanırken arkamızdan duyduğumuz öksürük sesiyle durakladık.
Resmi giyimli bir adam vardı.
"Merhaba çocuklar." dedi ve gülümsedi. Biz de sırıtıp başımızla selamlarken adam bize bakındı ve Tzuyu'nin yanına doğru adımladı. Tzuyu de ayağa kalktı fark edince
"Ben bu şirkette çalışıyorum." dedi ve kartını uzattı ona. Tzuyu de kartı çekinerek aldı ve bize bir bakış attı.
Biz ise tam anlamıyla tren görmüş öküz gibi izliyorduk.
"Uzaktan gördüm seni tam idol olacak güzelliktesin, boyun da çok uzun. Bence bizi bir düşünmelisin." dedi adam. Sonra da baştan aşağı süzdü "Evet tam yeni grubumuza aradığımız üyesin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bully ||Twicexo
FanfictionNayeon her zamanki gibi ufak bir olayı büyütüp hesabını sormak istemişti, fakat bu sefer işler umduğu gibi gitmeyecekti.