Latoya uyandığında yalnızdı. Yine. Yavaşça doğrulduğunda üzerindeki ipek örtü kaydı ve çıplaklığını ortaya çıkardı. Latoya hızla örtüleri tekrar üzerine çekip göğsüne bastırdı. Sonra bütün gecenin anılarının zihnine hücum etmesine izin verdi. O ne yapmıştı böyle? Alber'in ona sahip olmasına izin vermişti! Alçak herif ona zor kullanmıştı. Ancak Latoya buna tecavüz diyemezdi çünkü adama karşılık vermişti. Neden karşı koymamıştı ki? En azından şimdi onu suçlayarak nefretini körükleyebilir ve gururunu kurtarabilirdi. Ama artık hiçbir önemi yoktu. Latoya ona kendini isteyerek vermişti. Artık ondan asla kurtulamayacaktı. Gözlerinin dolmasıyla ellerini yüzüne kapattı. Çığlık çığlığa bağırmak, ağlamak istiyordu.
Saatler sonra yataktan ancak kalkabildi. Kasıklarındaki sızı dün gecenin gerçek olduğunu her adımda ona hatırlatıyordu. Üzerine yeni bir gecelik geçirdi ve hizmetçiden ona bir küvet hazırlamasını ve kan bulaşmış örtüleri değiştirmesini istedi. Saatlerce duş aldı. Alber'in dokunduğu her bir santimini temiz olduğundan emin olana kadar sürttü. Bu süre boyunca ise göz yaşlarını tutamıyordu.
Aşağı indiğinde kale boştu. Olması gerekenden daha boş. Hizmetçilerden Mariam'ın bahçede olduğunu öğrendi ve onu bulmak için dışarı çıktı. Gerçekten de Mariam taş sütunun yanında ruh gibi dikiliyordu. Latoya kadına kaşlarını çatarak yaklaştı ve elini koluna dokundurdu.
"Mariam iyi misin?"
Kadın onu farkedince kızın kollarına tutundu. Yüzü çok soluktu ancak gözleri yaşlardan dolayı kızarmıştı.
"Latoya yardım et!"
Latoya telaşa kapılmıştı.
"Ne oldu Mariam? Herkes nerde?!"
"Kaçırdılar! Oğlum, Mathew'i kaçırdılar!"
Latoya duyduklarıyla şok olmuştu. Mathew burdan sadece iki gün önce yanında bir birlikle ayrılmıştı. Kim böyle güçlü bir ailenin bireyini kaçırmaya cesaret edebilirdi?
"Kim? Kim kaçırmış?"
Mariam'ın gözleri birden öfkeyle parladı.
"Ramonlar ve tabi ki abilerin!"
Latoya birden kaskatı kesildi. Abileri mi? Fakat neden böyle bir şey yapsınlar ki? Latoya çok düşünmeden abilerinin niyetini anladı. Mesajını almış olmalılardı. Alber'in ne kadar güçlü olduğunu biliyorlardı ve Latoya' yı kurtarmanın tek yolu komutanın ailesinden birini rehin almaktı. Böylece Alber kardeşini geri almak için her şeyi yapacak ve takasa mecbur kalacaktı.
Latoya düşüncelere dalmışken Mariam onu bir kere daha sarstı.
"Yardım et! Tüm oğullarım peşinden gitti! Bir tek sen abilerini durdurabilirsin! Lütfen kızım!"
Latoya ağlayan kadını bunu durduracağını telkin ederek eve girdirdi. Daha sonra kalede kalan yetkili askerden detayları öğrendi. Çok uzak bir bölgede değillerdi. Yarım saatlik at sürüşü ileridelerdi. Latoya bunu öğrenince heyecanlandı. Abileri çok yakınındalardı ve onu almaya gelmişlerdi. Askerden bir at istediğinde adam niyetini anlamış olacak ki ona başını salladı.
"Üzgünüm efendim ancak komutan Alber kaleden çıkmamanız konusunda kesin emirler verdi."
Latoya duyduklarına inanamadı. Adam onu resmen kaleye hapsetmişti. Latoya Alber'in, abilerinin niyetini anlamış olabileceğini biliyordu. Ne var ki şu durumda savaş olmadan olayı halledebilecek tek kişi Latoyaydı.
"Bak anlamıyorsun! Ben derhal oraya gitmezsem savaş çıkacak! Belki çoktan çıkmıştır bile!"
Asker ısrarla onu reddettiğinde Latoya onu ikna etmeye çalışmaktan vazgeçti. Adama kötü bakışlar atıp hızla tekrar Mariam'ın yanına geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GANİMET
Historical FictionŞehri istila edilen Kahire Prensesi Latoya, Tanrı Kral'ın sadık komutanı Alber, Alber ganimeti el değmeden Kral'a götürebilecek mi? İnatçı ve güzel Latoya, Alber'in derinlerinde yatan arzularını uyandırıyordu. Alber Kralına sadık kalıp onu bırakabil...