Bölüm 31

1.7K 132 17
                                    

"Hadi gidelim Alen"
Omzuma hafifçe dokunan Serkan'a uykulu gözlerle baktım. Onları beklerken uyuya kalmıştım. Kantinin penceresine doğru baktığımda havanın karardığını görmüştüm. İfade işi neden bu kadar uzun sürmüştü ki?
"Uyuduğuna göre yorgun olmalısın"
Kafamı onaylarcasına salladım. Yüzünde tebessüm belirdi. Çok güzel tebessüm ediyordu. Bir an düşündüğüm bu şey kendime kızmama neden olmuştu. Cidden. Üzücüydü. Oğuzu ararken böyle düşünmek ya da hissetmek Oğuza ihanet ediyorum gibi hissetmeme neden oluyordu.
"Babam nerede?"
"Daha demin çıktı. İş yerine gitmesi gerekiyormuş. Seni eve bırakayım"
Başımı sallayarak kalkarken bir an uykulu halimle dengemi kaybedip düşüyor gibi oldum ama Serkan hemen beni kavradı.
"Seni taşımamı ister misin?"
"Yo hayır, gerek yok uyku mayışıklığı. Geçer şimdi."
Bana sorgular gibi bakarken kantinin çıkışına doğru yürümeye başladım. Neden bu kadar yorgun olduğumu çok iyi biliyordum. Yaklaşık bir aydır doğru düzgün uyuyamıyordum. Uykularım hep bölünüyordu. Deliksiz bir uykuya hasret kalır olmuştum. Nedense şu an çok uykum vardı. Göz kapaklarım bana adeta savaş açmıştı. Gözüm ara ara kararıyordu.
"Seni daha fazla dinlemeyeceğim"
Serkan bunu söyler söylemez ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim. Beni kucaklamıştı. Normal şartlarda buna kızardım. Ama şu an halimden memnundum.
"Taksiyi arayabilir misiniz?"
Serkan bunu söylerken birinin onaylar bir şeyler dediğini duydum. Biraz daha kapının önünde durunca bir arabanın içine girdiğimizi hayal mayel hatırlıyordum. İkimiz arkadayken hala onun kucağındaydım.
İyice uyur pozisyona gelince kafamı boynuna gömdüm ve güzel kokusunda uykuya daldım.

Serkan'ın ağzından
Taksiden inince hızla eve doğru yürüdüm. Alen gayet hafifti. Onu çok çok uzun süre taşıyabilirdim fakat uykusu için kucağımın ne kadar rahat olduğunu bilemiyordum. Muhtemelen rahat değildir. Kapıyı çaldığımda evin görevlisi hemen kapıyı açtı.
"Hoş geldin Serkan oğlum"
"Saol Nalan teyze. Alen'in odasını gösterir misin?"
Kafasını sallayıp kapıyı iyice açtı. İçeri girince Nalan teyzeyi takip ederek üst kata çıktım. Üst kattaki koridorun sonundaki odaya girdiğim de Alen'in odasıyla karşı karşıya kaldım.
"Ben yatağı açayım sen de yatır hemen"
Yatağı açınca yatağa hafifçe koydum. Mızmızlandı.
"Şşş uyu şşş"
Sesimle geri sustu. Ayakkabısını yavaşça çıkarıp kenara koydum. Onu rahatsız edecek montu da nazikçe çıkarıp kenara koyarken Nalan teyze çoktan odadan çıkmıştı.
"Üstümü örter misin?"
Ses oldukça sessiz ve uykulu çıkmıştı. Bu dediğini uyandığında hatırlayacağını bile sanmıyorum. Gülümseyerek beyaz örtüyü üstüne serdim. Önüne gelen saçlarını geriye attım.
Oturup onu burada izlemek çok isterdim fakat Alen'in sağı solu belli olmayacağından bu fikir bana çok da uygun gelmedi. Ayağa yavaşça kalkıp kapıya giderken o mayışık ses kulağıma geldi.
"Serkan...gitme"
Şaşırarak ona döndüm. Gözleri kapalıydı. Uyandığında eminim ki bunları hatırlamayacağına emindim. Yine de bu isteğini sevinçle kabul edecektim. Kapının kulpunu bırakıp yatağına oturdum.
Uyurken ona bakılınca bu kadar nadir bir insanın nasıl bu kadar güçlü olduğuna hayret edilebilirdi. Şu an hala hafızası yerinde olmayabilirdi ama Alen aynı Alendi.
Kolumun dürtüldüğünü hissedince beni çekiştiren ele baktım.
"Alen?"
"Uzansana..."
"Pek de iyi bir fikir değil Alen. Uyanıp kendine geldiğinde öldürmenden korkuyorum"
Gülme tarzı bir ses çıkardı. Kolumu daha güçlü çekti. En sonunda yorgun olduğum için isteğini kabul ettim. Botlarımı çıkarıp kenara koydum. Ceketimi de sandalyenin üstüne koydum. Yavaşça yanına uzandım.
Dönüp kolunu bana sarınca ben de ona sardım. Kokusu burnumu doldururken şu anki anın tadını çıkarmaya başladım. Çünkü bunun bir daha olması imkansızlıkla aynı orandaydı.
On beş dakika kadar sonra Alen'in tamamen uykuya daldığına emin olmuştum. Ufak hareketlerle saçını okşarken geçmiş gözlerimin önünde yeniden yaşanıyordu sanki. Alenle ne zaman yüz yüze gelsem bu oluyordu. Geçmişle alakalı şeyleri yeniden yaşar gibi olurdum. Bunda en büyük etken Alen'in hafızasını kaybetmesi olabilirdi.
Onun hatırlayamaması ve kendini zorlaması benim de aynı şeyleri yeniden yaşamama neden oluyordu. Onun çabası benim beynimde de çabaya neden oluyordu.

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin