Selam :)
Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Bir önceki bölüme gelen satır arası yorumlarınız için çok teşekkür ederim <3 Emin olun, beni bundan daha fazla motive eden hiçbir şey yok :)
Bu bölüm sınırımız: 1500 yorum, lütfen sadece düşüncelerinizi belirten yorumlar yapın <3 Şimdiden çok teşekkür ederim.
Keyifli okumalar.♡
Instagram: gizzemasllan
.
.
.
35. BÖLÜM "BİR KÜÇÜK TEŞEKKÜR MESELESİ"
Gözlerime değen gün ışığı rahatsız ederken bunu belli edebilmek adına homurdandım ve yüzümü biraz daha gömüp yatak olamayacak kadar sert olan bir şeye sımsıkı sarılıp yeniden uykuya dalmaya çalıştım. Bu konuda başarılı olabilecek gibiyken birinin ellerini saçlarımda hissettim. İşte ancak o an dün gece olanlar aklıma geldi ve nerede uyuduğumu hatırlayabildim. Hatırladığım ilk an da yastık niyetine sıkı sıkı sarıldığımın aslında Pars olduğunu anlayabildim.
Bunu anlamak, uykumun tamamen kaçmasına neden olurken ne yapacağımı bilemedim. Hemen kalkmalı mıydım yoksa uyuyor gibi mi yapmalıydım, hangisi daha doğru olurdu? Kendime sorduğum bu soruya cevap veremezken öylece üzerinde hareketsizce uzanmaya devam ettim. O ise uyanık olduğunu gizlemeye hiç gerek duymadan saçlarımla oynamaya devam ediyordu ve uyanık olduğumu anlaması an meselesiydi, çünkü iyi rol yapabilen biri değildim. Bu yüzden rezil olmadan bir an önce yeni uyanıyormuş gibi yapsam iyi olacaktı.
Ben daha bunu düşünürken "Ayliz," diye fısıldadı, işte bu çok iyi olmuştu.
Hemen uyanacak biri olmadığımı çok iyi bildiği için hemen uyanmak gibi bir hataya düşmedim ve sadece homurdanmakla yetindim. Pars da bir kez daha "Ayliz," diye seslendi, sanırım tam sırasıydı.
"Hı," diye bir ses çıkardım sadece.
"Hadi uyan artık," diye fısıldadı, tabii ki hemen ayılmış gibi yapmadım.
"Tamam, bir beş dakika daha," dedim elimden geldiği kadar uykulu çıkardığım sesimle.
"Peki," dedi pes etmişçesine çıkardığı sesiyle. "Bu ne şimdi, ne oldu da peki dedi?" diye içimden geçirirken "Beş dakika daha uyu o zaman," diye ekledi, afalladım. Ne yapacağımı bilemeyip uyuyormuş gibi yapmaya devam ederken o da hiç durmadan saçlarımı okşamaya devam ediyordu. Sonra ne oldu biliyor musunuz? Tam beş dakika boyunca hiç sesini çıkarmadı ve uyumama izin verdi.
İşte bu; bir yalanın beni getirebileceği en saçma ve en anlamsız durumdu.
Boş yere geçirdiğimiz beş dakikanın ardından bir kez daha "Ayliz," diye fısıldadı, bu kez beş dakika daha diyerek bir hataya daha düşmeyecektim. Fakat üste çıkmamın da bir zararı olmaz gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA SÜRGÜN
Genç Kurgu"O Doğu'ysa ben Batı'ym." "O siyahsa ben beyazım." Diye haykırdı genç kız. Fakat bu cümleleri kurarken bu hikâyenin aslında Doğu'yla Batı'nın kavuşmasını, siyahın beyaza karışmasını anlattığını bilmiyordu. Öğrendiğinde ise hiçbir şey eskisi gibi ol...