Hayat Taşı

155 17 5
                                    

Berkay'ın Gözünden

"Eğer uyanacaksa... Bunu yapmak zorundasın Bahadır!" dediğimde lacivert gözleri uzun, uzun yüzüme baktı. Derin bir nefes alarak;

"Son kez soruyorum. Emin misin?" dediğinde gözlerim tekrar üst kata kaymıştı. Yıllar öncesinde Bahadır onu sürüsüne almak için kırk takla atarken doğa ana bu isteğini kabul ederek bir şans vermişti.

"Eminim." Diye kararlı bir sesle konuştuğumda gözlerimi kapatıp açtı.

"Umarım uyandığında Firdevs olarak kalkmaz." Dediğinde içimde ki diğer umuda tutunarak dua etmeye başlamıştım.

"Firdevs olarak uyanırsa ne yapacaksın?"

"Alara'ma geri çevireceğim. Gözlerinde hayat bulduğum melezcik geri gelecek ve hayat alan o kötü ruh yok olacak." Dediğimde lacivert gözleri kararlılıkla parladı.

"Ne gerekiyorsa yaparım."

"O zaman ilk ona emir vermekle başlayacaksın." Dediğimde kaşlarını çattı.

"Dolunay'a 4 saat var."

"Doğuma da bir hafta var." Dediğimde gözlerin ki korkuyu görsem de kararlılıkla yok olmuştu.

"O hamile nasıl dönüş emri vereceğim. Sen biliyor musun?" dediğinde burukça gülümsedim.

"Açıkçası hiç hamile birisini dönüştürmedim." Dediğimde oda benimle birlikte gülümsemişti.

"Bu ilkimiz olacak be Öztürk." Dediğinde yüzümü buruşturdum.

"O nasıl bir cümle ibne." Dediğimde Bahadır gür bir kahkaha atmıştı.

"Senin zihnin piç, her sözümün altında bir şey buluyorsun." Dediğinde gülerek omzuna vurdum.

"Senin zihnin gibi düşününce böyle oluyorum. Yoksa benim zihnim ter temizdir."

"Kesin öyledir canım." Diyerek yukarıya doğru yürümeye başlamıştı. Gülerek peşinden giderken o Alara'nın uyuduğu kapının önüne gelerek duraksamıştı. Kadınıma bakmasını istemiyorum ama onunda gözlerinde acıyı görebiliyordum. Neyse uyandırdıktan sonra gözlerini oyabilirdim. Böylelikle içimde ki kurt rahatlardı.

"Karnı daha da şişmiş," Dediğinde gülerek omzumu kapının pervasına yasladım.

"Sen bir de onların hareketlerini gör." Dediğim an karnı yine havalanmaya başlamıştı. Bahadır'a baktığımda lacivert gözleri iri, iri açılmıştı.

"Çok şanslısın Öztürk." Dediğinde gözlerimi kıstım.

"Şans? Benim hayatım şansızlık üzerine kurulu oğlum."

"Sen öyle san..." dediğinde gözlerim geri karnına çevirdim. "O senin en büyük şansın. Hatta şansların iki tane yavrun var." Dediğinde burukça gülümsedim.

"Doğru söylüyorsun. Şansız hayatımın en güzel şansları..." diyerek iç çekerken hareket etmeyi bırakmışlardı.

"Bizi duyuyorlar."

"Hep duyuyorlar. Kendilerini gösterdikten sonra hareket etmeyi bırakıyorlar." Dediğimde Bahadır'dan bir burun çekme sesi duymuştum. Ona döndüğümde gözleri dolu, doluydu.

"Lan ağlıyor musun? Sakin sümüğünü üzerime sürme yeni giydim." Dediğimde gülerek gözyaşlarını sildi.

"Ağlamıyorum sadece gözüme toz kaçtı. Sen bu evi hiç mi temizlemiyorsun?" dediğinde omzuna vurdum.

"Hadi lan oradan sen gelmeden önce silip, süpürdüm."

"Bende inandım. Büyü yapmışsındır."

"Sen sonuca bak ev temiz." Dediğimde gülerek gözlerini devirmişti. Ardından sırtını duvara yaslayarak;

Melez Kız ~Son Mühür~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin