Selam :)
Yeniden bir aradayız, bölüme başlamadan önce sol alt köşedeki yıldıza dokunarak bana destek olabilirsiniz.
Buraya ben de sizin için bir yıldız bırakıyorum.⭐ Sizinkileri de bekliyorum.❥
Bölüm sınırımız yine 500 yorum<3
Keyifli okumalar.♡
Instagram: gizzemasllan
.
.
.
46. BÖLÜM "HAYAL KIRIKLIKLARI"
Vücudumdaki ağrılar beni fazlasıyla zorlamaya başlarken Pars'ın yardımıyla yatağın kenarına oturdum. Eşzamanlı olarak Pars önümde diz çöktü, ayakkabılarımı çıkardı ve sonrasında yatağa uzanmam için yardımcı oldu.
Başımın altındaki yastığı düzelttikten sonra pikeyi üzerime örterken daha fazla dayanmayıp "Babamı nasıl ikna ettin?" diye sordum.
Hastaneden çıkar çıkmaz babam bana bir telefon vermiş, telefonumun hep açık olması konusunda beni uyarmış ve başka da hiçbir açıklama yapmadan gitmişti. O gittikten sonra da Pars bana hiçbir açıklama yapmadan beni adadaki eve getirmişti ve ben gerçekten babamın onunla buraya gelmem konusunda nasıl ikna olduğunu fazlasıyla merak ediyordum ama Pars Bey bu merakımı giderecek herhangi bir şey söylemiyordu.
Ben bu düşünceler arasındayken yatağın kenarına oturdu, gözlerime bakarken yüzünde muzip bir ifade oluştu. Bu ifadenin altından ne çıkacak diye içimden geçirirken "Ayliz'in psikolojisi çok bozulmuş dedim," demesiyle kaşlarımı çatmam bir oldu, çünkü bu cümleyi öyle bir yüz ifadesi ve ses tonuyla söylemişti ki gerçeğin bu olmadığını hemen anlamam pek de zor olmamıştı.
"Zaten normal değildi, hepten gitmiş dedim," dediğinde gözlerimi kıstım ve öldürücü bakışlar attım ona. O ise bu bakışlarıma rağmen devam etti konuşmasına. "Ya götürelim bir psikoloğa yatırsın bir hastaneye ya da hiç karışma ben iyileştiririm onu dedim. Adama teklifim cazip gelmiş olacak ki al götür dedi." Gülmemek için elimden geleni yaparken olabildiğinde kızgın görünmeye çalıştım.
"Hastaneye yatıralım dedin, öyle mi?"
"Evet, işe de yaradı. Bak nasıl alıp getirdim seni buraya," demesiyle omzuna bir tane yemesi bir oldu ama maalesef ki bu öyle sert bir vuruş olmadı, acıyan kemiklerim buna izin vermedi.
"Ya sen nasıl benim arkamdan böyle bir şey söylersin? Hastaneye yatıracakmış! Asıl sen hastaneye yat, manyak!" diye çıkıştım, bu sözlerim normalde onu sinirlendirirdi ama bu kez umurunda bile olmadı.
"Takıldığın tek nokta bu mu gerçekten?"
Bu soruyla bir kez daha kaşlarımı çatıp "Ya neye takılacaktım? Açıkça bana deli demeye çalışmışsın," diye kızmaya devam ettim, o esnada bana öyle bir bakıyordu ki sanki gerçekten de takılmam gereken başka bir şey varmış gibi hissedip kurduğu cümleyi düşündüm ve aslında neyden bahsettiğini anlamam zor olmadı.
Anladığımı fark etmiş olacak ki yüzündeki muzip ifade artarken "Hm," dedim uzata uzata ve ekledim. "Demek sen iyileştireceksin beni," dediğimde hâlâ sessizdi. "Nasıl yapacakmışsın bakayım onu?"
Bu sorumla eşzamanlı olarak tek kaşını kaldırdı ama tek kelime etmedi. Sanki benim anlamamı beklercesine baktığını fark edince kendimi biraz zorlayıp doğruldum ve arkama yaslandım, kollarımı da göğsümün altında topladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA SÜRGÜN
Novela Juvenil"O Doğu'ysa ben Batı'ym." "O siyahsa ben beyazım." Diye haykırdı genç kız. Fakat bu cümleleri kurarken bu hikâyenin aslında Doğu'yla Batı'nın kavuşmasını, siyahın beyaza karışmasını anlattığını bilmiyordu. Öğrendiğinde ise hiçbir şey eskisi gibi ol...