Firdevs

241 19 8
                                    

Onlar ikizler Alara... İkizler... Onun bir değil iki parçasını içimde taşıyordum. Bu his hiçbir şekilde açıklanamaz bir histi. Bedenimde iki tane canlı vardı ve bu açıkçası beni biraz ürpertmiyor değildi?

Acaba kime benzeyeceklerdi. Cinsiyetleri neydi? İki tane Berkay olduğunu düşünmek bu dünyaya birer zulüm olurdu. Bu dünyaya bir tane Berkay yeterliydi ekstra gerekmezdi. Ama ya kız olurlarsa... İki tane Alara... Aman tanrım bu iş düşündükçe daha da çıkmaz, karmaşık bir hal alıyordu.

Altı koca hafta geçmişti ve ben hiç fark etmemiştim. Ta ki kendilerini bana gösterene kadar...

Gözlerim aynanın karşısında bedenimde geziniyordu. Karnım çok hafif bir çıkıntı vardı ama öyle gözle görülür bir belirginlik yoktu. Elimi karnıma götürdüğümde vampir kulaklarımla tekrar onların kalp seslerini dinlemeye başladım. Bu gerçekti, rüya değildi. Sevdiğim, hayatımın tamamlayan adamın bir parçasını taşıyordum. Gözlerim dolmaya başladığında derin, derin nefes almaya çalıştım.

İçimde iki tane şey vardı ve artık onlar altı haftalık olmuşlardı. Artık canlıydılar. En az benim kalbim kadar gerçek ve canlılardı.

"Alaram."

Berkay içeriye girdiğinde ellerimi karnımdan çekip örtmüştüm. Ona hala söylememiştim, söyleyememiştim. Tunçlardan ayrılıp geri eve geldiğimizden beri nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum ama bir türlü bulamamıştım.

Ela gözleri yüzümde gezindikten sonra bedenimde asılı kalmıştı. Çarpıkça gülümseyerek üzerime doğru gelmeye başladığında bir adım gerilemiştim. Berkay bunu gördüğünde gülüşünü bozmayarak ama kaşlarını alayla çatarak üzerime doğru gelmeye başladı.

"Benden kaçıyor musun melezcik?" dediğinde ayaklarımın değdiği cisimle durmak zorunda kalmıştım. Berkay tam dibimde durup tepeden yüzüme bakarken aramızda olan boy farkı yüzünden bende başımı kaldırmak zorunda kalmıştım.

"Senden kaçmak mı? Ben sen miyim karanlık kurt?" dediğimde gülerek ellerini belime sarıp kendine çekmişti.

"Hemen de geçmiş yılları yüzüme vur. Hiç acıma ama bende hata Demir Korel'in kızında vicdan olur sanıyordum." Dediğinde gülerek kafamı arkaya doğru atmıştım. Berkay gülüşümü izleyerek beni geriye doğru ittiğinde sert bir şeye düşeceğimi sanmıştım. Ama sırtım yumuşak yatağımızla buluşmuştu. Berkay üzerime doğru eğilerek dudaklarıma doğu yaklaşmaya başlamıştı.

Ona eşil edeceğim sırada sıcak elleri karnımın üzerinde durmuştu. Kaşlarını bu sefer daha sert çattığında onları hissettiğini anlamıştım. Gözlerim korkarak yüzünde gezinirken Berkay elini karnımın üzerinde gezindirmeye başladı.

"Alara..." diye şüpheli bir sesle konuştuğunda sertçe yutkunup ona baktım.

"E-Efendim." Dediğimde sıcak elleri sanki karnımın üzerinde bir lav havuzunu oluşturmuştu.

"Güzelim, Tunçlarda kanı biraz fazla mı içtin?" dediğinde aynı onun gibi kaşlarımı çatmıştım.

"Ne?"

"Kanı çok mu içtin? Karnın hafif şişmiş gibi," dediğinde yerimden doğrulup ona bakmaya devam ettim. Anlamamıştı.

"Evet, malum fazla kan kustuğum için bedenim kana yenik düştü." Dediğimde gülerek karnımı okşamıştı.

"Sen neden gelmiştin?" dediğimde gözlerini karnımın üzerinden çekmeyerek konuştu.

"Gökay'ın yanına gitmem gerekiyor. Ama önce seni kontrol etmek istedim." Dediğinde yüreğime işleyen korkuyla karnımın üzerinde olan elini, elimle kapatmıştım. Berkay'ı onunla yalnız bırakamazdım.

Melez Kız ~Son Mühür~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin