Bölüm 6

2.1K 175 7
                                    

Bu çok sinir bozucuydu. Kim? Neyin kafasıyla? Rehberimi silmişti? Belki de geçmişimi bulmamı sağlayacak kişiler onları ama şimdi o kişiler gitmişti. Neyse ki şanslıydım. En azından Oğuza mesaj bırakabilmiştim. En azından ona ulaşacak kadar şansım vardı.
Hafızanızin kaybedilmesinin en kötü yanı anıları hatırlarken kendinizi bile yabancı gelmeniz. Kendinizi bilmemeniz. Bazen kendime bile yabancı olduğum için korkuyordum. Belki yolda tanıdıklarım vardı ama onları tanımıyor selam vermiyoe ve belki de onlar buna alınıyordu. Belki çekingen belki çılgın belki melek gibi belki kötü... Ben hangisi olduğumu bilmiyordum. Bu insanın canını yakıyordu.
Hatırladığım anılardan sonra içimde 'bunlar daha iyi günlerin daha daha kötüler olucak bunlar ne ki?' Gibisinden bir his oluşuyordu. Ve bu korkunçtu.
"Çok güzel çizim yapmışsın"
Sesle düşüncelerimden ayrıldım. Sıra arkadaşım kıza baktım. Mine. Kıvırcık kahverengi sarımsı saçlı beyaz teni koyu ela gözlü fit bir kızdı. Spor ile ilgili olduğu belliydi. Çünkü fiziği gerçek anlamada iyiydi.
"Çizim? "
"Defterindeki çizim"
Elimdeki kalemi bıraktım. Deftere şaşırarak baktım.
"Derse girdiğimizden beri çiziyorsun. Bence resim öğretmeniyle konuş. Sende bayağı bir iş var"
Evet haklıydı bunu ben çizmiştim. Tamam bunu fark etmedej çizmiştim ama benim şaşırdığım nokta bu değildi
Çizdiğim şeydi.
"Bu çizdiklerin hayal ürünü mü yoksa gerçek mi?"
"Gerçekler"
Gülümseyerek çizdiğim kisilere baktım. En önde Oğuz vardı. Onun sağında bir kız. Bu onun kız kardeşiydi. Peki ya o üçüncü kişi? O kimdi? Sert bir yüz yapısı vardı. Kimi çizdiğimi bilmiyordum. Ama her kimse bende kötü bir his uyandırmıştı.
"Daha önce hangi okuldaydın?"
İçimden iyi soru diye geçirdim. Bunu ailem bana söylememişti. Ben de sormayı unutmuştum. Mineye baktım cevap bekliyor gibiydi. Daha kendimi bile tanımıyordum. Onu da tanımıyordum. Anlatsam ne kaybederdim ki? Belki bana yardım edebilirdi? Belki bu karanlık boşlukta bana bir ışık olurdu.
"Bilmiyorum. Aslında hatırlamıyorum"
"O nasıl oluyor? "
"İki buçuk ay önce kaza geçirdim. Hafızam yerinde değil. Kişileri ve olayları hatırlamıyorum. "
"Ooovv. Bu cidden garip"
"Evet garip ve zor. Kendine bile yabancı olmak bayağı bir kötü"
Teneffüs zili çaldı. Sınıf hafif boşaldı. Son derse girecektik. Tek istediğim anılarımı ve düşüncelerimi uygun bir sıraya koymaktı.
"Peki neler hatırladın şimdiye kadar?"
Durdum. Acaba oba anlatabilir miydim? Ne kaybedip ne kazanırdım? Belki ben çoktan kaybetmiştim. Ama yine de içimde denemek gibi bir his vardı?
"Çekinme"
Tek başıma olmaktan sıkılmıştım. Ona baktım. Bu kız sessiz ve sakindi. Ama insanlarla iletişimini görmüştüm. O iyi biriydi.
"Aslında hatırlamıyorum ana düzene sokamıyorum. Bir de sanırım aile olarak tanıtılan kişiler falan yalan söylüyorlar. "
"Aile olarak tanıtılan kişi? "
"Annem babam ve abim. Yani böyle diyorlar ama içimden olarak tanıtılan kişiler diyorum. Diyorum ya yabancılık çekiyorum"
Tam Mine konuşacakken telefonumum titrediğini hissettim acaba Oğuz muydu? Hevesle telefonu cebimden çıkardım. Hay... Gizli numara. Kimdi ki bu şimdi? Ne olur ne olmaz diye açtım.
"Alen?"
"Evet?"
"Beni iyi dinle"
"Sen kimsin?"
"Kim olduğumun önemi yok"
"Benim için var"
"Bak. Kim olduğumun önemi yok ama beni dinlersen geçmişini bulursun"
"Sana nasıl güvenebilirim ki?"
"Bana güvenmekten başka çaren yok"
Durup düşünmeye başladım. Sıradan kalktım. Umut. Iyi ya da kötü bir umutdu. Bana zarar verir miydi? Ne zararı verecekti ki? Belki de bana büyük bir yardım edebilirdi. Normal şartlarda insanlae postayı koyar ve gönderir ama ben o kadar çaresiz bir haldeydim ki kim olursa olsun yardımını kabul edecek durumdaydım.
"Hâlâ aynısın. Düşünmeden karar vermiyorsun. Buna rağmen haddinden fazla düşüncesiz birisiydin. Karar verebildin mi?"
Bu ses erkek sesiydi ama hafif mekanikti. Yine de sesteki tanıdıklık kendini hissettiriyordu.
"Tamam. Dinliyorum"
"Ailenin gösterdiği çerçeveden bakma. Onlar sana yalan söylüyor Alen. Sen onların gösterdiğinin tam aksisin. Sen asisin sen çılgınsın. Onların patlamak üzere olan bombasısın ve onlae bundan çok korkuyor"
Benim birşey dememe kalmadan telefon yüzüme kapandı. O kadar içten ve gerçekçi konuşmuştu ki delirdim mi acaba düşüncesinden beni çekmişti. O içimdeki düşünceleri bir iki cümleyle hemen dile getirmişti.
"Bir sorun mu var?"
Sıraya hayret içinde geri oturdum.
"Bugün beden dersinde bileğimi burktum."
"Evet biliyorum. Burak taşıdı seni hatta"
"Evet. Neyse. Ben revirdeyken telefonlarım soyunma odasındaydı."
"Telefonlarım?"
"Hafızamı kaybetmeden önceki telefonum ve şimdiki telefonum. Önceki telefonumda şifre var. Her programda ayrı ayrı şifre var. Rehber Şifremi hatırladım. Oradaki kişileri arayacaktım ana revire gittim. Geldiğim de ise telefon rehberi silinmişti ve ben bir kişiyi arayabilmiştim. O arama kaydı da silinmişti.
"Vayy. Kim yapar ki bunu? Dur peki arayabildiğin kişi kimdi?"
"Oğuz. Anılarımdan hatırladığım tek kişi"
Deftere çizdiğim resmi gösterdim.
"Bu Oğuz. Nasıl çizdim bilmiyorum. Çizdiğimin sen diyene kadar farkına bile varmadim."
Oğuzun resmine iyice baktı. Kız kardeşin gösterdi.
"Bu kim?"
"Kız kardeşi"
"Peki diğeri? "
"Bilmiyorum. Ama çok tanıdık geliyor"
"Alen?"
"Efendim? "
"Sana yardım etmek için herşeyi yapacağım emin ol. Senin yanındayım"

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin