Bölüm 15

1.9K 152 5
                                    

"Şu geometriden bir halt anlamıyorum"
"Al benden de o kadar"
Mineyle koridorda yürüyorduk. Tek amacımız okuldan bir an önce çıkmaktı. Ama karşımızda birden takımı görünce bunun mümkün olmadığını anladık.
"Gene sizi bir yerlere götürme planlıyız"
"Gençler bu sefer ben yokum, başım geometriyle fena belada"
Bakışlar Mineden bana kaydı. Minesiz hiç bir yere özellikle takımla tek kız olarak asla bir yere gitmezdim. Hem benim de çalışmam gerekiyordu. Geçmişimi ararken biraz gelecek içinde bir şey yapsam iyi olacak gibi görünüyordu.
"Benim belada açıkçası. Sonra olsa?"
Burak istemeyerek beyaz bayrağı çekti.
"Tamam, başka bir gün o zaman"
Mineyle beraber cevap vermeden aralarından geçip merdivenlere yöneldik. Bu takım ne zaman yanımıza gelse okul bize bakıyordu. Ya bok vardı sanki. Niye insanlar bu kadar meraklı anlamıyorum ki.
••••
Ciddi anlamda geometriyi anlamamıştım. Ve bu fazlaca canımı sıkmıştı. Kitapları kenara koyup bilgisayarımı çıkarttım. Çalıştığım şu 'Purple Clup' ı araştırmak iyi bir fikir gibi duruyordu. Tam arama motoruna yazacakken telefonum çaldı. Ah Burak. Zamanlaman her zaman mükemmel oluyor.
"Alo"
"Alo Alen ne yapıyorsun?"
"Hiç oturuyorum sen?"
"Ben de antrenmandan çıktım"
O sırada Clup'ın adını yazmıştım. Ve aklıma çok iyi bir fikir gelmişti.
"Burak"
"Efendim Alen"
"Bir yerlere gidelim mi?"
Bu cümleme karşı utanmasa çığlık atacağına emindim. Çünkü karşıdan o sese benzer bir şey geliyordu.
"Olur tabi ki, nereye gitmek istersin?"
"Gece kulübüne"
"Olur. Benim bildiğim çok güzel bir kulüp var ona gideriz"
Yok hayır. Benim bildiğim bir yer var oraya gidelim"
"Bana hiç fark etmez. Akşam dokuz seni almam için uygun mu?"
"Evet uygun"
"Tamam görüşürüz o zaman"
"Görüşürüz"

Telefonu kapattım. Anıdan hatırladığım gibiydi. Ve diğer kulüplere nazaran daha ailevi bir ortamdı. Dün yarım kalan işimi tamamlamalıydım. Resimlerin hepsine bakmıştım şimdi sıra videolardaydı. Onlara bakmalıydım. Dört tane video vardı. İlkini açtım. Kadrajda Oğuz vardı ve konuşuyordu.

"Kız arkadaşım Alen yüzme bilmiyor ve geldiğimizden beri kumlarda adeta kıyıya vurmuş balina gibi yuvarlanıyor. Tabi ki buna izin vermeyeceğim"

Kameraya gel gel işareti yapıyor. Burası sahildi. Nerede olduğumuzu bilmiyordum ama kumsalda uyuyordum. Hem de baya uyuyordum yani. Sahil tenhaydı. Kamerayı başa biri tutuyordu sanırım bu Hilaldi. Zaten kameraya gelen hafif kıkırdama sesi de Hilale ait olmalıydı. Sahil tenhaydı. Oğuz yavaşça beni kucağına alıyor. Gerçekten uyuyordum. Ben kucağındayken denize ilerliyor. Ne olduğunu anlamıyordum ama gayet de uyuyordum baya uyuyordum denize falan mı atacaktı?

Oğuz kahkahayı basarak beni denize atıyor. İlk hareket olmuyor ama sonra suda büyük bir hareketlenme başlıyor. Hilal de kahkahayı basıyor. Oğuz gülerek beni sudan çıkarıyor.

"Dümbük! Boğuluyordum!"

O kadar bağırmıştım ki sanki kamera dibimde gibi sesim netti. Oğuza vuruyordum ama Hilalle Oğuz feci gülüyordu. Videoyu izlerken ben bile gülüyordum. Söylenerek denizden çıkıyorum ve kameraya saldırıyorum ve video bitiyor. Çok güzel bir videoydu. Hızla diğer videoyu açtım.

Büyük bir gürültüyle video açıldı. Burası çalıştığım yerdi.

"Hünerlerini sergile Oğuz!"

Görüntüye zıplayarak Oğuz giriyor.

"Seni seviyorum Alen!"

Birden kamera da hoplamaya başlıyor. Bunun nedeni Oğuzun beni kucağına almış olmasıydı.

"Manyak!"

Video bitiyor. Çılgın bir videoydu. Diğer videoyu açtım. Bu sefer görüntüde ben varım kamera Oğuzda.

"Evet Alen, resimde teniste ve motor üstünde iyi olabilirsin ama mutfakta iyi değilsin kabul et"

"Sus be!"

Oğuz kahkahayı basıyor. Mutfaktayım. Bu mutfak Oğuzun evine ait. Patates doğramaya çalışıyorum. Bir tabakta kıyma. Köfte patates yapmaya falan mı çalışıyordum?

"Ah Alen seni alana yazık"

Gene gülüyor.

"Beğenen alır. Kimsenin alması için yalvaramam."

Kameraya o da giriyor. İkimiz de görünüyorduk.

"Kimse beğenmesin zaten. Ben alacağım seni"

Elimdeki bıçağı ona doğrultuyorum.

"Alma bak ne yapıyorum"

"Korktum tamam indir o bıçağı gelecekteki kocanı öldürmek istemezsin değil mi?"

Gülüyorum. Kamerayı kendine çekiyor.

"Kız psikopat "

Video bitiyor. Oğuz neden beni bulmuyordu? Neden beni merak etmiyordu? Tamam onun numarası ben de yoktu ama sonuçta onu arayabilmiştim. Onun bana dönmesi gerekirdi. Ne olmuştu? Neden beni bulmuyordu? Acaba biz ayrılmış mıydık? Bu fikir aklıma gelir gelmez eledim öyle bir şey olmadığına dair içimde büyük bir his vardı.
Kafamı sallayarak diğer videoyu açtım. Yarış. Motor yarışı. Oğuz ve ben yarıştayız. Videoyu Hilal çekiyordu.
"Seni de çekeceğim"
"Oo hayır. Hiç sevmem"
O tanıdık ses kulağımda daha da katlandı. Çok tanıdıktı bu ses. Anımdaki o sesti bu. Kamera dönerken o kişi her kimse kamerayı geri eskine haline getirdi. Hadi ama bu çok kötüydü. Kamera geri alana döndüğünde Oğuzun beni omzuna alıp sevindiğini gördüm. Yarışı kazanmıştık. Etrafta büyük bir gürültü vardı.
Video bitince galeri de bakacak bir şey kalmamıştı. Halbuki olan şeylere yıllar sürse gene bakardım.
Telefonum çalınca ekrana baktım. Sinirlenmiştim. Ben Oğuzu istiyordum ama bir türlü onu bulamıyordum. Büyük bir sinirle telefonu açtım.
"Alo!"
"Ne bağırıyorsun?"
"Neden bağırıyorum öyle mi?! Güya tek umudum sensin! Bir boka yaramıyorsun! Bana sadece iğrenç ailemi hatırlatıp canımı yakıyorsun! Ben onları hatırlamak istemiyorum!"
"Neyi istiyorsun Alen?! Oğuzu mu?!"
"Evet!"
"Aptalsın! Sana belli bir düzende hatırlatmaya çalışıyorum. Denge kuruyorum!"
"Ben denge falan istemiyorum! Oğuzu istiyorum!"
"Aileni tanımadan hayatını tanımadan hayatının bir parçası olan Oğuzuda bulamazsın anla şunu!"
"Madem öyle! Ben bulurum !"
"Öyle mi!? Tamam Alen! Ne halt yersen ye! Ama önüne her türlü engeli koyacağım bil! Ben istemediğim sürece ki asla istemeyeceğim onu bulamayacaksın!"
Telefon yüzüme kapandı.

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin