Taehyung arabadaydı ve eve gidiyordu.
Arabadayken yine tek düşündüğü Jungkook'tu. Bu çocuğun hiç aklından çıkmaması nasıl birşeydi? Ya da aklını karıştırması?
Araba durunca açılan kapıya baktı. Arabadan inerek kapıya doğru yürüdü. Kapıyı çaldı. Kapı açıldığında Jungkook vardı karşısında. Kapıyı Jungkook açmıştı. Ama kafasını önüne eğmiş, ellerini önünde birleştirmişti. Bu hareket karşısında Taehyung'un kaşları çatılmıştı.
"Neden yüzüme bakmıyorsun?"
Jungkook birşey demeden salona doğru ilerledi. Taehyung aynı şekilde arkasından adımladı. Koltuğa oturunca Jungkook konuşmaya başladı.
"Bana küs müsün?"
Ardından ekledi.
"Şey, barışabilir miyiz?"
Taehyung gülümsedi. Çocuğun çenesini tüy hafifliğinde tutup kaldırdı ve yüzüne bakmasını sağladı.
"Sana hiç bir zaman küs değildim."
Dudaklarımdan bir iç çekişin çıkmasına engel olamadı.
"Sana kızgın da değildim. Olmadım ve olamam da."
Jungkook ise aynı ifadeyle adamın suratına bakmaya devam ediyordu. Sonra birden kollarını yanındaki adamın sırtına doladı. Ve konuştu.
"Teşekkür ederim."
Bu teşekkür o kadar güçsüz ve duygulu çıkmıştı ki, Taehyung da aynı şekilde çocuğun beline kollarını sarmıştı.
"Şey." Dedi Jungkook.
"Bu akşam da film izleyelim mi?"
Taehyung hemen başını salladı. Asla hayır diyemezdi.
"Bana uyar. Ne izleyeceğiz?"
"Yine korku türünden. İzlemek istiyorum."
Taehyung kafasını sallamış ardından kollarını çocuktan çekmişti. Jungkook sarılmaya devam etmek istese de hiç bir şey söylemememişti.
O 20 yaşında olmasına rağmen hala çocuktu. Çünkü çocukluğunu yaşayamamıştı. Sevgi görmemişti. Bir kez olsun 20 yıllık hayatında ablası annesi ve ya babası kendisine Taehyung'un sarıldığı gibi sarılmamıştı.
Bunun farkındalığıyla gülümsemişti. Ama acı dolu bir gülümsemeydi bu. Jungkook genelde acıdan gülümserdi zaten.
Taa ki Taehyung'la tanışana kadar.
Taehyung her an her zaman Jungkook'a kollarını açmıştı. Bir kez olsun yollarını kapatmamış hep yanında durmuştu.
Sadece 1 buçuk aydır bu evdeydi. 1 buçuk ayda 20 yılda göremediği sevgiyi görmüştü Jungkook. Daha ne isterdi ki?
"Akşam oldu zaten Jungkook. Filmi şimdi izleyelim mi?"
Jungkook onaylar şekilde başını sallamıştı. Daha sonra Taehyung mutfakta atıştırmalık hazırlayacağını söyleyip oradan çıkmıştı.
Jungkook ise filmi açıp durdurmuş Taehyung'u beklemişti.
Yaklaşık 10 dakika sonra mutfaktan çıkan Taehyung'a baktı. Atıştırmalıkları masaya bırakıp tekrar mutfağa girdi ve diğer atıştırmalıkları alıp masaya döndü. Işıkları kapatıp filmi açtılar izlemeye başladılar.
Etraf karanlıktı. Tek ışık kaynağı televizyondu. Bu yüzden kendilerini görebilseler de çok net değildi.
Yaklaşık 15 dakika sonra Taehyung bir elini rahatsız olmayacağını umarak yanında oturan çocuğun pürüzsüz bacağına koydu. Üst bacağını okşamaya başladı.
Jungkook ise bu hareket karşısında bir an titremişti. Daha sonra bacağındaki Taehyung'un eline bakıp gözle görülür bir şekilde gülümsemişti.
Taehyung çocuğun kötü bir tepki vermesini beklerken gülümsemesi kendisini şaşırtmıştı. Daha sonra çocuğun sınırlarını ölçmek istercesine eliyle bacağının içini hafifçe kavradı. Arada bir sıkmaya başladı. Jungkook ise yine Taehyung'un çok şaşıracağı birşey yaparak Taehyung'un bacağının içindeki elini tutmuş hafifçe ileri geri götürmüş adamın okşamasını sağlamıştı.
"Rahatsız olmuyor musun?"
Jungkook adamın ne demek istediğini anlamıştı.
"Olmuyorum."
Taehyung meydan okurcasına bir bakış atmış aynı bakışı Jungkook'tan da alınca sırıtmıştı.
Elini çocuğun bacağının içinde üst bacağında her yerinde gezdirmeye başlamıştı. Jungkook kesinlikle tepkisini bozmuyor gülümseyen ifadesiyle Taehyung'a bakmaya devam ediyordu.
Taehyung ise tamamen çocuğa dönmüş bir elini yukarılara çıkartarak çocuğun tişörtünü içinden sokup karnını okşamaya başlamıştı.
"Rahatsız olmuyor musun?"
Jungkook cevap vermeden önce kıkırdamıştı. Çünkü Taehyung'un eli karnında olduğu için gıdıklanmıştı.
"Olmuyorum Taehyung. Sen bana dokununca öpünce rahatsız asla olmuyorum. Asla."
Çocukla yüzleri öylesine yakınlaşmıştı ki, Taehyung konuşsa dudakları birbirine değecek gibiydi.
Taehyung burnunu çocuğun burnuna döndü. Bu hareketle Jungkook'un kolları adamın boynuna dolandı ve Jungkook tüm bu temasları, yakınlığı kabullenmeye başladı. Taehyung mırıldanarak konuştu.
"Hmm, öyle mi?"
"Öyle."
Daha fazla konuşmaya gerek kalmamıştı. Taehyung kendisini tutmayı bırakarak dudaklarını büyük bir açlıkla çocuğun dudaklarına bastırmıştı.
Çocuğun alt dudağını kavrayıp emmeye başladı. Jungkook ise adamın kendisine yaptığı kadar olmasa da adamın üst dudağını aynı şekilde emmeye başladı. Hızlı bir öpücük değildi bu. Yavaş ve tutkuluydu. Kesinlikle zevkliydi.
Taehyung anı bir hareketle Jungkook'u kendisine çekmiş kucağına oturtmuştu. Jungkook ise adamın boynuna doladığı kollarını sıkılaştırmış, bir eliyle endeksindeki saçları okşamaya ve çekiştirmeye başlamıştı.
Nefessiz kalana kadar öpüştüler. Odadaki tek ses ıslak öpücük sesleri ve televizyondan gelen kısık film sesiydi.
Nefessiz kalınca ayrıldılar. Ve Taehyung alınlarını birbirine dayadı ve Jungkook konuştu.
"Bu..."
Nefes alma ihtiyacı hissetti.
"Bu çok fena birşey."
Ardından ekledi.
"Seni seviyorum Taehyung."
***
Selam👉✨👈
Yine bölüm ve sonunda first Kiss 👍😋
Yeni bir hikaye yayınladım. Friend's To Lovers okuyun luuutfennn 🤧🤧🤧
Bol yorum ve oy istiyorum 💋💋
İg: vtaelicous
Gorusurukkk 🤍🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanfictionJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...