Aslı abla bir şeyler hazırlayıp getirmişti ama iştahım yoktu biraz yürümek hava almak istiyordum aslı abla yanıma oturdu
neyin var tatlım diye sordu
gözlerim doldu istemsizce
abla ben iyi değilim olamıyorum nerede ne yapacağımı bilmiyorum.
aslı abla elimi tutarak tebbesüm etti
bak tatlım insanlar bazen çıkmaza girer hata bir daha çıkamayacaklarını bile düşünür sabıretmek ve güzel şeyleri beklemek gerekir bekle sabıretki güzel şeyler sana gelsin elbette dibe düştüğümüz hayatın anlamını yitirdiğini düşündüğümüz günler olacak herkesin derdi kendine büyük evet ama bu zorluklar karşısında dik duracaksın korkmayacaksın ki anlatabilirsin bundan sonra ben yanındayım teyzen olarak burdayım her daim yanındayım unutma olurmu tepsiyi masanın üstüne bırakıyorum en azından bir şeyler atıştır yanağıma bir buse kondur du ve gitti
pencereden baktığımda hafif bir yağmur yağıyordu bahçe mis gibi toprak kokuyordu üstüme bir hırka aldım ve aşağı indim kimse yoktu zaten olsa bile bu koca evde göremezdim kapıya çıktım bir kaç gündür doğru düzgün yemek yememiş tim kendimi âşırı bitkin hissediyordum bahçede yürürken önüme birden bir köpek çıktı
köpek saldıracak gibi bana bakıyordu hayatımda bu kadar korkunç bir köpek görmemiştim aynı yiğit'e benziyordu onun gibi çirkin korkunç birden dişlerini gösterip hırlamaya başladı korkudan ne yapacağımı şaşırdım koşmaya başlayınca ki en büyük hataydı sanırım bu arkamdan koşmaya başladı bir yandan bağırıyor bir yandan koşuyordum yan evden biri çıktı gel koş buraya diye kapıyı açtı can havliyle koşarak girdim kapıyı kapattı iyi'misin dedi bacaklarımın canı kalmamıştı dizlerimin üstüne eğilip hızlı hızlı nefes alıyordum hemen içeri girdi ve su getirdi bana su içirdi iyi'misin gel şöyle otur dedi ve içeri getirdi beni kendime geldim ya çok teşekkür ederim cidden rahatsız ettim ama cidden çok korktum
karşımda esmer siyah zeytin gözlü takım elbiseli uzun boylu esmer bir bey duruyordu ben onu süzerken bana doğru yaklaşıp hey kendindemisin dedi pardon ya dalmışım özür dilerim tebbesüm ederek önemli değil ben Eren bu arada siz kimsiniz peki diye sordu tebbesüm ettim üstümdeki salaklığı atamamış tım daha memnun oldum eren bey ben eylül
memnun oldum eylül hanım
yan eve yeni taşındı nız sanırım eşiniz ile
evet yeni taşındığım'ız doğru fakat eşim değil kendisi
çok pardon ben sizi kucakta içeri götürünce eşiniz sandım kardeşsiniz o zaman
hayır ne akrabamı ne eşim hiç bir şeyim değil
peki merakımı maruz görün ama kim yoksa sizi zorla mı tutuyor o evde
aslında bir tekim beni o eve zorla getirmişti ama tanımadığım bir adama başımdan geçenleri anlatamayacağım laf karıştırarak takım elbise ile düğüne mi gidiyorsunuz siz dedim saçma bir soruydu ama konuyu dağılmıştı
hayır ben doktorluk yapıyorum bir davete gidiyorum sana kahve ve ya çay ikram etmek isterdim ama şimdi çıkmam gerek tanıştığıma memnun oldum eylül sana bir çay sözüm olsun dedi kapıya çıktık arabaya bindi ve gitti bahçede Aslı abla 2 3 adam ve yiğit deli gibi beni arıyor yiğit oradaki adamlara
bir kıza sahip çıkamadın nereye gitti bu kız Serhat mı kaçırdı yine diye bağırıyordu bahçeye girdim aslı abla bana koştu kızım neredesin sen bir şey mi oldu derken yiğit aslı ablayı iterek omuzlarımdan tuttu yan bahçede ne işin var senin Eylül şimdi hangi adamın evine gittin alıştın başkalarının evine gitmeye dedi
çok kötü hissetmiştim yüzüne tokat atarak kes yeter beni aşağalama artık bahçede hava alıyordum çok pardon burasının hapishane olduğunu unutum ve çıktım o lanet korkunç köpek saldırdı bana zor attım oraya kendimi öldürecek ti beni yiğit sinirli bir şekilde sürekli başın derde giriyor sürekli belalar seni buluyor belanın asıl sebebi sensin Eylül asıl bela sensin sen
gözlerim dolu dolu
bırak o zaman beni neden zorla alıp buraya getirdin neden
diye bağırdım kolumdan tutup yeter
bıraksaydım Serhat'ın oyuncağı mı olsaydın annemin emaneti olmasan umrumda değil ama neyse yürü odana
yarın okula ben bırakacağım ben alacağım ben okulu dondurdum yapacak işlerim var okula uğraşamam artık ama gözüm ve kulağım sende olacak her zaman diyip odama çıkardı odaya doğru itti beni üstüme kapıyı kitleyip gitti çok kızgınlık vardı içimde ama çok halsizim yatağa uzandım telefonumda almıştı
tavana bakarken uyuya kalmıştım
Aslı ablanın perdeyi açması ile gözüme giren güneş ışığıyla uyandım kendimi ruhen çok kötü hissediyordum hasta değildim ama çok dağılmıştı bu ruh hali anlatılmaz ölmek istiyorsunuz ama ölmekten korkuyorsunuz yaşamak istemiyorsunuz ama bir şeyler yapmak istiyorsunuz ne yapmak istediğimden ben bile emin değildim Aslı abla hadi kalk üstünü giyin elini yüzünü yıka okula gideceksin dedi en azından kafa dağıtırım yatağımdan kalkıp lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım makyaj yaptım biraz içimden gelmiyordu pek ama en azından solgun durmazdım üstüme siyah pantolon geçirdim dışarıda yağmur yağıyordu hava soğuktu bir kazak ve ceket geçirdim aşağıya indim yiğit ve aslı abla sofrada beni bekliyorlardı aslı abla hadi kızım gel yemek ye diye tebbesüm etti ben yemiyeceğim yiğit bey karnı doyunca ya da kahvaltı keyfi bitince beni okula bırakır malum tek gitmek istesem de buradan okulu bulmam imkansız biraz daha dağ başında bir ev bulsaydın'ız Yiğit kafasını kaldırıp bana ters ters baktı eskiden bana çok güzel bakardı şimdi düşmanına bakar gibi bakıyor bana olan nefreti gözlerinden bir alev topu gibi görünüyordu öyle bakıyordu'ki o güzel gözleri bile güzel gelmiyordu artık
Eylül tamam keyfim yok zaten geç arabaya geliyorum dedi içimden kafasına ne bulursam fırlatmak geliyordu ama sakince arabaya geçtim hemen geldi arabayı çalıştırdı sessizlik hakimdi evden çıkmıştık sessizliği bozdum ve benimle ne derdin var senin yiğit ne istiyorsun benden ne bana iyi davranıyorsun ne beni bırakıyorsun ne istiyorsun dedim cevap vermedi sinirlenmişti bağırarak ya annen öldü öldü beni sana emanet falan etmedi sok şunu kafana
yiğit arabayı bir anda durdurdu öne doğru gittik ne yapıyorsun ya dedim
kes sesini eylül yeter haddini bil annem öldü evet biliyorum bastıra bastıra söylemene gerek yok sus kapat o çeneni ve yola bak elimden bir kaza çıkacak yoksa sustum ve yola odaklandım gerçekten biraz ileriye gitmiştim çok sinirlenmişidi ama bende anlam veremiyorum neden beni zorla tutuyordu okula gelmiştik arabadan indim bana bir kart uzattı içinde para var şifresini telefonuna attım bir ihtiyacın olursa buradan al kahve hariç sonra gelip üstüne döküyorlar dedi kapıyı kapatım hiç bir şey demedim kampüse doğru yürüdüm birde laf sokuyor ya çok pis sövesim var ama ince ruhum izin vermez buna bu yüzden kartı çantama attım ve içeriye girdim yerime oturdum

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Sevgiler
Fiksi RemajaBaba sevgisi görmemiş annesinin doğum gününde annesini kaybeden dayısının evine yerleşen yengesi tarafından istenmeyen sonunda üniversite için İstanbula giden bir kızın yaşam öyküsü