10. Bölüm "İki Yol"

56 7 0
                                    



Küçük yıldızıma basıp sağ ayakla bölümümüze geçiyoruzz.

Yorumlarınız çok önemli, aşırı önemli, beni yorumlarınızdan mahrum etmeyin..

Keyifli okumalar...🍷⚜️

***

Önce binlerce ışık yakılarak aydınlatılan hayatımın ışıklarının sönmeye başladığını anladığımda daha yirmi üç yaşında geç bir kızdım. Hayalleri olan, ileride çok mutlu olacağını düşünen sıradan bir insandım sadece.

İstediğim şeyler hiç bir zaman çok olmamıştı.

Ama şu an kulağımdaki telefondan çıkan sesin sahibi benim istediklerimin de çok olduğunu fısıldıyordu bana. Gözlerim bir kaç saniye Deniz'in gözleriyle buluştu. Ne konuşacağımı, ne söyleyeceğimi bilmiyordum, dilimi yutmuş gibiydim.

"Kim o?" Diye sordu Deniz. Kaşlarını çatmış yüzümün bir anda nasıl bu kadar değiştiğini sorgular bir ifadesi vardı.

"İyiyim anne, ve evet eve geleceğim bir kaç saate kadar." Bir şeyler anlamamaları için uğraşarak tamamlamıştım cümlemi.

"Anne demek ha?" Cenk'in gülerek konuştuğunu ses tonundan bile anlayabiliyordum, ona olan öfkem her geçen saniye biraz daha yükseliyordu. "Sevgilin beni öğrenirse ne olur İpek?" Sanki annem konuşuyorda ben onu dinliyormuşum gibi yaparken yüreğim ağzıma geliyordu. Deniz Cenk'i öğrenebilirdi bu sorun değildi, sorun olan Cenk'in bana dayatmaya çalıştığı şeyleri öğrenmesi olurdu.


"Baş başa konuşalım bu konuları demek istiyorsun sanırım. Konum atıyorum, ve biliyorum sen benim yanıma çok kısa bir zaman içinde geleceksin, çünkü o sevgilim dediğin yavşağın ikinci bir darbe almasını istemiyorsun. Annen şöyle derdi değil mi? Görüşürüz güzel kızım." Ne kendim bir şey söyledim ne de onun demesine izin verdim, telefonu hemen kapatıp çantamın içine attım, bu sürede Deniz ile hâlâ göz gözeydik. Sorgulayacı bakışları üzerimde dolaşırken bacaklarımın titrediğini fark ederek uzandığı yatağın yanına dizinin dibine oturdum.

Yüzüm ona ters gelecek şekildeydi bu yüzden onu göremiyordum ama sırtımda olan gözleri değdiği yerleri yakıyor, kavuruyordu. O kadar çok hissediyordum ki. Göz göze olmasak bile benim bir şeyim olduğunu şu an öyle bir anlamıştı ki, bunun üzerini ne ile örteceğimi düşünüyordum. Ona yalan söylemek zorunda kalmaktan nefret ettim o an. Beni buna mecbur bıraktığı için o adamdan kat kat nefret ettim.


"Ne olduğunu söyleyecek misin?" Sevdiğim adamın Kulağıma gelen sesi ona bakmam için zorluyordu beni, sert bir şekilde yutkundum. Ayağa kalkıp ona doğru dönerek aynı şekilde oturduğumda ne söylersem daha inandırıcı olacağını düşünmeye başladım.


"Annem aradı, eve gelmemi nasıl olduğumu sordu," Dedim zorla gülümseyerek. Kimse konuşmuyor bu beni daha da tedirgin ediyordu. Deniz'in kuşkulu bakışları bütün bedenimi dolanıyor bir şeylerin yalan olup olmadığını sorguluyordu.

"Yüzün niye sarardı o zaman telefonu açtığın zaman."

"Babam veya abimin bir sorun çıkarttığını düşündüm çünkü." Tek kaşını havaya kaldırdı Deniz, yüzünden bana inanmadığı çok belliydi, kahretsin ne yapacaktım ben şimdi?

"Mesela ne gibi bir sorun?" Ne diye didikliyordu ki mevzuyu burada konunun kapanması gerekiyordu.

"Ne diye bu kadar sorguluyorsun? tahmin ettiğin şeylerin olduğunu sende biliyorsun." Sinirle konuştuğumda bu üste çıkmak istediğim için yapmış olduğum bir şey değildi, gerçekten değildi. Ama karşımdaki adamı yalnızca bu şekilde ikna edebileceğimi biliyordum.

SENSİZ GEÇEN YILLARIM (+18) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin