Hayatım boyunca sadece bir kez çaresiz hissetmiştim. Ne yapacağımı, nereye danışacağımı bilmezken hayat kendini bir kez daha tekrarlamıştı. Karşımda iki kişi vardı. Birisi eski düşmanımdı birisi kardeşimdi. Eskiden olsaydı gözümü kırpmadan Bahadır'ı seçerdim ama şimdi bizlere o kadar yardım eden birisini seçemezdim.
Gözlerim kardeşime kaydığındaysa böyle bir düşüncem bile olamazdı. Egemenin elinden kurtulmaya her çalıştığımda sanki son saniyelerimi yaşıyormuşum gibi hissediyordum. Deniz'in kanıma vermiş olduğu mine çiçeği ve kurt boğansa beni daha da bitik bir hale sokuyordu.
Gözlerim Turgay'a kaydığında benden bir cevap bekleyerek baktığını görmüştüm. O gri mavi karışımı gözlerini kendi ellerimle oyacağım.
"Birisini seçtin mi melez kız?" dediğinde gözlerim çevremde gezindi.
"Ege?" diyerek ikizimden yardım dilenerek seslensem de beni duyamaz bir konumdaydı. Turgay ve hatta o üçünün gülüşlerini duyduğumda gözlerim geri onlara kaymıştı.
Ergin "Gördüğün gibi lanet melez. Tek başınasın." Dediğinde sertçe yutkunmuştum.
Miran "Bence pes edip bizlere katılabilirsin? Hem böylelikle dostların da daha az zarar görmüş olur." Dediğinde dişlerimi sıkmaya başlamıştım.
"Kes sesini, bir melez asla ama asla kendini kral zanneden şaklabana yenilmez." Dediğimde bakışlarım Turgay'a kaymıştı. Gözlerini kısarak yanıma daha çok yaklaşmaya başladı. Yüzümden sertçe tutarak sıkmaya başladığında kurtulmaya çalıştım.
"Zoru oynamayı çok seviyorsun değil mi?" dediğinde dişlerimi sıkarak gülmeye başladım.
"Hayatımı inceleyen sensin. Sorunun cevabını biliyorsun." Dediğimde yanaklarımı daha da sıkmaya başlamıştı. En son dudaklarımdan bir inilti kaçtığında Gece'nin "Dokunma ona puşt!" dediğini duymuştum. Gözlerim dolu, dolu yüzüne bakarken içimden Berkay'a seslenmeye çalışıyordum.
"Seç birini artık Alara," dediğinde gözlerim ikisine kaymıştı. Bahadır beni seç diyerek başını sallarken Eylül neredeyse bayılacak gibiydi. Ona ne yapmışlardı? Birden aklıma gelen şeyle sürüyle temasa geçmeye çalıştım.
Çocuklar hanginiz kurda dönüşebilecek durumda? Diyerek içimden mırıldandığımda zihnimin içinde Emre ve Gece'nin sesi yankılandı.
Emre "Şu başımda ki elektrikli kan emiciden kurtulursam dönüşebilirim." Dediğinde Gece'nin sesi daha da yoğun gelmeye başladı.
"Ben ne yazık ki dönüşemem. Çevrem yeni dönüşmüş kan emicilerle dolu sen Berkay'la telepati kuramaz mısın?"
"Hayır, bedenim de dolaşan mine çiçeği ve kurt boğan yüzünden güçsüz bir durumdaydım. Egemen kalbimi elinde tuttuğu için bilincimi bile zor ayakta tutuyorum."
"Gece sen seslenemez misin?"
"Üzgünüm Emre ama ben Berkay'ı bile hissedemiyorum." Dediğinde gözlerim ikisine kaymıştı.
"Şu şakanızın sırası değil." Dediğimde ikisi de başını olumsuz yönde sallamıştı.
"Bu sefer şaka değil Alara, Berkay'ı ne ben nede Gece hissedemiyor." Dediğinde sanki gücümün son damlasındaymışım gibi tamamen yere düştüğümde Turgay'ın güldüğünü duymuştum.
"Mine çiçeğinin özü birazdan seni bayıltacak Alara. Eğer bir seçim yapmazsan ben senin yerine seçeceğim." Dediğinde büyü gücümün son damlasını kullanmaya çalışarak izli kolumla Berkay'ı hissetmeye çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Kız ~Son Mühür~
VampiroMühür.. Karanlık kurt ve Melezciğin mührü... Birbirlerine ölümüne düşman iki doğa üstü varlığın kalplerinin mühürlenmesi ve kaderlerini birlikte yazmasına... O okula sadece insanlardan kaçmak, gizlenmek için gitmiştim. Nereden bilebilirdim ki düşm...