Selam :)
Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Bölüm sınırımız yine 500 yorum, sınır dolduğunda hemen bölüm gelecek ♡
Keyifli okumalar.♡
Instagram: gizzemasllan
.
.
.
48. BÖLÜM "GİZEMLİ ADAMLAR"
Gözlerimden birer damla daha yaş akarken hayal kırıklığıyla Pars'ın gözlerine bakmaya devam ettim. Hâlâ beni görmenin şaşkınlığını yaşayıp herhangi bir açıklama yapamazken gözyaşlarımı sildim ve yutkunup derin bir nefes aldım.
"Söz vermiştin," dedim hayal kırıklığıyla. "Açıkça sana hiçbir şey yapma dedim ama sen beni yok saydın." Bana doğru birkaç adım attığında yanıma gelmesini istemedim ve kapının önünden uzaklaştım.
Hızlı adımlarla büyük kapıdan geçip koridora ulaştım ve aynı hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. Tam merdivenlere ulaşmış, aşağıya inecekken o da bana ulaştı ve kolumdan tutup durdurdu beni.
"Güzelim, dur bir dakika," dedi, hızla kolumu çektim ondan ve bir adım geri gidip uzaklaştım.
"Bana güzelim deme!" dedim öfkeyle, sesimin yüksek çıkmasına engel olamamıştım. "Hatta sen bana hiçbir şey deme! Beni yok saymak senin çok kolay zaten, bir kez daha yok say," dedim ve yine merdivenlere yöneldim ama bu kez de önümde durup engel oldu bana.
"Çekil gideceğim," dedim yüzüne bakmadan, bakarsam ağlamaya başlayacaktım çünkü.
"Dinlemeden mi?" diye sordu, öfkelendim ve bu öfkeyle baktım ona.
"Dinleyecek bir şey yok ki, yine kendi bildiğini yaptın sen! Yine beni yok saydın, verdiğin sözü tutmadın! Ya ben sana açıkça seninle bir daha konuşmam dedim Pars ama sen buna rağmen yine gittin ve istediğini yaptın. Bunun kalbimi ne kadar kırdığının farkında değil misin? Kalbimi kırmak mı umurunda değil yoksa zaten hiçbir zaman öğrenmez, kandırırım onu diye mi düşündün?"
Derin bir nefes aldı. "Farkındayım sinirlisin ama yemin ederim yanlış anladın."
"Öyle mi? Neyi yanlış anladım? Benden gizli benim için Gökmen'e para verdiğini mi? Gökmen'i Ayliz asla bilmeyecek diye tehdit ettiğini mi? Söyle hadi, hangisini yanlış anladım?"
"Salona inelim," dedi, kaşlarımı çattım. "Ayakta bile duramıyorsun, oturup konuşalım."
Sakin kalmak için derin bir nefes aldım ve anlayışla başımı salladım. "Tamam."
Aldığı cevaptan memnun olurken muhtemelen beni kucağına almak için bana doğru bir adım attı ama bunu fark ettiğim hızla bir adım geri gittim. "Kendim inerim."
Sabır dilercesine derin bir nefes aldı. Sanki haklı olan kendisiymiş de ben abartıyormuşum gibi davranması sinirimi bozarken elimden geldiğince sakin kalmaya çalışmaya devam ettim ve yanından geçip merdivenlere yeniden ulaştım. Fazla yavaş olsam da ondan hiç yardım almadan salona indim ve geçip az önceki yerime oturdum, o da gelip yanıma oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA SÜRGÜN
Teen Fiction"O Doğu'ysa ben Batı'ym." "O siyahsa ben beyazım." Diye haykırdı genç kız. Fakat bu cümleleri kurarken bu hikâyenin aslında Doğu'yla Batı'nın kavuşmasını, siyahın beyaza karışmasını anlattığını bilmiyordu. Öğrendiğinde ise hiçbir şey eskisi gibi ol...