Bölüm 22

1.8K 150 5
                                    

Demek abimden bu yüzden nefret ediyordum.Beni korumuştu evet , ama önüme söylemem için tehdit ve şiddet koymuştu. Ne olursa olsun dememe izin vermeliydi. Neden dememe izin vermemişti? Bizi inanmazlar mı sanmışlardı? Bunu kanıtlayabilirdik buna adım gibi emindim. Hiçbir sebep onun bunu gizlemesini aklandıramazdı.

Peki ya Cengiz? Kendi sorundan olan teyze kızı neredeyse kardeşi sayılabilecek bir insana bunu yapabilme arzusuna nasıl sahip olmuştu. Bunu nasıl midesi kaldırmıştı. Bu kabul edilebilir değildi. Olamazdı. Ne olursa olsun gerekirse benim için ölse bile bunu yapamazdı buna hakkı yoktu. Onu da geçtim. Madem var adam akıllı de değil mi? Bu nasıl uçkuruna düşkün olmaktır? Ondan tiksiniyordum. 

Düşen kitabı yerden alıp rafa koydum. Bana dokunmaya tenezzül ettiği bu kitaplığı şu an kırmak istiyordum. Daha hatırladığımı fark etmemiş olmalıydılar. Ama arkamı dönüp onlara baktığım an ortalığı çok fena karıştıracağımı biliyordum. 

"Ne izlemek istersin Alen? Bir şey demedin"

Kitabın rafa yerleştiğinden emin olunca titreyen ellerim, dolan gözlerim ve çıldırmak üzere olan bedenimle arkamı döndüm. 

"Bir sorun mu var Alen?"

Cengiz denen o şerefsiz hala konuşabiliyordu. Ama ikisi de bir sorun olduğunu çok iyi anlamıştı.

"Sana sormak lazım Cengiz? Midesiz olduğunu düşünüyorum"

Sesim tiksinircesine çıkmıştı buna adım gibi emindim. Anlamışlardı. Hatırladığımı anlamışlardı.

"Alen konuşalım"

Kahkaha atmaya başladım. Hem de çok çok yüksek sesle.

"Ne konuşacağız?! Senin dümbüklüğünü mü?!"

İkisi bir gerilmişti.

"Sakin ol lütfen"

Artık gülmüyordum. Gözlerim doluluğundan görüntüm buğulu ve tamamen bulanıktı ama dimdik duruyordum.

"Sakin olmak lafı senin ağzına yakışmıyor Cengiz! Bence adam olmadığın üzerine konuşmalısın!"

Daha fazla dayanamayıp ayağa kalktılar. Hayır. Bir daha beni susturmalarına olanak vermeyecektim.

"Alen otur annemler duyacak!"

Bunu söyleyen endişeli gözlerle bakan abim olarak adlandırılan gereksiz varlığa baktım.

"Sen hiç konuşma! O ne kadar pislikse sen de o kadar pisliksin! Neden sakladın ha?! Neden susturdun beni!!"

"Öyle olması gerekiyordu"

Ağlıyordum ama gene kahkaha atmaya başladım.

"Açıklama bu mu?!"

Yüksek bir kahkaha.

"Öyle olması gerekiyordu öyle mi?!"

Bir kahkaha daha.

"Bu açıklama olamaazzz!!"

Çığlıktan da öte bir ses çıkarmıştım. Cengiz kulağını kapatma gereği bile duymuştu. Ona şu an o kadar sinirliydim ki bağıra bağıra kulağından kan getirebilirdim.

Bağırmam tamamen duyulmuş olmalıydı. Çünkü salondaki hareketleri duyabiliyordum. Sesim titriyordu, ağlıyordum,burnum akıyordu,tüm bedenim zangır zangır titriyordu ama güçsüzlük ya da korkunun titremesi değildi bu. Aksine çok çok güçlü hissediyordum. Her an patlayacak olan bir bomba gibi. Güçlerimin ani çıkışını kontrol etmek için olan bir titremeydi bu. Tehlikeli bir titreme.

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin