sixteen

468 61 23
                                    

Yazarın anlatımından

Sehun evinden sessizce çıktı. Saat erken sayılırdı ve Luhan dün gece geç saate kadar çalışmıştı kafede.

Sehun ise rüyasında arkadaşını görmüştü. Nefesi daralıyordu. Nefes alamıyordu. Baekhyun yaklaşık altı aydır kayıptı.

Han nehrinin kenarında ilerlerken ağır adımlarla ilerliyordu. Bakışları bulutlarla dolu gökyüzünde gezindi.

Yaklaşık iki haftadır gitmemişti Baekhyun'un evine. Umudunu kaybetmişti.

Yine de dün gece rüyasında onun görmesi nedeniyle ayakları istemsizce onu Baekhyun evine yönlendiriyordu. Baekhyun altı aydır ortalarda yoktu, evi de kiralıktı ve Sehun altı aydır Baekhyun evine geri gelir diye kirayı ödüyordu.

Evinin önüne geldiğinde iç çekti. Cebinde her daim duran anahtar ile açtı bina kapısını. Tek kat merdiveni çıktığında umutsuzca açtı kapıyı.

Beklediği gibiydi. Tek bir ses yoktu. Ağır adımlarla ilerledi salona. Salonu yatak odasından ayıran tam bir duvar bile yoktu. Baekhyun'un evi gerçekten küçüktü.

Perdeyi açtı ve camı aralayıp derin bir nefes çekti içine. Temiz hava odanın içine dolduğunda bakışlarını ilk kez tam anlamıyla gezdirdi odada.

Bir kaç adım atıp Baekhyun'un yatağını gördüğünde ise durdu ayakları. Şaşkınlık içinde duraksadı.

O yatakta yatan kişi Baekhyun'dan başkası değildi. Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Buradaydı, Baekhyun dönmüştü. Girdiği şoktan hızla çıkarken adımladı ona. İyi görünmüyordu. Titriyordu, kendinde değil gibiydi.

"Baekhyun." Dudaklarından ismi döküldüğünde hızla elini anlına bastırdı. Ateşi vardı. Soğuk terler döküyordu Baekhyun.

İyi değildi ama yaşıyordu. "Üşüyorum." Diye mırıldandı. Gözleri kapalıydı Baekhyun'un. Sesleri çok az duyuyordu. Günlerdir soğuk betonda yatmak Baekhyun'u çok hasta etmişti.

Bir gecede böylesine hasta olmayı nasıl başardığını bilmiyordu ama çok da bir zamanı kalmadığını da biliyordu Baekhyun. Hasta birini asarlar mıydı ki?

Bari haline acıyıp erteleselerdi.

Bir anda havalandığını hissettiğinde gözlerini açmak istedi ama üzerinde çok garip bir yorgunluk vardı. Bilinci hızla kapanırken Sehun koşar adım ilerledi, çıktı evden.

Onu hastaneye götürmeliydi. Hissettiği mutluluğun tarifi yoktu. Onu bulma ümidini kaybettikten sonra bulmuştu Sehun.

Çevirdiği taksinin arka koltuğuna oturdu. Baekhyun bayılmıştı, kendinde değildi. Neredeydi? Neden bu denli hasta olmuştu?

Kafasında binlerce soru olsa da arkadaşı iyileşmeden hiç birini sorma şansı yoktu. Taksi en yakın hastanenin önünde durduğunda hızla ilerledi acile. Baekhyun'u sedyeye yatırdı ve doktorun hızla müdahale etmesi üzerine koridora çıktı.

Hızla telefonunu çıkardı. Saat ona geliyordu. Luhan'ı aradı hissettiği mutlulukla.

Luhan telefonunu cevapladığında ise büyük bir gülümseme ile konuştu Sehun. "Buldum onu Luhan. Baekhyun'u buldum."

///////////////////

Baekhyun'un anlatımından

Duyduğum sesleri uzun süredir duymamış gibi hissediyordum. Makineden çıkan ses, aldığım hastane kokusu.

Bunlar, bana hem yakın hemde uzaktı sanki. Gözlerimi araladığım anda gördüğüm beyaz tavan ile yutkundum. Sol koluma takılı olan seruma kaydı bakışlarım.

Beyond time/ChanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin