Taehyung yerinde sinirden köpürüyordu.
Jungkook'tan haber alamayalı 1 saat olmuştu. İçindeki öfke öylesine büyüktü ki tüm odayı dağıtmış, adeta kükremişti.
Odasına giren çalışanıyla bağırmıştı.
"Onu kaçırmışlar efendim, Bogum kaçırmış."
"Çabuk yerlerini tespit edin! O orospu çocuğunu bulun!"
"Sorun da orada patron. Onları bulmamız zaman alabilir."
Taehyung eline aldığı ilk şeyi adamın yüzüne fırlattı. Deliye dönmüştü. Adamın yakasına yapışıp konuştu.
"EN KISA ZAMANDA BANA ONUN YERİNİ BULUYORSUN! ANLADIN MI BENİ?! EN KISA ZAMANDA!"
Adam hızlıca başını sallayıp odadan çıkmıştı. Taehyung'un psikolojisi yerle bir olmuştu. Jungkook kaçırılmıştı. Böyle boş boş durup hiç birşey yapmamayı seçmeyecekti. Hemen telefonuna uzandı.
"Alo Namjoon?"
"Söyle Taehyung, ne var?"
"Jungkook kaçırıldı. Bana onun yerini bul. Kimi tanıyorsan hepsine haber ver. O çocuğun yerini bul!"
Namjoon onaylayıp soru sormuştu.
"Kim kaçırdı?"
"Bogum piçi."
Namjoon kısa bir süre sessiz kalmış, daha sonra konuşmuştu.
"1 hafta ver bana. Bu adam basit işler yapmaz. 1 hafta da bulabilirim. 1 hafta sonra Jungkook'u alırsın."
"NE DEMEK 1 HAFTA?! 1 HAFTA JUNGKOOK O PİSLİĞİN YANINDA MI KALACAK?!"
"Üzgünüm dostum."
"Çabuk işlere başlayın. En kısa zamanda bulun onları!"
Namjoon onaylayıp telefonu kapatmıştı. Taehyung ise Jungkook'u düşünüyordu.
Jungkook'unu...
***
4 gün sonra...
"4 gün oldu. Seni almaya biri geldi mi Jungkook? Kimse geldi mi? Önemsemiyorlar seni belli ki."
Jungkook sinirle konuşmuştu.
"Taehyung beni asla bırakmaz! O hep benim yanımda olacak. Kendini kandırmaya devam et Bogum!"
Bogum kahkaha atmış ve bağırmıştı.
"Kimse gelmedi 4 gündür aptal! Bundan sonra benimle yaşamaya çalışsan iyi edersin. Benim olacaksın."
"Değilim! Deme öyle artık!"
Bogum kahkaha atmış daha sonra Jungkook'un karnına bir tekme geçirmişti. Ardından bir tekme daha ve bir tekme daha...
"Benimle konuşurken ses tonunu ayarla küçük! Olacaklardan ben sorumlu olmam."
Jungkook Bogum odadan çıktıktan sonra hemen ağlamaya başlamıştı. Öyle içli ağlıyordu ki, gören sonsuza kadar ağlayacak sanırdı. Ama Jungkook korkuyordu işte. Taehyung'u bir daha görememekten korkuyordu.
Ölmekten ya da zarar görmekten değil.
Bogum'un boynunda bıraktığı izlere gitti gözleri. Bu izleri görmek istemiyordu. Gördükçe daha çok ağlayası geliyor, kendine zarar verme isteği artıyordu.
Yarım saat sonra içeri atılan yemeğe baktı. Yemeyecekti. Daha doğrusu yiyemeyecekti. O kadar psikolojisi bozulmuştu ki, saçlarına asılmış duvar kenarında tir tir titriyordu. Sayıkladığı tek bir isim vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanfictionJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...