kendime geldiğimde oteldeydik yiğit 2 kişilik bir oda almış yanımdaki yatakta uyuyordu dün yaşadıklarımız sanki bir rüya gibiydi beni mi öldürmek mi istediler kimdi bu hala şaka gibi geliyordu telefonumu aldım saat daha 6:10 idi 10 da dersimiz vardı uykumu almıştım kalktım lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım. yatağa doğru uzandım zaten üstümü değişecek üstüm yoktu yapacak bir şey de yoktu saat de daha erkendi yatağa doğru uzanıp telefonu aldım mesajlara baktım bilmediğim bir numara yazmıştı
-Günaydın Eylül
numarası kayıtlı olmadığı için önce kim diye düşündüm profiline girince ece olduğunu anladım hemen cevap verdim
+Günaydın
hemen cevap verdi sanki yazmamı bekliyormuş gibi
- eviniz arabanız yanmış çok geçmiş olsun sen iyi misin bir şeyin yok değil mi
yazmıştı iyi de nereden öğrendi şimdi bu ?
+teşekkür ederim iyiyim merak etme de sen nereden öğrendin evimizin yandığını-bütün okul biliyor sanırım okul sayfasına çıkmış bugün okula geliyorsun değil mi
+vay be bu ne hız ben bile olayı yeni anlamaya çalışıyorum evet geleceğim ama kıyafetlerim yandı hep tipim halim kaymış bir duş alacağım ondan sonra çıkarım
-tamamdır istersen kıyafet getirebilirim senin için
+teşekkür ederim gerek yok şimdilik bugün alırım görüşürüz okulda
-görüşürüz
mesajlaşırken o kadar dalmışım ki yiğitin uyanıp beni izlediğini fark bile etmemiştim kafamı kaldırdım yiğitle göz göze geldim tebessüm ederek
iyi misin diye sordu
iyiyim hadi hazırlan çıkalım saat 7.30
tamam lavaboya gidiyorum sonra çıkıp kahvaltı yapalım dedi
tamam bekliyorum dedim o çıkana kadar ayakkabılarımı giydim çıktı ayakkabılarını giydiaynı kıyafetlerle kaldık bugün yeni bir şeyler alalım bir kaç gün otelde kalacağız bir ev bulurum ben ya da beraber seçeriz olur mu?
diye sordu yiğit e dönerek yiğit benimle yaşamak zorunda değilsin istersen ben bir yer bulayım sen zora girme ben başımın çaresine bakarım
yiğit yüzünü astı
Eylül ne saçmalıyorsun sen ya bırakır mıyım sence seni annemin emanetsin beni kurtardığın günü unutmuş da değilim bir daha bu konu açılmasın bak buranın kahvaltısı çok güzeldir bakalım
dedi indim arabadan kafeye girdik.
iç açıcı güzel bir yerdi baya dır okul açıldığından beri kafeye de uğramaz olmuştum gerçi yiğit gidiyordu ama bir ara uğrarım yiğit cam kenarındaki masayı gösteripgel şuraya oturalım hem denize doğru biraz iyi oluruz iyi gelir benim için farketmez zaten beladan kurtulamaz olduk.
yiğit in gösterdiği masaya oturduk
menü getirdi şöyle bir göz attım ama hiç iştahım yoktu yiğit anlamış gibimenüye gerek yok iki kişilik serpme kahvaltı istiyoruz
dedi benim için farketmez ortalık sessizleşmişti hafif bir klasik Cafe şarkısı çalıyordu uzaklara doğru daldım. o anda kahvaltı geldi iştahım yoktu ama yiğit bana bakıp
hepsi yenecek
diyince ses çıkaramadım zar zor bir şeyler yedim hesabı ödeyip arabaya doğru yürüdük okula gitmek için yola çıktık
okula doğru gidiyorduk telefonu Bluetooth den arabaya bağladım.
youtube den sezen aksu açtım camı açtım etrafı izlerken bir yandan yüzüme ve saçıma tatlı tatlı vuran rüzgarı hissediyordum gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım araba durdu gözlerimi açtığımda kırmızı ışık yanmıştı arabalar bekliyordu o sırada kafamı yana çevirdim birden gözlerim fal taşı gibi açıldı bana bakıp gülen kişi serhat dı göz devirdim istemeden yiğit bana baktı bir sıkıntı mı var ?
diye sordu.yok yok ne olacak dedim
ne bileyim belalar bizi bırakmıyor zatenyeşil ışık yanmıştı okula doğru gidiyorduk Serhat sinirlerimi bozmuştu Bir de arabanın camından bakıp sırıtıyordu tuhaf bir çocuktu yani yeni tanıştığım bir kıza trafikte Neden sırıtırsın ki Ben derin düşüncelere dalarken okula gelmiştik bile Yiğit
Eylül geldik orada mısın diye elini yüzüme doğru sallıyordu o anda
Evet iyiyim hadi inelim derse geç kalmayalım 10 dakikamız var dedim
Arabadan indik arkamızdan Serhat'ın arabası da gelmişti Yiğit
Eylül sen çık ben geliyorum dedi
içeri doğru girdim yukarı doğru çıkarken çantamı arabada unuttuğumu fark ettim Yiğit'i arayıp söyleyecektim ama telefonumun da çantada olduğunu hatırladım merdivenlerden geri iniyordum o sırada Serhat yukarı çıkıyordu Bana Doğru
Hayırdır Bitti mi ders çıkmanla inmen bir oldu
gözlerimi devirerek hayırdır beni mi takip ediyorsun Serhat çok olmaya başladın dedim
oo atarlı kızımız pardon bir şey demedim say dedi
parmağıyla burnuma dokunup yukarı doğru çıkmaya başladı o arada aşağıdan Yiğit geliyordu Eylül diye seslendi birden panik oldum efendim dedim kim o çocuk diye sordu Hiç ya öyle bizim sınıftan günaydın dedi dedim iyi Çantanı unutmuşsun arabada onu getirdim Teşekkür ederim de sen derse girmeyecek misin diye sordum gireceğim Hadi çıkalım çıkışta gidip kıyafet alırız Bir de eve bakacağız aslında bir evim var ama buradan uzak Buraya yakın alırız Annemin evi tadilata verdim Ne kadar düzelirse artık Yiğit bu kadar parayı nereden buluyordu arabası gidince hemen yeni arabası geliyor 2-3 tane ev alıyor parası hiç bitmiyor Yiğit'e sormak istedim ama ayıp olur mu diye soramadım ama soracaktım bu paranın suyu nereden geliyor sınıfa girdik Ece'nin yanına doğru gittim Yiğit de yanıma geldi oturdu Ece kulağıma doğru eğilerek Eylül Yiğit'e sevgili misiniz diye sordu Hayır tabii ki de bu uzun bir mesele Sonra anlatırım dedim Hoca gelmişti Biraz zaman geçtikten sonra yiğitin telefonu çaldı ve dersin ortasında çıktı peşinden gitmek istedim ama ece gitme önemli konu anlatamam diyince oturdum ders bitmişti dışarı çıktım etrafa baktım yiğit yoktu serhat yanıma geldi
kime bakıyorsun bakalım dedi
serhat ne istiyorsun git başımdan diye sinirle söylendim
tamam tamam atarlı kız sadece kendimi affetirmek için öğlen ya da akşam bir kahve içelimi diye sormaya geldim
dedi istemez dedim tersliyerek ısrar etmeye başladı o anda yiğit serhatın yanına gelerek
kimsin sen hayırdır diye sordu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Sevgiler
Fiksi RemajaBaba sevgisi görmemiş annesinin doğum gününde annesini kaybeden dayısının evine yerleşen yengesi tarafından istenmeyen sonunda üniversite için İstanbula giden bir kızın yaşam öyküsü