***Ben böyle bir acı çekeceğimi daha önce hiç tahmin etmemiştim. Daha dün gibiydi her şey. O kahvenin üzerime döküldüğü andaki acının şimdi bütün bedenimi yakacağını, benden sonra da Deniz'den ruhunu söküp almak ister gibi yakacağını bilsem o kantine asla inmezdim.
Hiç bir güç o kantine götüremezdi beni.
Ama yine de onunla iyi ki tanışmıştım, eğer tanışmasaydım dünyanın en güzel şeyini hiç görmemiş olacaktım.
Deniz çıkalı on beş dakika kadar oluyordu. Abisinin vurulduğunu söyledikten sonra anlımdan öpmüş telefonumu açmamı, beni arayacağını söylemişti. Korkuyordum. Korkudan oturmuş ağlıyordum. Cenk beni o kadar korkutuyordu ki, önce Deniz'e yaptığı, şimdi abisine... Sırada kim vardı? Anlamamış mıydı o gün onunla evlenmeyi zorla da olsa kabul ettiğimi? Daha ne istiyordu sevdiğimden?
Yüreğim yana yana vazgeçmiştim işte batmayan güneşimden.
Bir daha nasıl güneş doğacaktı benim günüme?
Elimde olan telefonu sonunda açtığımda önce önüme Deniz'in günlerdir attığı mesajlar bir bir dökülmüştü. Gözlerim dolu dolu girdim onunla olan mesajlarıma.
Batmayan Güneşim; Neden böyle yaptığını asla anlamayacağım.
Batmayan Güneşim; Madem kendini çok inandırdığın şeyin gerçek olacağına eminsin, o zaman neden beni son günlerimizde sensiz bırakıyorsun?
Batmayan Güneşim; 4 gün oldu, seni rahat bırakayım diyorum ama adamda sabır bırakmıyorsun!
Batmayan Güneşim; Gerçekten kızıyorum.
Batmayan Güneşim; Evine gelmekten hiç çekinmeyeceğini biliyorsun değil mi? Biraz daha cevap vermezsen yemin ediyorum gelirim.
Mesajları okurken gözyaşlarım bir bir dökülüyordu yanaklarıma. Ona bunu yapmaya hakkım yoktu, daha o kadar çok mesaj vardı ki, her saniye bana mesaj atmıştı. Cevap alamadığını, alamayacağını bile bile...
Ama en son bir tanesi vardı, o içimdeki ipleri koparmıştı.
Batmayan Güneşim; İpek... Sevgilim, seni anlıyorum. Ben olsam bende aynısını yapardım ama sende bir kendini benim yerime koy, ben ölecek olsam sen beni sırf bu yüzden terk eder miydin?
"Ederdim," diye mırıldandım kendi kendime. Sanki her şeyi biliyormuş gibi, sanki her şeyi anlamış gibi yazmıştı o sözleri bana. Bilmiyordu, emindim. Ama bilse en fazla bu kadar canım yanabilirdi.
Ve biliyordum, benim yerimde o olsa aynısını yapardı... Arkasına bakmadan bırakırdı beni, sırf yaşayabileyim diye. Sırf sevgisi beni öldürmesin diye...
Uzun yıllar sonra tekrar karşılaşırsak bana nasıl bakardı acaba? Ne derdi?
Daha fazlasını okumaya gücün yetmeyince telefonu yastığımın altına sıkıştırdım. Güneş doğmaya başlamıştı. Ben öyle boş bir şekilde dışarıyı izlerken telefonum çalmaya başladı. Deniz olduğunu düşünerek heyecanla yastığın altına attım elimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ GEÇEN YILLARIM (+18)
Romance"Seni seviyorum." Kelimelerini katledeceğim gece gideceğim senden. Şafak ağırmadan evvel, cenneti sakladığın kollarının arasından sana bir cehennem bırakarak gideceğim. Saçlarımın arasına biraz kokunu serpip gideceğim. Gözlerime silüetini hapsedeceğ...