Bölüm 36

1.8K 120 12
                                    

"Seni çok özlemişim Alen abla"

Yüzümde zorla bir tebessüm kondurarak konuşmaya başladım.

"Ben de seni çok özlemişim Hilal"

Hastane yatağında uzanıp benimle konuşması onun için çok zor olmalıydı. Annesi de diğer yatakta uzanıp bizi izliyordu. Aslında onla hem konuşmak istiyordum hem de istemiyordum. Ne konuşabilirdik ki? Ya da konuşsak neye çözüm bulabilirdik ki? Oğuz esmer tenini annesinden almış olmalıydı. Çünkü annesi esmerdi. Çok güzel bir kadın değildi. Sanırım Oğuz'un babası yakışıklı bir adamdı.

"Abimi görmeye gittin mi?"

Hilal'in sorduğu bu soru dinmiş göz yaşlarımı yeniden harekete geçirirken konuşmaya başladım.

"Evet canım gittim."

"Onu çok özledim"

O damlalarla sınırlı kalmayıp ağlamaya başlamıştı.

"Ben de çok özledim"

Masanın üstünde duran peçeteyi alıp Hilal'in akan göz yaşlarını sildim. Peçeteyi kenara koyarken sessiz sessiz ağlayan annesini gördüm. Bir peçete daha alıp annesine yaklaşmaya başladım.

Serkan Hilal'in yanına oturup onunla konuşmaya başlarken ben de Meral teyzenin yanına sandalye çekip oturdum.

Peçeteyle göz yaşlarını silerken gözümdeki yorgun yaşlar yavaş yavaş akıyordu. Meral teyzenin koyu yeşil gözleri benim gözlerime odaklanınca durdum.

"Çok güzelsin"

Ağzından çıkan bu kelime sanki minnettarlığını dile getirir gibiydi.

"Teşekkür ederim"

"Şimdi Oğuz'un neden İzmir de gömülmek istediğini anladım."

Bir şey demeden peçeteyi kapının kenarındaki çöp kutusuna atıp geri sandalyeye oturdum. Elimle göz yaşlarımı sildim.

"Kazadan sonra intihar ettiğim için hafızamı kaybetmiştim. Yeni hatırladığım için duygusal anlamda çok karışığım kusura bakmayın"

Yüzünde ufak bir tebessüm oldu.

"Oğuz benden sonra asla bir kadını hayatına almaz sanmıştım. Bana olan nefreti onu hep mutsuz edecek sanmıştım ama sen onun bu nefretinin ötesine geçmişsin"

"Sizden nefret etmiyordu. Kızgındı. Bu durumu bir erkek olarak kaldıramıyordu. Onun için çok zordu."

Kısa bir sessizlik oldu. Yağmurun ve soğuğun altında o kadar uzun süre durmuştum ki boğazımda hafif bir şişlik vardı. Zorla yutkundum.

"Şu an ne yapmamız gerektiğini ya da ne yapacağımızı bilmiyorum"

"Benle kalacaksınız size evimi açacağım"

Bunu söyleyen kişiye baktığımda ise yüzümde hafif bir tebessüm belirdi.

"Baba"

"Geldim kızım"

Babam yanıma yaklaşırken Meral teyze bize anlamaz biçimde baktı.

"Bu benim babam. Biyolojik babam değil. Sonradan bulduğum bir babam. Biyolojik ailemle görüşmüyorum."

Babam tebessüm ederek bir sandalye çekip yanımıza oturdu.

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin