Selam :)
Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Keyifli okumalar.♡
gizzemasllan Instagram: gizzemasllan
.
.
.
18. BÖLÜM "DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLLAR"
Hayatta girdiğimiz bazı yolların geri dönüşü yoktur. Geri dönmek istenilir elbet, çaba da sarf edilir bunun için ama bir anlamı yoktur. Çünkü girdiğimiz her yol bize kendinden izler bırakır. Kalbimizde, ruhumuzda bulunan bu izler hep bizimle olurlar, geri dönmeyi başarsak bile o izler bizimle olduğu sürece bu dönüşün bir anlamı olmaz.
Çünkü zaten geri dönmeyi girdiğimiz yol yüzünden değil, bize bıraktığı izler yüzünden isteriz ve bu izler bizimle olduğu sürece hep olduğumuz yerde kalmaya mecburuzdur.
Şimdi de böyle bir anın içindeyim. Pars, sarhoşluğunun etkisiyle bir karar aldı. O kararla bir yola girdi ve öptü beni. Dudaklarımda, kalbimde, ruhumda izler bıraktı bana. Bu izler kısacık zamanda öyle bir yer edindi ki içimde hiçbir zaman geçmeyeceklerdi. Hiçbir zaman unutturmayacaklardı bu anı bana. O, belki kendine geldiğinde pişman olacaktı ama artık bu andan geri dönüş yoktu. O da ben de bunun farkındaydık.
Uzun uzun öptü beni. Öpüşü hem çok yumuşak hem çok derindi. Dudaklarım onun dudakları arasında kaybolmuşken, benliğimin kaybolduğu yeri bilemeyecek kadar kaybetmiştim kendimi ve kalbim o kadar hızlı atıyordu ki sanki birazdan duracak, nefesimi kesecek gibiydi. Oysa nefesimin Pars'ın dudakları tarafından kesileli çok oluyordu ve ben her nefes almak istediğimde onun sıcacık nefesini içime çekiyordum. Bu his, belki de dünyadaki diğer her histen baskın gelebilecek güçteydi.
Ona karşılık verdiğim söylenemezdi, yaptığım tek şey bir put misali durmaktı. Fakat onun dudakları rahat durmuyor, dudaklarımı kendine hapsediyordu. Her geçen saniye biraz daha sertleşen öpüşü beni kendimden biraz daha alırken yüzümde olan elleri yanağımı okşuyordu ve beni sonsuz bir hissin içine sürüklüyordu.
Bu his güzeldi, hep yaşamak isteyeceğim kadar güzel.
Gözlerimi aralayıp ona baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu gördüm. Geri çekilmeye niyeti yokmuş gibiydi. İçimdeki ses it onu, kurtar kendini dese de ilk defa bu denli heyecanlı ve iyi hisseden kalbim bunu yapmama engel oldu. Bir kez daha kapattım gözlerimi ve düşündüğüm tek şey yeniden dudakları oldu.
Dudaklarının arasından dilini hissettiğimde mideme bir yumruk yemiş gibiydim. Nereye koyacağımı bilemediğim ellerimi dizlerine koyduğumda ve dilinin varlığını biraz daha hissettiğimde istemsizce sıktım dizlerini. Bunu hissetmiş olacak ki beni öperken bile kıvrıldı dudakları yana.
Genel olarak benden çok uzak bir duygu olan utanç, kalbimde yer edindiğinde ellerimi uzaklaştırdım dizlerinden. Boşta kalan ellerimi nereye koyacağımı bilemezken bir nefes daha aldım dudaklarından ve Pars ancak o an geri çekildi, dakikalardır kendine hapsettiği dudaklarımı serbest bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA SÜRGÜN
Teen Fiction"O Doğu'ysa ben Batı'ym." "O siyahsa ben beyazım." Diye haykırdı genç kız. Fakat bu cümleleri kurarken bu hikâyenin aslında Doğu'yla Batı'nın kavuşmasını, siyahın beyaza karışmasını anlattığını bilmiyordu. Öğrendiğinde ise hiçbir şey eskisi gibi ol...