Yiğit’in önerisi aklımda dönüp duruyordu, fakat bir yandan da kendi içimdeki karmaşık duygulara karşı koymaya çalışıyordum. Ece'nin gözleri, bana nasıl bir yol seçeceğimi bekler gibi üzerimdeydi.
"Tamam," dedim, derin bir nefes alarak. "Evet, ev tutalım. Ama tek başıma... Beni kimseyle karıştırma, Yiğit."
Yiğit, bir anlık şaşkınlıkla baksa da sonra hemen toparladı. "Söz, Eylül. Kimseyle karıştırmam," dedi. Yüzündeki ciddi ifadeyi koruyarak.
Serhat, hâlâ biraz gergindi. "Eylül, gerçekten mi? Bu kadar tehlikeli bir durumda yalnız kalmak istiyor musun?" diye sordu, sesi yumuşamıştı, ama hala endişeli olduğu belli oluyordu.
"Serhat, tehlikeli değilim. Bu hayatı ben seçtim, biliyorsun. Yiğit’in peşinden gitmemi istemedin ama yine de onunla kaldım. Şimdi de kendim için bir şeyler yapma zamanı," dedim.
Ece yanımda duruyordu ve bu kez beni iyice süzüp, nazikçe elini omzuma koyarak, "Bunun doğru karar olduğuna inanıyorsan, seni destekliyorum," dedi. Yüzündeki huzurlu ifadeyi görmek, biraz olsun rahatlamama yardımcı oldu.
.Ben de sadece başımı sallayarak, kararlılığımı gösterdim. Şimdi tek isteğim, biraz yalnızlık, biraz özgürlük ve belki de uzun zamandır kaybettiğim güveni tekrar bulmaktı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Yiğit, hala gitmemişti yanıma gelip eylül eminmisin bu kadar şey atlattık korkmayacakmısın diye sordu hayır yiğit artık esir hayatı korkuyla yaşamak ölecekmiyim diye düşünmek istemiyorum ama sana bir şey soracağım sen kimi öldürdün kim ne dedi sana diye sinirlendi ben duydum benle me ilgisi var o öldürdüğün kişinin yiğit sinirli bir şekilde montunu aldı ve yarın gelir alırım evine bırakırım seni dikkat et dedi ve çıktı
Yavaşça gece oldu ve herkes bir süreliğine odalarına çekildi. Ben ise odama yöneliyordum çok yorgundum ece geldi yeni kıyafetler verdi bunları giyersin istersen duş al eylül yarın senin için çok güzel bir başlangıç olacak her zaman yanındayım unutma dedi ve gitti odama girdim . Yarın yeni bir başlangıç olacaktı, bunu hissediyordum. Ne olursa olsun, bu kez gerçekten kendi kararımı vermeliydim.YİĞİT
Eylül birini öldürdüğümü kimden öğrenmişti gerçeği benim anlatmam gerekirdi tek başına kalcağını sanıyordu ama evin her yerine kamera takmıştım ve gizlide olsa kurumlar yerleştirmiştim başka seçeneğim yoktu
EYLÜL
Gece boyunca uyumak neredeyse imkânsızdı. Kafamda dönüp duran sorular, Yiğit’in tepkisi ve odama çekilirken gördüğüm o kısa ama yoğun bakışı... Her şey üst üste gelmişti. "Kimi öldürdün?" diye sormuştum ve onun tepkisi, sorumu cevapsız bırakmıştı. Ama bu sessizlik bile aslında bir cevap gibiydi.
Kendimi yatağa bıraktım, ama düşüncelerim bir türlü durulmuyordu. Duvarın ötesinde sessizce akan hayatın içinde, bir şeylerin fırtınaya dönüşeceğini hissediyordum. Yiğit’in "yarın gelir alırım evine bırakırım seni" sözleri hâlâ kulaklarımda çınlıyordu. Yarın, gerçekten yeni bir başlangıç mı olacaktı? Yoksa bir yalanın içine mi adım atacaktım?
YİĞİT
Eylül’ün beni köşeye sıkıştırdığı an, kendimi daha önce hiç hissetmediğim kadar savunmasız hissetmiştim. Bu kadar şeyi onun için yaparken, beni sorgulaması… Ama haklıydı. Eylül, hak ettiğinden fazlasını çekmişti. Ve onu korumak için her şeyi yapardım. Her şeyi. Hatta kendimi feda etmeyi bile.
Ama ona anlatamazdım. "Kimi öldürdün?" sorusu, geçmişte yaptığım o tek büyük hatayı gün yüzüne çıkarıyordu. Eğer ona anlatırsam, beni terk ederdi. O yüzden koruma planımı sessizce yürütmeye devam edecektim. Kameralar, mikrofonlar… Onun güvende olduğundan emin olmak için ne gerekiyorsa yapacaktım.
Belki bir gün, beni anlamasını sağlayacak kadar güçlü olurdum. Ama o gün bugün değildi.
EYLÜL
Sabah olduğunda, içimde bir karmaşa vardı. Bir yandan yeni bir başlangıcın heyecanı, bir yandan Yiğit’in bana karşı davranışlarının yarattığı şüpheler... Tüm bu düşünceleri bir kenara bırakmaya karar verdim. Bir günlüğüne bile olsa sadece kendimi düşünmek istiyordum.
Ece, mutfakta kahvaltı hazırlıyordu. Onun pozitif enerjisi bana biraz olsun moral verdi. "Hadi Eylül, bugün senin günün," dedi, bana çay doldururken. "Evleri gezelim, güzel bir yer bulacağımıza eminim."
Tam Yiğit’in gelip beni almasını bekliyordum ki, bir mesaj geldi:
“Biraz geç kalacağım, sen ve Ece birkaç yer bakın. Akşama konuşuruz. Yiğit.”Bu mesaj, hem rahatlatıcı hem de sinir bozucuydu. Onun yanımda olmamasını istiyordum ama aynı zamanda bu kaçış, sorularımı cevapsız bırakıyordu. Mesajı Ece’ye gösterip, "Hadi başlayalım o zaman," dedim.
Bugün, sadece kendime ait bir dünya kurma günüydü. Ama içimdeki o ince korku, bir gölge gibi peşimi bırakmıyordu.
YİĞİT
Eylül'ün yeni bir hayat kurma hayali beni sevindirirken, onun bu kadar tehlikeli bir geçmişin içinde olduğunu bilmesi rahatsız ediciydi. Kameraları yerleştirdiğim evin hazır olduğunu kontrol ettim. O her ne kadar yalnız kalmak istese de, onu izlemeye ve korumaya devam edecektim.
Onu korumak için yaptığım şeylerin ne kadar ileri gittiğini bilse, benden nefret ederdi. Ama bir gün anlayacaktı. Çünkü benim dünyamda, Eylül’ü güvende tutmak her şeyden önemliydi. Her şeyden...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalan Sevgiler
Teen FictionBaba sevgisi görmemiş annesinin doğum gününde annesini kaybeden dayısının evine yerleşen yengesi tarafından istenmeyen sonunda üniversite için İstanbula giden bir kızın yaşam öyküsü