"Adın Alen. Adının bir anlamı yok annemizin ve babamızın adının birleşiminden oluşturulmuş. On sekiz yaşına gireli bir ay oldu. Lise sondasın. Derslerinin çok iyi olduğu söylenemez. Ben senin abinim. Adım Alp. Aramızda dokuz yaş var yani ben yirmi yedi yaşındayım. Annemiz ingilizce öğretmeni adı Alice. Anneannemiz yabancıymış. Annemiz kırk sekiz yaşında. Babamız avukat ben de onun gibi avukatım. Babamızın adı Engin. Babamız elli yaşında."
"Başıma ne geldi?"
"Evimiz beşinci katta. Çamaşır asarken balkondan düştün"
Yanıma yaklaşıp telefonunu açtı. Bana resimler gösteriyordu. Akraba. Bana onları tanıtıyordu.
*******
BİR AY SONRA
"Bu gün nasılsın Alen?"
"Gayet iyiyim."
"Bunu biliyordum. Bu gün taburcu olabileceksin."
Sevinmiştim. Yaklaşık bir aydır bu hastanedeydim ve gerçekten çok sıkılmıştım. Annem ve babam olarak tanıtılan kişiler bana temkinli yaklaşıyorlardı sanki içlerinde ufak tefek bir endişe varmış gibi. İlk defa yataktan kendim kalkıp tuvalete gittim. Ayna. Kendimi ilk defa aynada gördüm. Tenim kumraldı. Saçım sarımsı ve kahverengimsi bir tondaydı. Gözlerim açık mavi renkliydi. Zayıftım ama narin görünmüyordum. Güzel bir kıza benziyordum.
Tuvalete oturmak için pijamamı indirdiğim de bacağımdaki izlerle karşılaştım. Bu izler yeniye benzemiyordu. Bu izler bir düşmenin etkisiyle oluşabilecek izler değildi sanki. Özellikle yapılmış gibiydi. Sol kolumu açtığım da ise bileğimden omzuma kadar uzanan izlerle karşılaştım. Bu cidden garipti. İyice inceledim. Dokundum. Tam tahmin ettiğim gibi. Bunlar izdi. Yara değil. Bunlar yeni değildi. Yeniden kastım balkondan düşüldüğünde oluşabilecek izler değildi. Onlarca düz özenle çizilmiş çizgi.
"Alen iyi misin?"
"Şey evet iyiyim"
İzlerin ne olduğunu düşünüyordum. Aklıma hiçbirşey gelmiyordu. Hala zihnim bomboştu. Tuvaletten çıkınca kapıyı kapattım. O ses. Kapıyı kapattığımda çıkan o metalik ses. Birden başıma ağrı girdi. Gözümde görüntü belirdi. Keskin metalik birşey. Jilet. Hatırlıyorum. Banyodayım. Evet evet burası evin banyosu. Ama karanlık. Kapı kapalı. Işıklar sönmüş. Acı. Kan. Elimde jilet var hemde üç tane. Bacağım ve kollarım kanıyor. Acıya rağmen ağlamıyorum. Yaşım küçük. Orta son olabilir? Tam bilemiyorum.
"Alen iyi olduğuna emin misin? Yüzün sarardı."
Doktora baktım. Ona demeli miydim? Aileme sorsam bana ne cevap verirlerdi? Bundan haberleri var mıydı?
"Yoo gayet iyiyim"
"Hala hatırladığın bir anın yok mu?"
" Maalesef"
Yatağa oturdum. Elinle kağıtlarla bana yaklaştı.
"Bak ne diyeceğim. Vücudunda ki kırıkları onarırken jilet izlerini gördüm. Sağlıklı bir psikolojiye sahip olmadığını düşünüyorum. Ailen herşeyin farkında ve anılarını hatırlamaman için dua ediyor gibiler. Önüne engeller koyacaklarını tahmin ediyorum. Onlara karşı diren. Geçmişini bul. Ve bunu bir daha yapma. Ölüm çözüm değildir Alen. Kaçmaktır."
"Teşekkür ederim"
"Bir sorunun olursa sana yardım ederim Alen. Ama lütfen o yola gitme."
Kafamı onaylarcasına salladım. Bana kısa süre baktıkta sonra odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK
Teen FictionAlen hastanede uyandığında geçmişiyle alakalı hiçbir şey hatırlamayan bir genç kızdır. Kişiler ve olaylar ona çok yabancıdır. İçinde hissettiği kocaman bir boşluk vardır. ara sıra gelen anıları şu an yaşadığı hayattan tamamen farklıdır. O kimdi? O g...