BÖLÜM : 8

2.3K 93 7
                                    

**

"Ya gitmeden önce bi halay mı çekseydik?"dedi Oğuzhan içtiği içkinin etkisiyle eldeki kravatı Aybars'ın kafasına geçirirken.

"Oğlum saçmalama yürü."Sarhoş olmayan Aybars resmen bizim arkamızı topluyordu.

"Şu an halay kırıklığına uğradım."

Bu söylediği üzerine Eylül,Oğuzhan'ın kafasına geçirip konuşmaya başladı ben de sırıttım.Gayet komikti bence.

"Lan bu halde bile espri yapmayı nasıl beceriyorsun sen?"

"Sen nasıl siğil ağdayla kaşını almayı başarıyorsan Eylülcüğüm."diyen Oğuzhan'a bakarak kahkaha atmaya başladım.

"Hoşuna mı gitti Mevsim?"diyen Aybars' a karşı keyifle gülümsedim.Gülümsemez olsaydım.

Oğuzhan bana ve Aybars' a bakarak konuşmaya başladı:

"Lan Aybars, bu Mevsim varya kahkaha atarken Saba Tümer'e meydan okuyor resmen.Okulun yangın alarmı gibi ses çıkartıyor.Görsen soğursun-"Lafını kestim.

"Öhöm.Öhöm.Oğuzhan!"

"Ay ne var kız.Hem karar verdim bundan sonra sana İlkbahar diyeceğim.Malum yaz geliyor."

"Çok komiksin canım."dedim.

Eylül ve Oğuzhan dağıtmışken içki içmemiş olduğumdan kahkahalar eşliğinde sokakta yürürken onları izliyordum.

Eylül koluma girmiş sallana sallana yürüyordu.Oğuzhan'da kolunu Aybars'ın omzuna atmıştı.

"Şu an evdeki kireçlenmiş çamaşır makinesi tadı var lan ağzımda.Galiba kuracağım."diyen Eylül'e öldürücü bakış attım.

Eylül yavaş yavaş iyice bana sokulurken onu itmeye çalıştım.

"Eğer üzerime kusarsan-"diyordum ki;

"Bööğhh."diye öküz bir sesle Eylül üzerime kustu.

"Allahuekber dağları aşkına!O neydi?Deprem mi oldu?Kendimi Nepal depreminde güvende işaretlemiştim lan!"diye bağırdı Oğuzhan.

Ne zaman ani birşey olsa Allahuekber dağları aşkına diye bağırırdı.İlk başlarda bunu Coğrafya öğretmenini sinir etmek için dese de daha sonra bu onunla bütünleşmişti.

"Ne diyor bu biri tercüme etsin."diyen Aybars'a üzerime kusan Eylül cevap verdi.

"Allahuekber Dağlarını bilmiyor musun cahil? Senin coğrafyan kaç?"diye atarlandı ağzının kenarındaki kusmuğu silerken.

"Sayısalcıyım ben."

"Lan üzerime kustun gerizekalı!"diye çıkıştım sokağın ortasında.Herkes ayrı alemdeydi.

"Üzerindekini ver bana kanka temizleyeyim."dedi Eylül ve tişörtümün eteklerini yukarı kıvırmak için tuttu.

"Eylül mal mısın?Nasıl gezeceğim? Ne yapıyorsun?"diyerek ittirdim.

"Sütyen giymedin mi kız?"Diyen Oğuzhan'a ölümcül bakış attı Aybars.

"Neden öyle bakıyorsun?Bu arada ikizin de aynı sana benziyor."dedi Oğuzhan bu sefer.

"İkizler birbirine benzer çünkü Oğuzhan mal mısın?"diyen Eylül'e üzerim kusmuklu bir şekilde gülümsedim.Aybars ise sinirle çıkıştı;

"Lan manyak mısınız?İkizim falan yok benim!Kaç tane görüyorsun sen beni!"

"Üç tane işte.İkizin çok benziyor ya.Hayır yani anlamadım senin coğrafyan kötü matematiğin kaç anlamıyor musun?"dedi Oğuzhan yine manyak matematiğini konuştururken.

"Anlıyorum Oğuzhan... Az kaldı geldik sayılır."diyen Aybars' a tam birşey diyecektim kiz Oğuzhan yine lafa atladı:

"Şimdi sizin evde mi kalacağız? Anan baban yok mu senin oğlum?Bak ben anlamıştım hap da alıyordur bu.Keş tipi var kesin ailesini testereyle doğrayıp bağlama kutusuna koyup,kutuyu hint desenli halıyla sarıp-"

"Öhöm.Öhöm.Oğuzhan!"

"Sen grip mi oldun Mevsim? Hep öksürüyorsun.Bak havalar medcezir.Dikkat et oranı buranı üş-"

"Burası."diyerek siteyi gösterdi.Daha sonra kartı okutarak kapıdan içeri geçtik.

"Kanka burası büyükmüş bikinili kız var mı yazin havuzda?"Ah...Oğuzhan iyice kendinden geçmişti.Gerçi tek fark sadece sululuk derecesi artmıştı.

"Sen kendine gelmezsen seni o havuza sokacağım ben !"dedi Eylül sessizliğini bozarak.

"Aslında olabilir."diyerek Aybars, Oğuzhan'ı zor zaptederek eve soktu.

Işıkların açılmasıyla merdivenlerde ablası Sima belirdi.Şort bir gecelik giymiş şekilde.O sırada evin ne kadar büyük olduğunu farkettim.İçi de dışı gibiydi.Kahve tonlarının hakim olduğu salon kesinlikle bir kadının elinden geçmişti.Sima;

"Sen ner-"derken gözü bana takıldı sonra da bizimkilere.

"Bu kim?"dedi öksürerek Eylül.

"Sen...Doktora benziyorsun hastanedeki ama dur o daha güzel."dedi Oğuzhan.

"Zaten o."diye fısıldadım kulağına.

"Bunlara ne oldu böyle Aybars?"Sormakta haklıydı.

"Ahh!"diyen Oğuzhan'a döndük hepimiz.Sima da merdivenlerden koşarak fırladı açılın ben doktorum edasıyla.

Hemen Oğuzhan'ın yanına koştu.

"Neyin var? Neren ağrıyor? Birşey mi oldu?"bir doktora göre fazla panik olmuştu.

"Evet çok açıyor."diyen Oğuzhan'a endişeyle baktık.

"Neresi acıyor?"dediğinde kızın elini alıp kalbine koydu.

"Burası açıyor Doktor Hanım!"dedi ve türküye giriş yaptı;

"Dermanı yardadır, sende bulunmaz.Boşuna benimle uğraşmaya doktor!"dediği an Aybars kafasına şaplağı geçirdi.

"Yürü Oğuzhan!"

**

Oğuzhan koltukta çoktan sızmıştı.Öküz Aybars kendi yatağında,Eylül ve ben de yerde yatıyorduk.Ablası zaten odasındaydı.Gece gece ne hallere düşmüştük (!)

Nedense beni bir türlü uyku tutmamıştı.Ailem (!) beni hastanede sanarken Oğuzhan ve Eylül tarafından hastaneden çıkartılmıştım.Sanki umurlarındaydım.Gecenin burada biteceği aklımdan geçmemişti.

Eylül'ün annesi hostes olduğundan kızını evde mışıl mışıl uyuyor sanıyordu.Gerçi şuanda uyuyordu ama...Oğuzhan'ınkiler de Erdem (bizim karşı sınıftaki playboy olan ve Oğuzhan'ların aile dostunun oğlu)'de kalacağını sanıyorlardı.

Yalan söylemekte harikayız, süperiz.

Mal gibi tavana bakmayı kestim.Benim açımdan sorun yoktu.Aybars ablasına demişti fakat içimde bir huzursuzluk vardı.

Boğazımın kuruduğunu biranda fark ettim.Su içmek için Eylül'ün bana koala gibi sardığı kollarını zar zor iterek kalktım. Mal gibi koca evde şimdi mutfağı arayacaktım.

Karanlıkta bir iki yere çarparak ışığı buldum.Daha sonra mutfağı bulamayıp geri kapattım ve merdivenlere yöneldim.

Ilk bulduğum kapıyı açtım.Tuvaletti.anlamamın sebebi heryerin sabun kokmasıydı.Kapattım ve diğer kapıya yönelip bodoslama açtım.Doğru kapıyı bulduğumu sanarak hemen elimi duvara sürtüp ışığı zar zor buldum ve açtım.

Karşımda bir adet üzeri çıplak,altına siyah eşofman giymiş ve saçı başı dağılmış bir Aybars görmeyi beklemiyordum çünkü tam bir klişeydi(!)

Düzenli nefes alış verişi kulağa melodi gibi geliyordu ve kol ve boynundaki damarlar kaslarıyla beraber ortadaydı.

Derin bir iç çekerek kapıya yaslandım ve onu izlemeye başladım.Kendimi yavaş yavaş kaptırıyordum.Ona, kokusuna, duruşuna, kısacası herşeyine...

Sadece izledim.Ben cesur değildim, hiçbir konuda.Benim yerimde başkası olsaydı belki yanına bile kıvrılır uyurdu.Bense sadece ona uzaktan bakıyor ve hayal kurmayı tercih ediyordum.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin