Hastaneden çıkmışlardı.
Jungkook'un çok ciddi bir durumu yoktu. Sadece omzundan vurulmuştu ve kan kaybından dolayı bayılmıştı. Ama bu bile Jungkook için daha yeniydi. Çok farklıydı.
Eve geldiklerinde Taehyung kendisine biraz soğuk davranıyordu. Hastanede yaşanan kıskançlık olayından dolayı bu tavrının böyle olduğunu biliyordu. Empati yaptı Jungkook. Karşısında Taehyung'u yanağından öpseler sarılsalar o da deliye döner ve trip atardı.
Taehyung koltukta oturmuş kafasını geriye atmıştı. Jungkook ise biraz arkasında durarak Taehyung'u izliyordu. Yanına gitmeli miydi? Kararsız kalmıştı.
Daha fazla dayanamadı ve gidip sevgilisinin yanına oturdu. Taehyung elbette yanına oturan Jungkook'u farketmişti ama hala sınırlı olduğundan dönüp bakmamıştı.
Gözünün önünde bir çocuk Jungkook'un yanağından öpmüş ve sıkı sıkı sarılmıştı. En önemlisi de 'minik tavşanım' demişti! Taehyung kesinlikle sinirliydi. Biraz da kıskanmış.
Ya da yok, bayağı kıskanmış.
Taehyung şu oturup düşündüğü dakikalarda Jungkook'u ne kadar çok sevdiğini farketti tekrardan. Çok seviyordu, çok değer veriyordu. Onun için canını hiçe sayabilir, canını verebilirdi. Bu çocuğu canı pahasına sevdiğini farketmesi kısa bir an duraksamasına neden olmuştu.
Jungkook ile tanışmadan önce aşka asla inanmayan ve kendini herkesten yukarı gören biriydi. Şimdi ise kendisinden 8 yaş küçük bu çocuğa böylesine bağlanıp aşık olması gülünecek bir durumdu. Çalışanları bile şok olmuştu. Hatta bazıları "Bay Kim'in de kalbi varmış meğer." Tarzı şeyler söylemişti.
Şimdi ise sınırı geçmediği için Jungkook'a bakmıyordu. Gözlerinden fışkıran alevi ve kıskançlığı görmemesi gerekiyordu Jungkook'un. Yoksa korkardı, korkarsa Taehyung'tan uzaklaşırdı. Taehyung ise asla buna dayanamazdı.
En sonunda kendisini izleyen çocuğa dayanamamış ve gözlerini sıkıca kapatıp açtıktan sonra gözlerini çocuğa çevirmişti.
Jungkook sanki yarım saattir bunu bekliyormuş gibi olduğu yerde heyecanla kıpırdanmıştı. Ama Taehyung'un yüzü yerine vurulan omzunda gezen gözleri dudaklarının büzülmesine neden olmuştu.
Dudaklarını büzdüğü gibi Taehyung'un bakışları oraya ulaşmıştı. Dudaklarına bakarak konuşmuştu.
"Dudağını büzme."
Jungkook zaten sinirli olan adamı daha fazla sinirlendirmemek için dudaklarını serbest bırakmıştı. Taehyung'un bakışları bir kaç saniye daha pembelikler de oyalandıktan sonra nihayet Jungkook'un yüzüne çıkmıştı.
Jungkook'un dolmuş gözlerini kızarmış yanaklarını ve son derece üzgün bakan bakışlarını görünce kısa bir süre kaşlarını çattı. Buna kendisinin sebep olduğunu bilmek ayrı sinirlendirmişti ama engel olamıyordu. Taehyung'un kıskançlığı konu Jungkook olunca tüm bedenini ele geçiriyordu.
"Kızdın mı bana?"
Taehyung bir şey söylememişti. 'Kızdım' derse Jungkook üzülecekti. Jungkook'u üzmek bu hayatta isteyeceği belki de en son şeydi. Bu yüzden sessiz kalmayı tercih etmişti.
"Cevap vermeyecek misin?"
Taehyung cevap vermeyince Jungkook bu sefer icraata geçti.
Kalçasını hafifçe yana kaydırdı ve Taehyung'un kucağına oturdu. Taehyung şuan ayakta olsa bacaklarını beline dolayabilirdi.
Taehyung Jungkook'un bu hareketlerine sadece bakıyordu. Düz bir ifadeyle bakıyordu.
Jungkook eğildi, dudaklarını esmer ve sıcak boyuna bastırdı.
Taehyung Jungkook boynuna bir sürü öpücük kondurmaya başladığında gözlerini kapattı. Küçük pembelikleri boynunda hissetmek dünyanın en güzel şeyi olabilirdi.
Jungkook sulu öpücüklerinden birini de adamın yanağına verdi. Sonra dudağına çok küçük bir öpücük kondurup geri çekildi.
Taehyung'un kapalı gözlerini görünce dudaklarını bu sefer Taehyung'un göz kapaklarına götürdü ve Taehyung'un iki göz kapağını da öptü.
Taehyung göz kapaklarının öpülmesiyle kocaman gözlerini açıp karşısında tüm güzelliğiyle kendisine bakan kucağındaki Jungkook'a baktı.
"Bana kızma lütfen. Senle küs kalınca çok korkuyorum ve üzülüyorum. Barışalım mı?"
Taehyung ağlamak istedi. Bu güzel, saf ve masum cümlelere ağlamak istedi. Jungkook'un güzelliğine ve masumluğuna ağlamak istedi.
Cevap vermedi. Onu affetmesi için sadece bakışı yeterdi. Taehyung bunu biliyordu. Jungkook'un kendisine bakması bile onu affetmesi için bir nedendi.
Yavaşça kollarını sıkıca çocuğun beline sardı. Jungkook affedilmenin verdiği sevinçle büyük bir mutlulukla kollarını adamın boynuna doladı. Taehyung kafasını çocuğun boynuna gömmüş ve seslice Jungkook'un bebek gibi kokusunu içine çekmişti. Bu kokuya adeta ölüyordu. Nefesi bu koku olsaydı ne güzel olurdu tarzında düşünmeden edemiyordu bazen.
Jungkook'un boynuna sert ve sulu bir öpücük bıraktı. Sonra tekrar ve tekrar... Sabah kadar öpüp koklayabileyeceği bu çocuğu doyana kadar öptü. En sonunda geri çekildiğinde konuştu.
"Kokunu solumak bile bana cenneti hissettirir, ben cennete nasıl küsebilirim?"
***
Seeelamm✨✨✨
Alın yb😻
FİC 56K OLMUS CUS 🤭🤭
Cooook teşekkür ederim 🤧🤧💓💓
İyi okumalar oylamayı unutmayın 💪💪💪💪💪
Sizi coook seviyorum 😋💋
Gorusuruk bebislerim!!! 🤍🤍🥺🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanfictionJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...