O Kız Kim?

185 16 0
                                    

"Alara beni korkutuyorsun. Gözlerimin içine bak ve zihnini açık tut." Dediğinde başımı sallamakla yetinmiştim. Konuşmaya bile mecalim yoktu. Sanki bütün enerjim çekilmişti, kendimi o kadar halsiz hissediyordum ki bunu anlatırken bile yoruluyordum.

"Yürüyebilecek misin güzelim?" dediğinde başımı bir kez daha salladım. Berkay yerden kalkıp ellerini uzattığında tutup kalktım ama kalktığım an kasıklarımda tarifi olmaksızın bir sancı girmişti.

"Ah!" diyerek elimi kasıklarıma götürüp bastırdığımda Berkay'ın ela gözlerinde korkunun izleri geçiyordu.

"Ne oldu?" diyerek dizlerimin önüne çöktüğünde ellerini karnıma kaymıştı.

"B-Bilmiyorum sadece...Ah!" diyerek öne doğru eğildiğimde bacaklarım titremeye başlamıştı. Berkay bu halimi gördükçe iyice telaşlanmaya başlamıştı. Yerden kalkıp birden beni kucağına aldığında ani kalkışım yüzünden ağrım daha da çoğalmıştı.

"Özür dilerim, çok özür dilerim."

"S-Sorun değil." Dediğimde beni dikkatlice ve yavaşça banyodan çıkartmıştı. Geri ana hole geçerken belimde ve bacaklarımın altında olan elleri sıkılaşmıştı. Bedenime bir büyü yapıyordu.

"Ağrıların dindi mi?" dediğinde başımı iki yana salladım.

"Hayır."

"Alara bu ağrılar nereden çıktı? Sen bir melezsin üstelik üzerinde büyüye dair hiçbir iz yok!" diye telaşla karışık bağırdığında sinirle gülerek ona baktım.

"Nereden bile bilirim Berkay!" diye aynı şekilde bağırdığımda kaşlarını çatarak yüzüme baktı.

"Neden bağırıyorsun?"

"Onu da bilmiyorum! Sen bağırdığın için bağırdım."

"Alara hala bağırıyorsun." Diye uyardığında bağırdığımı yeni fark etmiştim. Durduk yere duygularım değişiyordu, bedenim iyice halsizleşmişti. Sanırım kansızlık bedenimi iyice ele geçiriyordu. Berkay beni evden çıkarttığında kulaklarıma doğa ananın bütün sesleri dolmaya başlamıştı. Her zamankinden daha çok ses duyabiliyordum. Genelde bir yere odaklandığımda bunlar olurken şimdi odaklanmadığım halde bunlar oluyordu.

Berkay dikkatlice beni yolcu koltuğuna oturtup arabanın önünden geçmişti. Arabaya binerken telefonunu çıkartıp birisinin numarasını tuşladı. Kasıklarımda sanki bir savaş vardı. Ve bu savaş canımı aşırı derece de çok yakıyordu. Gözlerim acının etkisiyle dolarken araba çoktan Tunçların evine doğru sürülmeye başlamıştı.

"Baba, Alara'ya bir şey oluyor...Bilmiyorum yine kan kustu..." dedikten sonra ela gözlerini yüzümde hissetmiştim. Beni gözleri ile izledikten sonra korkarak "Hayır, kahvaltı yapacağımız sırada birkaç yudum kan aldı. Kandan zehirlenmiş olabilir mi?" dediğinde Tunç'un sesine odaklanmaya çalıştım fakat az önce yaptığımı şimdi yapamamıştım.

Gücüm bittiğini hissederken bedenimi tamamen koltukla bütünleştirdim. Başımı arkaya doğru yaslayarak camdan dışarıyı izlerken ormanın içinde bir hareketlilik olduğunu görmüştüm. Gözlerimi kısarak odaklandığımda iki tane kurdun koşuşturduğunu görmüştüm.

Bunlar bizimkiler olabilir mi?

Gözlerim onların üzerinde gezinirken tüylerinin güneşin etkisiyle büyüleyici görünmeye başlamıştı. Bir tanesinin tüyleri kahverengiydi ve güneşin ışığında kızıla çalıyor gibiydi. Bir diğeri o kadar farklıydı ki gözlerimi üzerinden alamadım. Tüyleri siyah ve beyazdı işte bu gerçekten görülesi bir türdendi. Ama bizimkilerin tüyleri bu renkte değildi. Peki bu kurtlar kimdi? Bizlerle aynı hızda koşuyorlardı bizi geçebilirlerdi ama yapmıyorlardı.

Melez Kız ~Son Mühür~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin