Bully ||Twicexo

51

Öğle arası Jeongyeon hariç bizim sınıftakilerle otururken eşit ağırlıkçılar adeta maraton koşusundan fırlamış gibi soluğu yanımızda aldılar. Jongdae kısaca nefeslenip bize bakındı ve yükseldi sonra "Jeongyeon nerede?"

"Sınıfta ders çalışacakmış." dediğimde Jongdae telefonunu adeta gözüme soktu. Kafamı geri çekip sakince telefonu aldım ve ekrana baktım. Sonra da şokla yükseldim "Jeongyeon gruptan mı çıkmış?"

"Yuh!" diye bağırdı ve Jongin aldı bu sefer telefonu elimden.  Momo, Jongdae'nin koluna vurdu sonrasında "O kızı ilk dövmek istediğimde engel olmayacaktın bana!"

"Arkadaşlar bu biraz fazla olmuş dalgası bir kenara." dedi Junmyeon ve en son ona gelmiş olan telefonu Jongdae'ye geri uzattı. Dahyun da kafasını yasladığı elinden çekip omuz silkip konuştu "Belki  de ona iyi gelecek olan budur, zor bir dönemden geçiyor sonuçta."

"Hayır Jeongyeon kendini iyileştirmeye çalışmıyor." dedi Jongin de bunun üstüne kararlı bir sesle. Kimseden ses çıkmayınca da devam etti "Kendini suçluyor hala, Chanyeol'den ayrılması bile içini soğutmadı."

"Chanyeol'den de ayrıldı, böyle bizden de uzaklaşırsa ne olacak." diye sordu Minseok da sıkıntıyla ellerini beline koyup. Biz kara kara düşünürken omzumda hissettiğim elle kafamı çevirdim. Sana gelmişti, o da sıkıntılı bir yüzle konuştu "Arkadaşlar derdiniz çok büyük farkındayım evet ama  Jeongyeon'un kolyesini fark ettiniz mi?"

Biraz düşündükten sonra "Hayır." dedi Jihyo ona. Sana da iç çekip konuştu "Chanyeol almış ona, bugün Chanyeol onu görünce kendini tutamadı konuşmaya gitti. En sonunda kavga etmişler tekrar, Chanyeol de eve gitti."

"Ne zaman oldu bu?" diye sordu Jongin. Sana da saate bakıp kaldırdı kafasını tekrar "Yirmi dakika önce falan."

"Tamam işte en son öğle arasının başında yazmışım ben ondan sonra çıkmış gruptan." diye atıldı Jongdae." sonra da Sana'ya döndü "Senin demene göre de kavga ettikten sonra çıktı gruptan."

"Neden etmişler kavga?" diye sordu Junmyeon. Sana da omuz silkti sadece "Chanyeol yanımıza bile gelmedi, çantasını aldı okuldan çıkıyordu. Çıkışta Sehun yakaladı sordu işte sadece kavga ettik diyip çıkmış."

"Çok gereksiz bir ayrılık oldu olan hiçbir şey değişmedi ki." dedim isyan edercesine. Hepsi dik dik bana döndüğünde de ben devam ettim biraz bozuk bir ses tonuyla "Arkadaşlar başıma gelen şey tamamen benim suçumdu şu konuyu kapatabilir miyiz?"

"Ondan bahsetmiyoruz." dedi Jihyo ve Sana onu kafasıyla onaylayınca devam etti "Bence Jeongyeon'un Chanyeol'e karşı güveni sarsıldı."

"Nasıl yani Chanyeol cidden Yeonhee'den hoşlandı mı?" diye sordu Dahyun bunun üstüne şokla. Sana da omuz silkti "Hoşlandı mı bilemem ama Jeongyeon'u boşladığı kesin."

"Jeongyeon'un yanına gidelim." dedi Jongin de bundan sonra. Ben ayağa kalktığımda Junmyeon beni omzumdan hafifçe itip oturttu ve "Sen gelmesen daha iyi olacak bence şu an."

"Evet Nayeon destek olmak istiyorsun tamam da sen bu ara uzak kal bence biraz." dedi Sana da. Mecburen kafamı olumlu anlamda salladım ve kaldım olduğum yerde. 

Bizimkiler de birkaç kişi toplanıp gittiler yanına.

...

Okul çıkışı Kyungsoo'yla sahil kenarına gittik yine. Aslında içimden çok fazla şey yapmak geliyordu ama grup genel olarak hala o kadar gergindi ki sadece böyle çıkıp yürüyebiliyorduk.

"Üşüdün mü?" diye sordu Kyungsoo birkaç dakika sessizce yürüdükten sonra. Montu zaten upuzundu, sadece suratı gözükecek şekilde açıktaydı hatta vücudu, kıkırdayıp cevapladım "Ne o montunu mu vereceksin üşüdüysem."

"Seni biraz daha üşütme hakkımız kaldığını sanmıyorum." dedi Kyungsoo ve elini cebinden çıkartıp elimi tuttu. Bir süre sonra da ben kıkırdadım "O kadar kalın giyindik ki hissetmiyorum bile tuttuğunu."

"Çünkü ocak ayında gelinebilecek en yanlış yere geldik." dedi Kyungsoo da. Sonrasında da telefonunu çıkartıp otobüsün geleceği saati kontrol etti "Bence daha sıcak bir yere geçebiliriz."

"Benim için endişeleniyorsan endişelenme beni artık böyle soğukların etkileyeceğini sanmıyorum." dediğimde Kyungsoo bana döndü ve ofladı gerçekten çok dertli bir ses tonuyla "Evde üşüdüğümde bile aklıma sen geliyorsun acaba üşüyor mu diye."

Kısaca güldüğümde Kyungsoo tekrar sordu "Gidiyor muyuz?"

"Eve gitsek olur mu?" diye sorduğumda da kafa salladı "Senin keyfin yok zaten."

"Jeongyeon'a çok takıldım." dediğimde Kyungsoo kafa salladı ve durağa gelip durduğumuz an elleriyle iki elimi tuttu ısıtmak için "Chanyeol kafayı yiyecek diye çok korkuyorum."

"Jeongyeon yemiş bile olabilir tüm matematik dersi uyudu." dediğimde Kyungsoo yüzünü dehşete düşmüş bir şekilde buruşturdu ve yumruğunu ağzına götürdü "Kötü olmuş."

"Çok kötü hem de neye uğradığımızı şaşırdık." dedim. Kyungsoo bir şey demediğinde de ben devam ettim "Bak bizim grupta Jeongyeon dışında herkesin psikolojik olarak kötü olduğu dönemler oldu, ama Jeongyeon'u hiç böyle görmediğimiz için gerçekten ne yapacağımızı şaşırdık."

"Her şeyin bir ilki oluyor." dedi Kyungsoo ve kıkırdadı hafifçe "Bak biz de ilk defa kavga ettik."

"Ama seninle sevgili değilken kavga ettiğimiz için alışığım birazcık." dediğimde Kyungsoo kahkaha attı. Ben sadece sırıttığımda da bana döndü tamamen "İyi olduğuna emin misin?"

"Açık olmam gerekiyor mu?" diye sorduğumda kafa salladı. Kafamı iki yana salladım ve güldüm alayla "Üç gün önce neredeyse ölüyordum. Hala kulağa çok anlaşılabilir gelmiyor."

"Geçen ay buraya geldiğimizde ben senin yanındayım sana hiçbir şey olmaz diye atıp tutmuştum." dedi ve iç çekti Kyungsoo "Belki de trip atmıyor olsaydım yanında olacaktım."

"Bir sen kalmıştın kendini suçlamayan sen de suçla tam olsun." dedim gülerek. Kyungsoo omuz silkti ve gözlerimin içine baktı kendi gözlerinin içi adeta titreyerek "Ben düşünmeye bile katlanamıyorum canının yandığını."

"Geçti bitti işte ya." dediğimde Kyungsoo iç çekip beni kendine çekti ve sarıldı "Yine atıp tutmuş olmak istemiyorum ama ben seni hep koruyacağım biliyorsun değil mi?"

"Biliyorum." dedim ve güldüm sonra hafifçe "Ama üstün o kadar kalın ki sarıldığımızı hissetmiyorum."

Kyungsoo da güldü bundan sonra beni kendinden ayırıp yüzüme baktı gülümseyerek "Hep böyle gül olur mu?"

"Sen yanımda oldukça neden gülmeyeyim ki?" diye sorduğumda gülümseyip elimi tuttu. 

Bana en iyi gelen kişi kesinlikle oydu.