1 hafta sonra;
Junmyeon'la arka arkaya sınıfa girdik, çok erken gelmiştik ve muhtemelen bomboş diye çok rahattık.
Montumu asarken en ön sıradaki karartıyı fark ettim. Junmyeon'u dürttüğümde o da baktı ve telefonunun ışığını açıp üstüne doğru tuttu. Sonra da fısıldadı "Jeongyeon bu."
"Bu saatte gelmez ki o." dedim sınıftan çıkarken. Jihyo da gelmişti yanımıza. Üçümüz dikilmiş öylece dururken ben öne atıldım "Arkadaşlar ben gerçekten çok özledim Jeongyeon'u gidip adam akıllı konuşalım"
"Dimi ya." dedi Jihyo, sonra da onaylamasını beklediğini belli eder bir şekilde Junmyeon'a döndü. O da kafa salladı "Bence de kaçak oynadığımız yetti."
Dahyun ve Jongin de yaklaşırken onları tuttuk ve söyledik. E tabii ki onlar da onayladı.
Tzuyu ve Baekhyun'un zaten ilk eşit ağırlığa uğrayacaklarını bildiğimiz için sınıflarına gidip beklemeye başladık. Jongdae, Minseok, Momo ve Tzuyu içeri girdiklerinde ortam gerildi tabii ki az da olsa.
Ortamın gerilmesi çok sinirimi bozmuştu, daha fazla da tutamadım kendimi ve biraz yüksek sesle konuştum "Arkadaşlar gerçekten şu ortamın gerginliği ve uzaklığı canımı çok sıkmaya başladı bıraksak mı şu havayı?"
"Ben gideceğim zaten düzelirsiniz." dedi Momo. Sinirle göz devirdim ve "Kes sesini sen de." diye yükseldim. Böyle bir şey beklemiyor olacak ki kafasını Jongdae'nin omzundan kaldırıp bana baktı "Olan oldu bir şeyler hissedildi, hiçbirimiz bunu umursamıyoruz bile Momo sen de unut şunu çünkü şu an hem grubumuz dağılmak üzere hem de Jeongyeon'un psikolojisini kaybetmek üzereyiz."
Kısa süreli bir sessizlikten sonra Jongdae konuştu "Nayeon haklı arkadaşlar."
Sonrasında da Dahyun devam etti "10.sınıf yaz tatilinden beri yaşamadığımız kalmadı beraber, başımıza gelen her şeyi birlikte atlattık. Şimdi bu grubu körü körüne kaybedemeyiz."
Herkes onaylamıştı artık, Minseok da kafasını salladı olumlu anlamda ve gülümsedi hafifçe "Yani Jeongyeon'u geri kazanacağız."
"Jeongyeon bu konuşmanın aynısının %10'una bile ikna olur zaten şu an içi gitmiyor mu sanıyorsunuz bize." diye öne atıldı Jongin de. Sonra da elini omzuma koydu "Öğle arası hallediyoruz tamam mı?"
Hepimiz kafa salladığımızda da kollarını açıp gülümsedi "Bir grup sarılması almaz mıyız yine?"
Hepimiz teker teker sarılırken Momo yine geride kalmıştı, göz devirip kolundan çektim onu ve tek kolumla sarılırken diğer elimle de saçlarını karıştırdım gülerek.
Biz arkadaş grubu romantizminin zirvesini yaşarken arkadan duyduğumuz bir sesle irkildik. Baekhyun yine geç kalmış ve elleri belinde bizi izliyordu. Trip atar gibi bize bakıyordu ki sonrasında sırıtmaya başlayıp üstümüze doğru atladı.
Jongdae bu konuda çok haklıydı, edinebileceğim en iyi arkadaş grubunu edinmiştim.
...
Öğle arası Jeongyeon yemekhaneye inmemişti yine, bizim gideceğimizi düşünüyordu ki zil çaldığı an telefonunu çıkartıp bakmaya başladı. Normalde kitabını alıp bizimle yemekhaneye gitmek için peşimize takılırdı tabii...
Bir-iki dakika sonra eşit ağırlıktakiler de geldi, Jeongyeon göz ucuyla bizi izlemeye başlamıştı. Bir anda hepimiz ayaklanıp yanına oturduğumuzda da kafasını kaldırıp bize göz gezdirdi "Ne oldu?"
"Sen çok iyi biliyorsun ne olduğunu." dedi Junmyeon da ona ima dolu bir ses tonuyla. Jeongyeon omuz silkti ve kafasını telefonuna çevirdi yine "Beni gruba geri falan ekleyemezsiniz unutun o işi."
Jongin telefonunu elinden aldı ve Jeongyeon hiç alamasın diye cebine attı "Sen mutlu musun şu an sanki?"
Sorduğu bu soruyla Jeongyeon biraz durakladı ve saçını kulağının arkasına atıp omuz silkti "Neyse ne sizi alakadar etmez verir misin telefonumu?"
"Jeongyeon kendine bu sıkıntıyı niye çektiriyorsun?" diye Dahyun sordu bu sefer daha sakin bir ses tonuyla. Jeongyeon tepkisizleşti tamamen ve ellerine çevirdi kafasını. Ama sıkıntıdan o kadar çok oynadığı belliydi ki, tırnak etleri hep kanamışlardı.
"Benimle bile adam akıllı konuşmadın." dediğimde kafasını benden biraz daha uzak bir tarafa çevirip titreyen sesiyle konuştu "Nayeon senden ne kadar utandığımı bilemezsin şu an o yüzden sakın sen konuşma."
"Hayır konuşacağım." dedim ve ellerini tuttum. Jeongyeon kafasını bana çevirmedi bile çünkü saniyesinde gözleri dolmuştu. Derin bir nefes alıp konuşmaya başladım "Bu konuda ne Chanyeol'ün, ne de senin hiçbir suçunuz yok Jeongyeon. Hiç kimse böyle bir şey olacağını akıl edemezdi, ve o kız beni resmen onu dövmem ve onu mağdur konuma düşürmem için tahrik etti. İstediğini de maalesef ki eline kendim verdim. O yüzden takıntı etmeyi bırak şunu."
"Ben unutamıyorum o anı kendimi suçlamadan da duramıyorum." dedi Jeongyeon gözyaşlarını düşmeye başladığı an. Sonunda da kafasını kaldırdı ve bana döndü "Ben kendimi rahatlatamıyorum bu konuda."
"Jeongyeon diyelim ki senin yüzünden oldu." diye öne atıldı Jongdae de "Şu grupta senin yüzünden başına bir şey gelirse seninle küsecek veya sana kızacak tek bir kimse yok."
"Birbirmizi o kadar yakın arkadaş veya kardeş olarak görüyorsak böyle olmamız lazım zaten". dedi Junmyeon da ve iç çekti "Birimizin başına bir şey gelirse birlikte çözmemiz gerekiyor."
"Sen o kız için kendini yiyip bitirirken biz orada öylece istesek de duramazdık." dedi Jihyo da ve omzunu sıvazladı Jeongyeon "Şimdi bugünler geride kaldı ama sen yokken hiçbir zevk alamıyoruz."
"Yapma böyle daha fazla ne olur biz gerçekten seni çok özledik." dedi Jongin de. Jeognyeon sonunda kafasını kaldırmış ve bana bakıyordu, Dahyun yavaşça onun gözlerini silerken ben de gülümseyerek konuştum "Hadi yapma daha fazla böyle ne olur."
Kafasını sallayıp bana sarıldığı an yine sabahki gibi herkes sımsıkı sarıldı birbirine, yine kaç hafta sonra en içten şekilde gülüyorduk. Jeongyeon ağlıyordu ama mutluluk gözyaşları olduğu için çok da karışmıyorduk...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bully ||Twicexo
FanfictionNayeon her zamanki gibi ufak bir olayı büyütüp hesabını sormak istemişti, fakat bu sefer işler umduğu gibi gitmeyecekti.