BÖLÜM : 15

1.4K 71 12
                                    

Merhaba!Bölümler için uğraşıyorum ve bu yüzden çoğu karakteri oturttuk sayılır.Şimdi ise yeni karakterimiz Yağız'ı seçtim! Tabii ki multimedia da.Yine de buraya da yazıyorum. Yağız karakterimize hayat verecek isim Felix Bujo!Merak edenler multimedia haricinde de bakabilir.Öneririm :D İyi okumalar!Hepinizi çok seviyorum :*

Lütfen vote ve yorumlarınızı eksik etmeyin!

**

**EYLÜL'ÜN AĞZINDAN**

Yağız ile Mixer'de buluşacaktık ve ben şimdiden on beş dakika geç kalmıştım.Normalde yüz metre yanından bile geçmediğimiz yere kısa zamanda gelmeye başlamıştık.

Mevsim'in yanından ayrıldıktan sonra giyeceklerimi kesinleştirmiştim.Son kez üzerimdeki beyaz dar askılı buluzu ve altımdaki yırtık kot şortu düzelttim ve saçlarımı şekillendirmeye başladım.Saçlarım açık kahverengi ve düzdü.Düz saçlı olmaktan herzaman nefret ederdim.Bu yüzden sanki saçlarım inadına iyice halk tabiri ile inek yalamış gibi şekil alıyordu.Oflayarak elimdeki saç şekillendiricisini saçlarıma sürmeye devam ettim.Aynada baktığımda güzel göründüğünü fark ederek gülümsedim ve far paletimi alarak uygulamaya başladım.Yüzümün pudra,fondöten tarzı şeylere ihtiyacı yoktu.Bu benim için çok büyük bir avantajdı.Hafif bir şekilde biraz parıltılı kahve tonlarındaki farı uyguladıktan sonra kırmızı rujumu da özenle sürdüm.Aynada kendimi süzerken annem bir anda odanın kapısını açtı ve şaşkınlıkla bana baktı.Daha sonra da sanki ani bir karar vermiş gibi valizini kapının gerisinde bıraktı ve odama girdi.

Bana bakarken bakımlı dudakları nazikçe yukarı kıvrıldı.

"Eylül,ne kadar da güzel olmuşsun."Bu dedikleri utanmama sebep olduğundan kafamı önüme eğdim.

"Gerçekten mi?" dedim kafam hala önüme eğikken.

"Evet,yoksa Eylül-" derken lafını kestim;

"Of anne!Saçmalama." diye söylendim.

"Peki o zaman nereye bakalım."dedi bu sefer biçimli kaşlarını çatarken.

"Bizimkiler işte anne.Biliyorsun Oğuzhan falan." dedikten sonra duvardaki saate baktım.

"Ayy anne ben geç kaldım! Ben gidiyorum."dedim ve yanağına sulu bir öpücük kondurarak çantamı ve telefonumu alıp kapıya yöneldim.

"Eylül dur!Londra'ya gidiyorum. İstediğin birşey var mı?" dedi boy aynasın bakıp hostes kıyafetini düzeltirken.

"Harry Styles lütfen!" diye bağırarak kapıya yöneldim.Annemin olanaklarını duyar gibiydim.

Tipimi düzelttikten sonra,ayakkabılarımı giyerek hızla yürümeye başladım.Güzellik onayından da geçtiğime göre artık hazırdım.

Yürürken Yağız'la nasıl tanıştığımızı hazırladım ve gülümsedim.

-İKİ GÜN ÖNCESİNE DÖNÜŞ-

Annem Frankfurt'tan geliyordu ve söylediğine göre çok fazla alışveriş yaptığı için taşımakta zorlanacağından beni havaalanına çağırmıştı.

Peki sizde Eylül Çevik'in en önemli özelliği nedir?Doğru bildiniz geç kalmak (!)

Hemen taksiciye ücretini ödedim.

"İyi günler amca." demiş gidiyordum ki;

"Bana amca deme güzelim." dedi taksiden bağırarak amca amca.

Ona geri dönüp üç numaralı bir bakış attıktan ve dediğini umursamadıktan sonra havaalanına doğru depar attım. O sırada koşarken ani bir hareketle yere düştüm.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin