Jungkook kendini yatağının altına gizlemiş yaşadıklarını tekrar hatırlamaya ve hissetmeye çalışıyordu.
Taehyung kendisini öpmüştü. Düşüncesi bile kendisini mutlu ederken o bunu gerçekleştirmişti. Öpüşmüşlerdi. Hatırladıkça kıkırdıyordu.
En sonunda yattığı yerden kalktı. Taehyung'un yanına gitmeye karar verdi. Hızlıca kapıya adımlayıp adamın odasına girdi. Kapıda Jungkook'u gören Taehyung anında gülümsedi.
Jungkook'ta aynı şekilde gülümsedi ve yatağa Taehyung'un yanına oturdu. Ne diyeceğini bilemiyordu. Bu yüzden konuşmamıştı.
Kafasını yere eğmiş elleriyle oynamaya başlamıştı.
Taehyung bu tavırları farkettiği gibi çocuğun çenesine tüy hafifliğinde tutup yukarı kaldırdı. Gözlerini kenetledi.
"Çekinme benden. Utanmana gerek yok."
Jungkook başka yerlere kaçırdığı bakışlarını adamın yüzüne yönlendirdi ve anında konuştu.
"Yo', hayır bak çekinmiyorum. Sana bakıyorum."
Taehyung gülümsemiş kendi burnunu çocuğun burnuna sürtmüştü. Daha sonra kendi dudaklarını önündeki pembeliklere çok kısa bastırıp geri çekilmişti. Jungkook ise bu hareketten cesaret alıp adamın yaptığı gibi kendi dudaklarını adamınkilere bastırmıştı.
Taehyung Jungkook'tan bunu beklemesede gülümsemiş ve öpüşüne karşılık vermişti. Elleri kendisinden habersiz ince beli kavramış bel kıvrımını okşamaya başlamıştı.
Jungkook ise adama onun gibi karşılık verip kollarını boynuna dolamıştı. Bu şey iyi hissettiriyordu.
Ya da Taehyung ile yaptığı için böyleydi.
Adamın saçlarına asılırken tüm bu hareketlerini bilinçsiz bir şekilde yapıyordu. Sanki elleri kendi kendini kontrol ediyor, kendisi oynatmıyordu.
Taehyung tarafından ani bir şekilde kucağına çekilmesiyle bacakları hemen Taehyung'un beline dolandı. Dilleri de iç içe geçmişti bile.
Jungkook istemeye istemeye nefes almak için geri çekilmiş, kollarını adamın boynuna sıkıca dolamıştı. Taehyung ise Jungkook'a ayak uydurmuş, çocuğun beline kollarını sarmıştı. Ayağa kalkıp yatağın içine girdi. Yorganı da üzerlerine örttü. Bu sırada Jungkook kollarını adamın boynundan çekmiş, aşağıdan Taehyung'a bakıyordu.
Taehyung yatağın yanına duran lambaya uzanarak söndürmüş, Jungkook'a dönmüştü.
Bu çocuğu gerçekten çok seviyordu.
Jungkook'un saçlarına elini daldırıp okşamaya başladı. Gerçekten bu çocuğun herşeyini seviyordu. Karakterini, gülüşünü, saçlarını...
Cennetti, cennet.
Taehyung bu düşüncelerle küçük bir iç çekmişti.
"Jungkook."
Demişti birden. Ardından kendisinden beklenmeyecek bir şey söylemişti.
"Seni seviyorum."
Jungkook bu cümleyle gülümsemişti. Gerçekten nasıl bir cümleydi bu? Daha önce kimse ona böyle bir cümle kurmamıştı. Bunu ilk söyleyen kişi Taehyung'tu.
"Teşekkür ederim. Daha önce kimse bana beni sevdiğini söylememişti. Beni sevdiğin için teşekkür ederim Taehyung."
Bunu dedikten sonra tüm masumluğuyla gülümsemesi, Taehyung'un kanını dondurmuştu.
Taehyung çocuğun boynuna uzanarak minik bir öpücük kondurdu ve son kez dudaklarını çocuğun dudaklarına bastırdı.
"Etme güzelim. Teşekkür etme. Bu teşekkür edilecek bir şey değil. Çünkü senin için yapabileceklerimin sınırı yok.
Jungkook duyduğu cümlelerle gülümsemiş kafasını adamın göğsüne koydu.
Uyumadan önce son hissettiği saçlarındaki yumuşak dudaklardı.
***
Selam🙌🙌
Biliyorum kısa bir bölüm ama zamanım çok yok
🤧🤧🤧🤧🤧
Gorusurukkk bebislerim💞🌌
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanfictionJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...