twenty one

473 54 12
                                    

Yazarın anlatımından

Sehun yanında hızla ilerleyen adama döndü. "Bak sigorta vesaire hiç bir şey istemediğini ben söyledim zaten. Çok sorgulamaz eski arkadaşım sever güvenir bana. Sen bahsettiği şeyleri dikkatle dinle yalnızca. Hızlı kaparsın kas kütlen de iyi zaten."

Chanyeol başını salladı hızla. "Tamam, ama ben hala tam olarak bilmiyorum nasıl arayacağımı Baekhyun'u." Güldü Sehun. "Sorun değil o arar seni. Hem eve çok uzak da değil salon. Gelir yanına."

Gülümsedi Chanyeol. "Gelir dimi?" Sehun güldü koca adamın tatlı haline. "Gelir, gelir."

Chanyeol gördüğü salonu dikkatle baktı. Derin bir nefes verdi. Yeni bir hayata atılmıştı. Başka bir zamanda, yeni bir hayata.

En azından Baekhyun vardı yanında. Bu gerçeklik onu hayatta tutan tek şeydi. Ah bir de bebekleri vardı tabii.

Dün kontrol ettirmişlerdi onu. Chanyeol zor tutmuştu kendisini. Tüm yaşamı boyunca hiç bu kadar mutlu olduğunu hatırlamıyordu.

Salondan içeri girdiklerinde dün gezip dolaştığı yerlerden geçtiler hızla. Yugyeom'u gördüklerinde durdular. Sehun hızla selamlaştı arkadaşıyla. Chanyeol patronuyla el sıkıştığında gergin bir şekilde süzüyordu etrafı. Saat henüz çok erkendi ve kimse yoktu salonda. Önce yugyeom ona işi anlatacaktı, sonra üç gün alışma süreci vardı.

Hızla kapacağına inanıyordu. Yalnızca insanların fiziğine göre ve yağ kütlelerine göre program hazırlayacaktı. Askeri disiplin ile büyümüş biri için kolay bir işti.

Sehun salondan ayrıldığında Chanyeol dikkatle dinlemeye başlamıştı Yugyeom'un anlattıklarını.

Baekhyun ise Chanyeol gittikten sonra koltuğa geçmiş ve üzerine bir battaniye almıştı. Kendini bugün yorgun hissediyordu.

Yine de mutluydu. Chanyeol'un bu kadar hızlı uyum sağlaması çok hoşuna gitmişti. Karını okşadı. Bebeklerini ve Baekhyun'u gerçekten ailesi olarak görüyordu.

Yaklaşık iki saat saçma sapan programlar izledi ve koltukta yatmaya devam etti. Sonunda kendinde kalkacak gücü bulduğunda ayaklandı ve girip sıcak bir duş aldı. Duşun onu kendine getirdiğini hissederken hızla giydi üzerini.

Saçlarını kurutup şekillendirdiğinde gülümsedi hafifçe. Önce Chanyeol'u görmeyi planlıyordu, bir kaç dakikalık görüşmelere bir şey demeyeceklerini söylemişti Sehun. Sonrasında market alışverişine çıkacaktı Baekhyun.

İzlediği videolar sayesinde en azından yenilebilir güzel şeyler hazırlamak istiyordu Chanyeol'a. Chanyeol işine alıştıktan sonra kendisi de bir iş bakmayı düşünüyordu.

Hem bu sayede başka bir eve geçebilirlerdi. Bu ev gerçekten küçüktü. Alışık olmayan Chanyeol için gerçekten küçüktü ev. Daha güzel bir yaşamı olsun Baekhyun da istemişti daha önce ama yalnız başına yapamamıştı.

Artık iki kişilerdi. Gülümsedi. Yakında üç kişi olacaklardı. Zaman hızla akıp geçiyordu. Bebekleri için bir gelecek hazırlamak zorundaydılar artık.

Salondan içeri girdiğinde bakışlarını dikkatle gezdirdi içeride. Chanyeol'u gördüğünde gülümsedi. Sevgilisi biriyle birlikte bir kağıda bakıyor aynı zamanda konuşuyordu.

Kağıda bir kaç şey karaladı hızla Chanyeol. O sırada hissetti üzerindeki bakışları. Bakışlarını kağıttan ayırdığında gördü kapıda duran sevgilisini. Hafifçe gülümsedi. Geçen saatlerde özlemişti onu.

"Dediğim gibi, bu tekrar sayıları ile başlaman senin için daha iyi olacaktır. Haftalık olarak arttırarak gideriz." Adam yanından ayrıldığında hızla ilerledi Baekhyun'un yanına.

Beline kolunu sarıp yumuşak bir öpüş verdi Baekhyun'un yanağına. "Güzelim, hoş geldin." Gülümsedi Baekhyun büyükçe. "Nasıl gidiyor Chanyeol-ah?" "Güzel, kolay bir işmiş gerçekten." Güldü Baekhyun. "Sana ne zor ki?"

"Sen beni görmek için mi çıktın yalnızca? Yormasaydın kendini." "Yormadım bir kere. Gencecik çocuğum ben. Ne yorulması." Güldü Chanyeol. "Yaşlı olduğumu da vur yüzüme. Tam olsun."

Sarıldı Baekhyun sıkıca Chanyeol'a. "Ben olgun seviyorum bir kere." Ardından iç çekti. "Kafamı karıştırma dur. Bir kaç tarif buldum YouTubedan. Onları yapacağım akşam yemeğine. Ondan malzeme almaya çıktım."

Kolunu okşadı Chanyeol'un. "Sen evimize para getirmek için tüm gün çalışıyorsun, bende sana güzel bir yemek hazırlayayım dedim." Gülümsedi Chanyeol. "Düşünceli güzelim benim. Yine de dikkatli ol. Çok yorma kendini."

Ardından bakışları saate kaydı Chanyeol'un. "Beş dakikayı geçti. Yugyeom ilk günden laf yapmasın. Git hadi sen." Sahte bir kırgınlıkla baktı Baekhyun Chanyeol'un gözlerinin içine. "Hemen gönderiyorsun beni." Sırıttı Chanyeol. "Akşam görüşeceğiz bol bol."

Koluna vurdu bir tane Baekhyun. "Tanrım Chanyeol." Hızla öptü yanağını. "Kolay gelsin~" hızlı adımlarla çıktı salondan Baekhyun.

Yüzünde uzun süre dağılmayacak bir gülümseme vardı. Kendini hayatında ilk kez bu kadar mutlu ve huzurlu hissediyordu.

Bir aile ortamında büyümemiş olsa da kendi ailesini kurmaya başlamıştı Baekhyun. Bir ailenin parçası olmak, yalnız olmamak onun için çok yeniydi. Yeni ve çok güzel.

Gözlerinin dolmasına zorlukla engel olurken girdi markete. Fiyatlara dikkat ederek alışveriş yaptı ve tempolu adımlarla ilerledi evine.

Aldığı malzemeleri neredeyse boş olan buzdolabına yerleştirdi ve bir kaç dakika dinlendi. Ardından eline aldığı toz beziyle aylardır doğru düzgün temizlemediği evinin tozunu almaya başladı.

İşleri bittiğinde yarım saatlik bir dinlenmenin ardından yemek yapmaya girişti. Yaklaşık bir saatin sonunda iki tencere yemeği hazırdı.

Ve Baekhyun bu işte gerçekten iyi olduğunu fark etmişti. Bu fazlaca mutlu etmişti onu. Bakışları saate kaydığında Chanyeol'un yarım saat sonra geleceğini fark etti. Hızla ilerledi ve dolaptan eşofmanlarını çıkartıp giydi.

Masayı kurduğu sırada çalan kapı ile büyükçe gülümsedi. Kapıyı açtığında Chanyeol iç çekti. Tüm yorgunluğu bir anda gitmişti Baekhyun'u gördüğünde.

Hep böyle mi olacaktı?

"Hoş geldin Chan." Chanyeol içeri girdi ve kapattı arkasından kapıyı. "Hoş buldum bebeğim." Ardından aldığı güzel kokuyla duraksadı. "Bir evde yangın çıkmamış iki güzel kokular geliyor." Güldü Chanyeol. "Doğru söyle tüm paramızı dışardan yemek söylemeye mi harcadın?"

Baekhyun hızla bağladı kollarını göğsünde. "Hep dalga geç benimle. Güzel yemekler yaptım ben sana." Güldü Chanyeol. Kollarını okşadı Baekhyun'un. "Ya güzelim benim. Şaka yapıyorum."

Yanağına sert bir öpüş verdi. "Ellerine sağlık şimdiden. Ellerimi yıkayıp geliyorum hemen." Koşar adım lavaboya ilerlediğinde Baekhyun iç çekti arkasından.

Bu sessiz ve ölü ev Chanyeol sayesinde hayat bulmuştu. Baekhyun gibi. O'da Chanyeol sayesinde dönmüştü hayata.

Chanyeol sayesinde sevmişti hayatı.



Tatlı, şirin bir bölüm oldu :) bilin bakalım ben neler planlıyorum? Hehe

Beyond time/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin