"Çünkü hayat,
birinin tüm kalbiyle senin yanında olduğunu bildiğinde güzelleşiyor..."Keyifli okumalar... 🖤
***
Bir insan bir insanı gerçekten severse onun için ağlayabilirmiş, annem söylemişti bunu bana. Bir kere babamla yeni evlendikleri zaman annem ateşlenmiş, babam bütün gece başında hiç uyumadan durmuş. Bakmış anneme, ilaç vermiş, çorba yapmış, ıslak havlu koymuş yüzüne, boynuna, koltuk altlarına.
'Ben sevginin gerçek olduğuna o gün inandım,' Demişti annem. Bende bu gece anlamıştım hayatımdaki adamın hayatındaki yerimin büyüklüğünü... Okuldan çıkmıştı, yorgundu, belki başı ağrıyor ve evde uyumak istiyordu. Şimdi yarın tekrar gidecekti, ama o yaklaşık yarım saat önce benim yanıma yatmış burada uyumuştu.
Yalnız bırakmak istemiyormuş, bırakamazmış beni bu şekilde. İnsana huzur veriyordu biri tarafından bu kadar sevilmek. Bir adam giriyor hayatınıza, hayatanız oluveriyor bir anda. Ondan başka her şey anlamsız geliyor. Bir erkeğe ufacık bir bakışınız bile değmiyor doğru kişiyi bulduğunuzda. Size bakanlar zerre umurunuzda olmuyor ya da. Ne bileyim işte, dünyada sanki bir o varmış gibi, sanki bir tek huzur ondaymış, ölümde kalımda oymuş gibi hissediyordu insan.
Annemleri sormuştum ona, annemi zorla ikna etmiş, burada sadece yanımda tek kalmak istediği konusunda. Annemde bu gece bir arkadaşımda kalacağımı söylemiş babamla abime. Aslında babamla abimin öğrenmesi ona göre sorun değilmiş ama bu konuda benimle konuşmadan da harekete geçmek istemememiş. Zaten beni ilk buraya getirdiği zaman annem varmış yanında, doktor 'birazdan uyanacak,' demeden de gitmemiş.
Bilemiyordum, belki de babamlar bu gece her şeyi öğrenmiş olabilirdi. Zaten benim için sorun da yoktu, kısa zamanda Deniz ile ailemi tanıştırmayı düşünüyordum. Ciddi bir ilişkinin içindeydik çünkü, Deniz, 'okul bir bitsin hemen alacağım seni nüfusuma,' deyip duruyordu bana. Kısa zamanda evlenme teklifi ederse şaşırmazdım.
Tek evet diyeceğim adamdan, 'benimle evlenir misin?' Sözcüğünü duymak nasıl bir his olurdu merak ediyordum. Bir sorun çıkar da onunla olmazsa başkada kimseyle olmazdı zaten. Birinin ateşinde yandıktan sonra başkasına kül olamazdı bir insan. Benim yangınım Deniz'di. Benim kül olduğum, küllerimi yaktığımda oydu. Başkası yoktu benim için. Başka bir erkek düşüncesi bile kalbimi sıkıştırıyordu.
Onunla kurduğum hayaller... Onunla düşündüklerimi nasıl başkalarıyla yaşardım ki ben? Onunla bulduklarım, onunla sahip çıktığım yüreğimle nasıl başkasına evet derdim? Nasıl başka bir adamın babası olan çocuğa anne olabilirdim? Onun hayalini kurduğu kız çocuklarını nasıl başka birinden dünyaya getirirdim.
Bu ona da kendime de yaptığım en büyük saygısızlık olurdu...
Beni yatağın biraz daha yukarısına çıkartmış, kendisi de kafası boynuma gelecek şekilde yatmıştı. Işıkları kapatmış odanın içinde sadece yatağın başında olan ufak led ışıkların verdiği aydınlık vardı. Ellerim onun uzun saçlarını severken odadaki camdan dışarı bakıyordum. Kafamı indirip saçlarını kokladım.
Deniz, deniz gibi kokmazdı, toprak gibi kokmazdı, odun gibi kokmazdı, portakal kokmazdı, çikolata, kahve, ne bileyim öyle şeyler kokmazdı o. Kendime has, her şeyden içinde olan bir kokusu vardı. Bir tanım yoktu, dünyada bir onda vardı bu koku. Hiç bir çiçekte, hiç bir doğal afette, yeryüzündeki herhangi gibi bir şeyde Deniz olmazdı. O her şeyiyle, kokusuyla, gözleriyle, saçlarıyla, elleriyle, yanaklarıyla, ne bileyim yürüyüşüyle bile kendine has bir adamdı. O adamın yüreği de aynı onun gibi eşsizdi işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENSİZ GEÇEN YILLARIM (+18)
Roman d'amour"Seni seviyorum." Kelimelerini katledeceğim gece gideceğim senden. Şafak ağırmadan evvel, cenneti sakladığın kollarının arasından sana bir cehennem bırakarak gideceğim. Saçlarımın arasına biraz kokunu serpip gideceğim. Gözlerime silüetini hapsedeceğ...