Selam :)
Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Bölüm sınırımız 900 oy ve 1500 yorum <3
Keyifli okumalar.♡
gizzemasllanInstagram: gizzemasllan
.
.
.
29. BÖLÜM "SUÇLULAR VE YARALANANLAR"
Bu hayatta insanlar suçlular ve onların yaraladıkları olmak üzere ikiye ayrılıyorlardı bana göre. Saf, masum, güçsüz olanlar hep yaralanan taraf olurdu. Suçluların ise tek özellikleri kurnaz olmalarıydı.
Ayşin, beni saf görmüş olacak ki suçlu tarafa geçip beni yaralamaya çalışıyordu. Ben de ona her seferinde kolay lokma olmadığımı elimden geldiği kadar belli ediyordum. Dün gece yaşananlar da tam olarak bu yüzden yaşanmıştı zaten ve sanırım onu epey bir kızdırmıştım.
Tam da bu yüzden bir an önce ondan kurtulmam gerekiyordu yoksa o benden kurtulacaktı.
Gözlerim boş salonun içinde gezinirken sıkıntıyla oflayıp arkama yaslandım. Her ne kadar bulaşmak istemesem de o kadının foyasını ortaya çıkarmak bugünlerdeki en büyük amacım olmalıydı, olacaktı da fakat bu konuda ne yapabileceğime dair hiçbir fikrim yoktu.
Babam salona geldiğinde düşüncelerim dağıldı. Gözlerim hemen onu bulurken karşıma oturdu ve o da dikkatle bana bakmaya başladı, sanki bir şeyler söylememi ister gibiydi.
"Bakma lütfen bana öyle," dedim, aklından geçenleri az çok tahmin ediyordum. "Dünkü konu benim için çoktan kapandı." Güven verici ve ikna edici bir ses tonuyla kurdum bu cümleyi, oysa yalan söylüyordum. Bu konu benim için kapanmamıştı, o kadının gerçek yüzünü gösterene kadar da kapanmayacaktı.
"Evlatlık olduğuma inanacak değilim," deyip güldüm, işte bu doğruydu. Olayın bu kısmı benim için tamamen kapanmıştı çünkü böyle bir şey başlı başına saçmalıktı, birinin aklımı karıştırmak istediği ortadaydı. Hatta o birinin kim olduğu da ortadaydı. Ayrıca böyle bir şey olsaydı bunu çoktan öğrenmiş olurdum. Nasıl ki diğerleri babamın sadece onlara yardım eden biri olduğunu, gerçek babaları olmadığını en başından beri biliyorsa öyle bir şey olsaydı ben de biliyor olurdum.
"Gerçekten kapandığından emin olmak istiyorum," dedi, bakışlarım yeniden onu buldu. "Bu konu beni rahatsız ediyor çünkü gördüğün şey sıradan bir şey değildi. Eğer aklını karıştıran bir şey varsa bunu bilmek istiyorum," dedi, konuşmak istedim ama devam edip engel oldu bana.
"Aklını karıştıran o şeye bir son verelim ki hayatımız boyunca bu saçma konu bir daha açılmasın," dedi, sanki şu an DNA testi yaptırmak istiyorum desem soluğu hastanede alacak gibiydik fakat böyle bir şeye gerek duymadım, çünkü o benim babamdı, bundan hiçbir şüphem yoktu.
Hiçbir şey söylemeden ayağa kalktım, yanına gidip oturdum. "Sen benim babamsın, bunun aksi yönünde hiç şüphem yok, hiçbir zaman da olmayacak." Tebessüm etti ama hâlâ gergindi, bu gerginliği biraz olsun dağıtmak istedim.
"Nasıl bu kadar eminim, onu da söyleyeyim mi?" diye sordum, meraklandı.
"Söyle bakalım," dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA SÜRGÜN
Novela Juvenil"O Doğu'ysa ben Batı'ym." "O siyahsa ben beyazım." Diye haykırdı genç kız. Fakat bu cümleleri kurarken bu hikâyenin aslında Doğu'yla Batı'nın kavuşmasını, siyahın beyaza karışmasını anlattığını bilmiyordu. Öğrendiğinde ise hiçbir şey eskisi gibi ol...