Dönen merdivenlerden inerken Berkay içeride konuşulanları anlatıyordu. Gökay gülerek tahminlerinin doğru olduğunu söylerken Bahadır haddini bildirdiğim için eğlenerek sözlerini sürdürmeye devam etmişti.
Aşağı doğru inerken merdivenlerden yukarıya doğru çıkan birisini görmüştüm. Kokusu normal vampirlerdendi ama bakışları farklıydı. Aynı o lordun yanında olanlara benziyordu. Berkay elini avucumda hissetmem ve Bahadır'ın hırıltılı sesler çıkartması sonucu o vampir sinsice gülerek yanımızdan geçip gitmişti.
Şatonun çıkışına geldiğimizde yine o Başak denen kız karşımıza çıkmıştı. Bunun ikizini daha çok sevdiğimi söyleyebilirdim. Elimin içinde ki sıcak eli sahiplenircesine daha sıkı tuttuğumda gözlerim o kızdan ayırmamıştım.
Başak gülümseyerek "Hızlı olduğunuzu duymuştum ama bu kadar hızlı çıkacağınızı düşünmemiştim Berkay Bey" diyerek karşımızda durduğunda bakışlarım arkamızda duran Gökay ve Bahadır'a kaymıştı. Gökay kaşlarını çatmış bakarken Bahadır gözleri ile beni uyarıyordu. Ama bir yere kadar bu melezin sabrı da!
" Lordunuzu fazla laf kalabalığı yaptığındandır bu hızımız," dediğimde Başak gözlerini üzerime çevirmişti. Mavi gözleri gerçekten de söylenenler gibiydi.
"Asıl gücünü göstermediği için şanslısınız Bayan Korel. Aksi taktirde Berkay Bey bile sağ çıkamayabilirdi." Dediğinde zihnimde fırtınaların şimşekleri birbirine vurarak etrafı beyazlatıyordu. Bu kadar sakinlikte fazlaydı!
"Bakalım seni kim elimden sağ çıkartacak?" diyerek vampir hızımla boynuna yapışıp tek elimle havaya kaldırmıştım. "Hiç kimse!" diyerek yere bütün sinirimle fırlatmıştım. Şatoya giden yolların gücümün etkisiyle sarsılırken gözlerimi ondan bir saniye bile olsa çekmedim.
"Geldiğim andan beri kocama yanaşmana göz yumacağımı mı sandın ha!" diyerek melez yüzümün çıkmasını sağlamıştım.
"Bayan Korel beni yanlış anladınız." Diye iniltili bir sesle konuştuğunda dudaklarımda tehlikeli bir kahkaha çıkmıştı.
"Tabi..." diyerek ona doğru yürüdüm ve birazcık eğilerek göz bebeklerinin en derinine baktım. "Hata bende sana bunu yapacak cesareti vermiştim. Üzgünüm." Diyerek iki elimi de kendi çevresinde bir kere döndürerek zihnimde ki büyüyü ortaya çıkmasını sağlamıştım.
Başak inleyerek ellerini başına koyduğunda birisinin kolumu tuttuğunu görmüştüm. Gözlerim beni tutana kaydığında Bahadır yapmamam için başını iki yana sallıyordu.
"Bahadır bırak kolumu," diye uyardığımda gözleri ile Başağa bakmıştı. Ardından lacivert gözlerinde bir tuhaflık sezmiştim. Göz bebekleri büyüyüp küçülüyordu.
"Bahadır?" diye zihnini kontrol etmek istediğimde tuttuğu kolum daha da sıkılaşıyordu. Gözlerim omzumun üzerinde yere fırlattığım vampir sülüğüne kaydığında gözlerini Bahadır'a kenetlediğini görmüştüm. Bileğimi sanki düşmanıymışım gibi tutmaya başladığında onu hipnoz ettiğini anlamıştım.
Berkay ve Gökay'ın inlemeli seslerini duyduğumda gözlerim onlara kaymıştı. Ne yapıyordu onlara?
Gökay "Büyü yapmamı engelliyor." Dediğinde birden kolumda ki el beni havaya kaldırıp yere doğru sertçe savurmuştu. Başımı sert bir yere çaptığımda sanki beynim sarsılmış gibi hissetmiştim. Başımı tutarak onlara baktığımda şatonun girişinde o merdivenlerden inen vampiri görmüştüm.
"Büyü yapamamanı belki ben engelliyor olabilirim kurtçuk." Diye yanlarına doğru yürürken Başağın gülerek yerden kalktığını görmüştüm. Bu Emre'nin dediği çocuk olmalıydı. Neydi adı...Mir...Miran! Beyin felci yapabilen yetenekli vampirdi. Ah şimdi büyü yapamadıklarını anlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Kız ~Son Mühür~
VampiroMühür.. Karanlık kurt ve Melezciğin mührü... Birbirlerine ölümüne düşman iki doğa üstü varlığın kalplerinin mühürlenmesi ve kaderlerini birlikte yazmasına... O okula sadece insanlardan kaçmak, gizlenmek için gitmiştim. Nereden bilebilirdim ki düşm...