Bölüm: 45

788 49 15
                                    

Bölüme başlamadan önce, yazmak istediğim bir şeyler var.

Hepimiz gerçekleşme ihtimali düşük ya da yüksek hayaller kuruyoruz kendi iç dünyamızda. İnancımızla suladığımız bu hayaller bazen bize güzel bir meyve olarak geri dönse de bazen, solmuş kuru yapraklar olarak da geri dönebiliyor. Kendimden örnek vermek gerekirse, benim hiçbir zaman hayallerim gerçek olmadı. Yaşım çok genç olsa da, her zaman nadir arzulanan ve ulaşılması güç hayaller kurdum ki, hala da kurmaya devam ediyorum.

Ama bu hafta ne kadar gerçekleşmesi zor olsa da, o hayali sulamaktan vazgeçmemek gerektiğini fark ettim. Ne olursa olsun, inanmak gerekiyormuş bazı şeylere... Ve bu hafta Kırmızı'nın gerçek bir kitap olduğunu gözlerimle gördüm. En yakın arkadaşlarımdan Öykü ve Buse bana doğum günü hediyesi olarak, Kırmızı'yı bastırmışlar. Hayatımda aldığım en anlamlı hediye olduğundan bahsetmeme bile gerek olmadığını düşünüyorum... Hediyeyi gördüğümdeki şoku hala atlatamadığım için de kelimeleri kolay birleştiremiyorum, kusra bakmayın.

Şu an elimde, altı yüz sayfalık kalın bir kitap var ve artık bundan daha değerli bir hediye alacağımı kesinlikle düşünmüyorum. Dostun ne kadar  önemli olduğunu söyler ya, bu zamana kadar bu lafa inanmadığım için kendime kızıyorum. Gerçekten hayattaki en önemli ve en özel şeylerden birisi iyi dost sahibi olmak. Çünkü yanınızda onların güvenini ve desteğini hissettiğinizde, birleşiyor bütün parçalar. Zamanla ailenizden biri oluyorlar, sırtınızı dayayabileceğiniz ve sizi değiştirmek yerine olduğunuz gibi kabul eden nadir insanlardan oluyorlar.

Kız kardeş sahibi olmadığım için üzülüyordum, meğerse iki tanesi yanımdaymış.

Onlara sahip olduğum için çok mutluyum, iyi ki varlar. Teşekkür etmeye kalksam, sonunu getirememekten korkuyorum. İyikilerimin zaten sonu gelmez...

Artık kitap hayalim için daha çok çalışacağım. Elimden geldiği kadar sık bölüm atacağımdan şüpheniz olmasın. Tabii ki öncelikle işe o berbat ötesi olan ilk yirmi beş bölümü düzenlemekten başlayacağım.

Okuduğunuz için teşekkür ederim, ne kadar az da olsanız hayalimin en önemli parçalarındansınız.

Multimedya da kitabımızın basılmış halinin resmi var.

Bölüm Şarkısı: Our Last Night- Sunrise

Cehennemin en derinlerinde olduğumu hissediyorum,
Biliyorum unutuldum.
Yüzümde güller açarken,
Kahkahalarımda boğuldum.

Nefes alamıyormuş gibi hissediyorum,
Sanki dünyanın bütün yükü omuzlarımda,
Taşıyamıyorum, yerin dibine giriyorum.
Biliyorum ben bu enkazda boğuldum.

Yalnızlık derler,
Kirlenmiş beyaz bir elbise gibi,
Üzerindeki lekeler,
Ölümün resmi gibi.

"Ne oldu Mevsim? Peşini bırakırlar mı sandın? Nasıl bir belaya bulaştığın hakkında hiçbir fikrin yok! Sen daha çocuksun!" Dediğinde olduğum yerde kıpırdayamıyordum. Kırmızı renk odada bir sandalyeye bağlanmışken, gözlerindeki ateş kalp atışlarımın korkuyla hızlanmasını sağladı. Ellerim ve ayaklarım gibi ağzım da sımsıkı bağlanmıştı. Bir santim de olsa hareket edemeyecek haldeydim. Yine de yüzüme sahip olduğum ruh halinin tam tersi bir ifade yerleştirmiştim yüzüme. Onun aksine ifadesiz bakıyordum, yüzümde korku ve acıya dahir tek bir iz bile yoktu. Ben güçlü durmaya çalışıp, ona böyle baktıkça daha da çok sinirlendiğini görmemek imkansızdı.

KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin