Kafama bir şey çarpıyor ve o anıdan kurtuluyorum. Kafamdaki o mekandan kurtulurken bir an nerede olduğumu kavrayamadım ama kendime gelmem çok da uzun sürmedi. Okuldayım. Evet evet okuldayım. Biri beni dürtüyor. Mine bu Mine.
"İyi misin Alen, tenis topu kafana denk geldi"
Mineyi hızla kendime çekip ona sarıldım. Buldum. Geçmişten birini buldum. Umut. Kocaman bir umut.
"Alen?"
"Mine. Hatırlıyorum. Seni hatırlıyorum"
Bana sıkıca sarıldı. Büyük bir zafer kazanmış gibi hissediyordum. O kadar sıkı sarılmıştım ki parmaklarımın boğumları beyazlamıştı.
"Beni hatırladığın için ne kadar mutluyum bilemezsin Alen. Beni tanımadığını görmek o kadar üzücüydü ki."
"Biliyorum. Ben de mutluyum Mine. Ben de"
"Anlat"
"Ne anlatmamı istersin?"
"Benim hakkımda bildiğin her şeyi"
Ders boştu. Biz de bahçeye çıkıp bir banka oturmuştuk. Mine, sanki şu an benim için en değerli şeydi.
"Alen çok sevinme"
"Neden?"
"Bak Alen sen tek yaşardın. Senin hiç arkadaşın yoktu. Evet benimle konuşurdun ama beni korurdun bu yüzden aramızda bir iletişim vardı."
"Benim hakkımda bildiğin en ufak bir bir şey bile benim için hazine değerinde Mine"
"Baban ve abin den nefret ederdin. Hatta babana karşı öyle bir nefretin vardı ki hiç unutmam bir keresinde onun kafasında vazo kırmıştın. Annenden nefret etmiyordun ama ona karşı öfkeli olduğunu söylerdin."
"Peki onlardan nefret ettiğimi ya da anneme neden öfkeli olduğunu biliyor musun?"
"Hayır. Birçok kez sordum ama bana bu konu hakkında hiçbir şey demedin. Ben de bir süre sonra sormayı kestim."
"Anlıyorum. Başka?"
"Sabahları okula giderdin. Haftanın dört günü bar da garsonluk yapardın. Geri kalan üç gün tenis oynardın. Ve sürekli resim çizerdin. Her an her yerde resim çizerdin ve kafana göre atölyeye gider resimlerini teslim ederdin"
"Peki o bar ya da resim kursunun adları var mı sende?"
"Hayır bilmiyorum. Dedim ya sen tektin. Anlatmazdın. Bunları öğrenmek için tabiri yerindeyse kerpetenle ağzından laf almaya çalışmıştım"
"Peki Oğuz kim?"
"Aynı resim kursunda bulunuyordunuz. Bir de motor kulübü sanırım"
"Motor kulübü mü?"
"Evet baya ünün vardı hatta ama oranında adını bilmiyorum. Bana göre ortamlar olmadığını söylerdin"
"Tamam. Peki Oğuzla olan yakınlığımız neydi?"
"Garip bir ilişkiniz vardı. Uzun bir süre ondan kaçtı o da pek üstelemedi ama sonradan bir ilişkiniz oldu ve hep onunlaydın. Mutlu olduğunu söyleyebilirim"
"Peki onun numarası falan var mı sen de?"
"Hayır. Düzgün bir tanışmışlığımız bile yoktu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BOŞLUK
Teen FictionAlen hastanede uyandığında geçmişiyle alakalı hiçbir şey hatırlamayan bir genç kızdır. Kişiler ve olaylar ona çok yabancıdır. İçinde hissettiği kocaman bir boşluk vardır. ara sıra gelen anıları şu an yaşadığı hayattan tamamen farklıdır. O kimdi? O g...