BÖLÜM : 11

1.9K 92 5
                                    

Aslında hiç olmadığı kadar anlamlı bir kelimeydi sevmek.

**
Bu bölümde Doğu'ya ağırlık verdim.Bu bölümün şarkısı Doğu tarzıyla "Rihanna-Suicide".Benim de en sevdiğim şarkılardan. Biraz yine duygusallık ön planda umarım beğenirsiniz.Iyi okumalar. Yorum ve vote bekliyorum :*

Gözlerimi açmayacaktım fakat ilk defa birine kalbimin kapılarını açtım.

Aybars' ın elleri hala ellerimdeyken onun yüzünü hayal ediyordum.

Kocaman gülümsemesiyle gözlerimin içine bakıyordu.Sağ gamzesi iyice belirginleşirken kendimden geçiyordum.Öyle güzel gülümsüyordu ki, sanki o gülünce kabuk bağlayan yaralarım iyileşiyordu.

Artık gerçeğini görmek umuduyla gözlerimi açtım.Kısa bir sürede gözlerimiz buluştu ve o sağ gamzesini ön plana çıkartarak çarpıkça gülümsedi.

"Nasılsın? "Dedi ve ellerini ellerimden çekti.Nedenini düşünürken cevap vermediğimi farkettim.

"İyiyim.Sana kim söyledi? Yani-"derken lafımı kesti:

"Seni aradığımda telefonunu annen açtı sanırım."

"Tamam."dedim.

"Ne oldu Mevsim? Neden bu haldesin?"Sesindeki acıma duygusu canımı yaktı.

Ona annemin bağımlı olduğunu, babamın adını bile yeni öğrendiğimi, annemin dayak yediğimi bildiği halde sessiz kaldığını söyleyemezdim.

"Şu anda bu konuyu konuşmasak? Hala başım ağrıyor."diyip geçiştirmeye çalıştım.

-DOĞU'NUN AĞZINDAN-

"Ne demek anne bunlar? Bana nasıl şimdi söylersiniz bunları? " dedim anın şokuyla.

Herşeyi yeni öğrenmiştim.Ailemizdeki tüm huzursuzluk düğümleri açığa çıkmıştı fakat ne zaman çözülür bilinmezdi.

"Yani şimdi sen madde bağımlısısın,tanımadığım fakat bizi terkeden babam sana iyilik yapma peşindeydi, bize nedenini söylemediğin sebeplerden babam gitti ve sen herşeyin rezil olacağını bildiğin halde o adanla evlendin.Seni tebrik ediyorum anne!"dedim devam ederek.

O Murat denen heriften nefret ediyordum.Aşağılık birisiydi.Bunları öğrensem bile kim bilir bilmediğim neler vardı.Bu işin peşini bırakmayacaktım.

Annem (!) tahmin ettiğim şeyi yaparak sadece kafasını salladı.Sevgili eşi evde olmadığından sinirimi tüm çıplaklığıyla yansıtabiliyordum.En nefret ettiğim şey bu tarz insanlardı.Yaptığı şeyi geçiştirmek isteyen ve kendini acındıran...İnsanların kendini acındırması bana göre bu dünyadaki en küçük düşürücü şeydi.

"Şimdi,kendimi daha fazla zorlamak istemiyorum sakin olmaya tamam mı? Beni sinirlendirmeti bırak ve benimle konuş.Öyle herşeyi anlatıp bir kenara geçemezsin! Şimdi soruyorum o yukarıdaki kim?"Sinirden sıktığım yumruğa baktıktan sonra bakışlarımı yorgun suratına çevirdim.

"Bilmiyorum Doğu.Sanırım erkek arkadaşı."dedi.Sanki ben bir ebeveyndim,o benim çocuğumdu.

"Ne demek tanımıyorum ya? O senin kızın! Madem bizi el gibi görecektin, neden bizi doğurdun? Yemin ederim o çocuğun suratında senden daha endişeli bir ifade gördüm!"diyerek Mevsim'in odasına doğru yürümeye başladım.

"Oğlum nereye gidiyorsun?"dediğinde kalbimde çok ufak bir nokta sızladı.Oğlum...

Umursamadan bu zaman kadar aramızda ince bir duvar olan Mevsim'in odasına yürüdüm.Artık herşey farklı olacaktı.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin