"Şu sıralar göğüs kafesimi sıkıştıran o belirsiz hissin benliğimi öldürmesinden korkuyorum..."Keyifli okumalar... 🖤
***
Cenk ile yaşadığım pişmanlık dolu o akşamdan sonra tam olarak bir buçuk gün geçmişti. Beni evime getirmiş aileme arabada uyuyakaldığımı söylemişti annemin dediğine göre. Oysa ben yıkılmıştım o gece. O gece benim bitişim, ve bir daha hiç atmayacak kalbimin sözleşmesi imzalanmıştı.
Odadamdan bir saniye olsun çıkmamıştım bu günlerde. Bir yemek yemeğe gidiyordum aşağı o kadar. O da boğazımdan iki lokma inerse. Evet onu ve dediği şeyleri kafama takıyordum. Takılmayacak şeyler değildi ki, onu tanımıyorda olsam gözlerindeki kararlılık yetiyordu insana. Ve altındaki o inanılmaz güç...
Biraz araştırma yapmıştım Cenk hakkında, dediği şeyleri yapabilecek biri miydi yoksa değil miydi diye. Yapabilirmiş. Türkiye'nin ileri gelen bir kol saati üretme şirketleri vardı. Yurt dışına da çalışıyorlardı. Özel günlere ayrı özel saatlerde tasarlıyorlarmış, mesela sevgililer gününe özel saatleri dudak uçuklatacak cinsten bir güzelliği vardı. Tabii bunun o adamla bir alakası yoktu, tasarımcıları başarılı biriydi. Ama sonuçta ihracat yapmakta kolay bir şey değildi.
Ailemle aynı işi yaptığı için çözmem zor olmamıştı yazılan şeyleri. İyi hoştu da bana dediği şeylerden pek bir adamlık sezmemiştim. En önemli noktayı unutmuştu o. Para güç biterdi de adamlık bitmezdi. Mesela benim Deniz'im çok çok zengin değildi ama bir gönlü vardı... Her an bana iç çektiren...
Yatağımda sağ tarafıma doğru dönüp yatmaya devam ettim. Deniz'i aramalı mıydım bilmiyordum, gerçekten aklımda çok belirsizlik vardı. Cenk'i bilmesi gerekti. Dediği şeyleri bilmesi gerekti. Yarın buluşacaktık beraber. Kim bilir ne olacaktı. Umarım diyordum kaç gündür içimden, umarım ona elini sürmeye kalkmaz.
Telefonumdan gelen mesaj sesiyle yastığın altından çıkartıp elime aldım. Deniz mesaj atmıştı. Gülümsedim. Canını sevdiğim, böyle her an bana yazması, beni özlemesi çok güzel bir şeydi. Anlatılamayacak kadar güzel.
"Çiçeğim var yaa seni görmeyi nasıl özledim. O gül yaprakları gibi saçlarını öpmeyi, koklamaya bir bilsen..." Üç noktasına gülerken bende onu ne kadar fazla özlediğimi fark ettim.
"Deniz bebeğim bende yerimde zor oturuyorum zaten, şimdi kaldırıp yanına getireceksin."
Görüldü, yazıyor...
Beklerken gözlerimi tavana diktim gülümseyerek. Bu kadar kırık kalbin içinde, kalp kıranların çok olduğu bu devirde nasıl seksenli doksanlı yılların sevgisi gibi, sevdiği için çabalayan bir adam bulmuştum? Ne kadar şükretsem azdı.
"Ben diyorum valla evlenelim hemen diye, şimdi kocanın kolları arasında uyuyor olurdun."
"Tamam kabul ediyorum Deniz, tedavim bittiği an evleneceğim seninle. Ama bak söz ver götüreceksin o gün nikah dairesine?" Seninle o an evlenmek zorundayım Deniz. Başka oluru yok çünkü. Senden başkasının karısı olmak... Dayanamam.
"Sen yeterki he de güzelim, nikah daireleri köpeğin olsun." Yazdığı şeyler yüzümde kocaman bir gülümseme oluştururken ellerimin titrediğini hissettim. Bu sıra da bu çıkmıştı, his kayıpları, el titremeleri çok fazlalaşıyordu günden güne.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ GEÇEN YILLARIM (+18)
Romance"Seni seviyorum." Kelimelerini katledeceğim gece gideceğim senden. Şafak ağırmadan evvel, cenneti sakladığın kollarının arasından sana bir cehennem bırakarak gideceğim. Saçlarımın arasına biraz kokunu serpip gideceğim. Gözlerime silüetini hapsedeceğ...