BÖLÜM : 9

2K 96 6
                                    

Medyaya en sevdiğim parçalardan birini koydum.Bölümle de fazlasıyla uyumlu.Eğer okurken dinlerseniz çok sevinirim. *Teoman-Onyedi*

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.İyi okumalar :*

Çalan telefonumun sesi uyanmama neden olurken Eylül'ün mırıldanmaları da bu duruma eşlik ediyordu.Hızla yattığım yerden doğruldum ve telefonumu uyku mahmuru bir şekilde, kimin aradığında bakmadan yanıtladım;

"Alo."sesim soğuk ve hala uykuluydu.Saatin bile sabahın kaçı olduğundan haberim yoktu.

"Alo kızım."Annemdi.

"Efendim anne?"sorar bir şekilde yanıtladım en soğuk sesimle.Beni ilk başta umursamıyor sonra da arıyordu.

"Nasılsın?"sesi çok ince ve kısık geliyordu.Büyük ihtimalle kocasının habero yoktu aradığından.Yine neler dönüyordu acaba?

"Sana bir kızın olduğunu hatırlayana kadar beni arama demiştim."

"Mevsim,gerçekten bilmediğin şeyler var kızım.Lütfen...Şimdi eve gel ger-"demesine kalmadan telefon kesildi.Kesin yine birşeyler olmuştu.

Bütün uykum kaçmıştı.Gitmem gerekiyordu.Herzamanki mantıklı olan tarafım artık onları ve sorunlarını düşünmememi söylerken,kalbim onun her ne olursa olsun annem olduğunu hatırlatıyordu.

Yattığım yumuşak yataktan kalkarak bir,iki adım ilerledim ve Eylül'le Oğuzhan'a baktım.Havanın mevsimlere göre soğuk olmasına karşın Oğuzhan'ın üzerindeki battaniyeyi yere atmasına gülümsedim.Yavaşça yerdeki sarı battaniyeyi üzerine örttüğümde anlamadığım bir şekilde mırıldandı.

Eylül ise bir yastığı bacaklarının arasına almış,yer yatağına yayılmış bir şekilde uyuyordu.

Aybars' a haber vermem gerekiyordu.Elimdeki telefondan saate baktım.Saat sabahın beş bucuğuydu.Yine de ona haber vermek için dün kazala keşfettiğim odasına ilerledim.

Geniş ve koyu renkteki merdivenleri çıkarken üzerimdekilere baktım.Mavi renkteki dar askılı ince atlete benzeyen bluzum altında da boxerım vardı.Hemen geri döndüm ve koyu kahve koltuktali pantolonumu altıma geçirdim.Tiş baktığımda ise Eylül'ün dün geceki kusmuğunu görerek yüzümü buluşturdum.Askılı ve üzerimdeki pantolonla tekrardan merdivenlere doğru yürüdüm.Öylece bir klişe hareket yapıp gitmeyecektim tabii
ki.

Hızlı ve sessiz bir şekilde merdivenleri çıktım. Hemen odasına doğru yine hızlı bir şekilde yürüdüm.Vardığımda, kapıyı oldukça yavaş bir şekilde açtım.

Aynı şekilde uyuyordu.Hiç pozisyon değişikliği yapmadan.Paytak adımlarla odadan içeri girdim.Yatağının başına çöktüm.Özenle şekillendirilmiş saçlarına çok hafif bir hareketle dokundum.Tepki veremeyecek kadar derin bir uykuda olduğunu anladığımda bir daha dokundum.İpek gibiydi.Yumuşacık,güzel kokulu.Ellerim onun saçlarında dolaşırken güzel yüzünü inceledim...Ondan galiba hoşlanıyorum diye geçirdim içimden ama nasıl olacaktı?Onun yanında sönüktüm.Benden farklıydı.O sıcaktı bense soğuk.O aydınlıktı, ben karanlık.Bu hikâye tamamen zıttı.Ben o herkesin, beğenmediği ve sevmediği biriydim.Kötülükten değil ama nedenini ben bile bilmiyordum.

Kafamdaki karışık düşünceler beynimi tırmalarken ellerimi geçirmiş olduğum saçlarından çekmeden ufak bir fısıltı eşliğinde ismi kurumuş dudaklarımdan döküldü;

"Aybars."dedim ama oralı bile olmadı.Tekrardan seslendim;

"Aybars..."Ellerim hala saçlarında olduğundan biraz hareket etmeye başladı.

"Uyanman gerek."dedim tekrardan yumuşak ses tonumla.Uykulu halinden faydalanarak saçlarıyla oynadığımı söylememe gerek yok sanırım.

Yavaş ve uyuşuk şekilde kıpırdanmalarına gülümsedim.Bir iki kere daha ona dokunduğumda sonunda yavaşça gözlerini araladı.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin