Jungkook bu sabah kalktığında Taehyung'u yanına görememişti. Buna zaten alışıktı. Yataktan çıkmayıp yarım saat kadar birşeyler düşündü.
Bir karar vermişti, üniversiteye başlayacaktı.
Okumak istiyordu. Konservatuar okuyup güzel bir idol, şarkıcı olmaktı hayali. Küçükken de okuyup bu mesleği yapmak istiyordu.
Taehyung'un geldiğini dışarıdan gelen araba seslerinden aldı ve koşarak kapıya gitti. Kapıyı açtığında karşısında gördüğü bedenle gülümsedi ve yanağına bir öpücük kondurdu.
Taehyung bu öpücükle gülümsedi.
"Seni özledim."
Taehyung duyduğu masum cümleyle kollarını Jungkook'a sardı. Jungkook ise beklemeden kollarını adama doladı ve her geçen saniye sarılışını sıkılaştırdı.
"Bende seni özledim."
Jungkook adamla yüz yüze gelmelerini sağladı. Gözlerinin içine bakmak istiyordu yaklaşık 8-9 saattir göremediği surata doya doya bakmak kendisini iyi hissettirecekti.
Taehyung kendi burnunu çocuğun burnuna sürttü ve dudaklarını beyaz burnuna bastırdı.
Jungkook gülümseyip adamın çenesine bir öpücük kondurdu. Sonra salona ilerlemek için Taehyung'u sırtından itekledi.
Taehyung ceketini koltuğun bir tarafına atıp koltuğun köşesine oturdu. Bacaklarını da iki yana açtı. Jungkook'un gözünde birşeyler düşünüyormuş gibi gelmişti.
"Seninle birşey konuşmak istiyorum Taehyung."
Taehyung anında siyahlıklarını Jungkook'a çevirmişti. Merakla Jungkook'u bekliyordu.
"Küçükken hayalim şarkıcı olmaktı."
Taehyung dirseğin koltuğun köşesine yasladı. Kafasını da avucunun içine koyarak dikkatlice Jungkook'u dinlemeye başladı.
"Hep istedim şarkı söylemeyi, dans etmeyi, ama olmadı. Ailem bir yere kadar okumama izin verdi. Liseyi bile zor bitirdim. Daha sonra babam her gece beni dövdüğünün 2-3 katı vurmaya başladı. Okumak senin neyine git çalış eve para getir. Diye söyleniyordu bana. Bende üniversiteye gidemedim. Çalışıp babamın içki parasını çıkardım ama hayır babam bununla yetinemiyordu."
Derin bir nefes alıp devam etti.
"Ben ona para getirdikçe o daha fazlasını istiyordu. Annem ve ablam kötü adamlara şeylerini vererek para kazanıyordu. Babam benimde o işi yapmamı istedi. Ben hayır dedim. Ve o işi hiç bir zaman yapmadım."
Yerdeki gözlerini Taehyung'a çevirdi. Taehyung'un öfkeden deliye dönmüş gözleri Jungkook kendisine bakınca yumuşamıştı.
"Çünkü benim kendime saygım vardı. Ve o saygıyı hiç kaybetmedim. Lütfen Taehyung. Beni üniversiteye gönderir misin? Okuyabilir miyim?"
Taehyung hiç düşünmeden kollarını çocuğun beline doladı. Sıkı sıkı sarmaladı onu. Bol bol kokusunu içine çekti ve boynuna küçük öpücükler kondurdu.
"Okumak senin hakkın güzelim. Bunu bana sormana gerek yok. Yarın gidip kayıt işlemlerini hallederiz."
Jungkook'un dolan gözlerini görünce hızla konuştu.
"Sakın ağlama."
"Bundan sonra üzülmek yok güzelim. Bundan sonra gülmek var. Senin gülünce önüme serdiğin cennet var."
***
Jungkook yarın için çok heyecanlıydı. Okula kaydolacaktı. Üniversiteli olacaktı. Mutluydu genç çocuk.
İlkokula başlayacak küçük çocuklar gibiydi. İçi kıpır kıpırdı. Konservatuar okuyacağını Taehyung'a söylemişti. Taehyung ise beklediği gibi onun arkasında olduğunu söylemiş ve ne karar verirse versin hep yanında durup kendisini destekleyeceğini söylemişti.
Bunları düşünürken yatakta uzanmış, yanında sırtını yatak başlığına dayayıp telefonuyla ilgilenen Taehyung'a bakıyordu. Gülümsüyordu. Ona bakınca hep gülümseyesi geliyordu. Bundan sonra ağlamak yok demişti kendisine. Bundan sonra senin gülünce önüme serdiğin cennet var.
Taehyung üstünde hissettiği bakışlarla yüzünü Jungkook'a çevirdi. Kendisine bakan gözlerin yoğunluğunu görünce yutkundu. Jungkook o kadar yoğun bakıyordu ki, Taehyung gibi bir adam bile bu yoğunluk içinde eziliyordu.
Telefonu yanındaki komodinin üzerine koydu. Ve kollarını iki yana açarak Jungkook'u çağırdı. Jungkook hemen yerine, Taehyung'un kollarının arasına girdi. Taehyung bir elini çocuğun beline diğerini ise saçlarına atmıştı. Yavaş yavaş okşamaya başlarken Jungkook'un kokusunun içinde boğulup gidiyordu.
"Çok güzel kokuyorsun." Demişti birden.
Jungkook kızarsa da gülümsemiş ve boğuk bir sesle konuşmuştu.
"Teşekkür ederim."
Taehyung dudaklarını çocuğun saçlarına bastırdı. Ne kadar da güzel kokuyordu saçları. Yumuşak dokusunun yanına bir de kokusu... Taehyung'un ölüm fermanıydı.
"Yarın için heyecanlı mısın?"
"Çok heyecanlıyım."
O harfini uzatarak söylemesi Taehyung'u güldürmüştü.
"Seni seviyorum Jungkook. Ne olursa olsun bunu bilmeni istiyorum. Seni herşeyden çok seviyorum. Herşeyi göze alabilecek kadar çok."
***
Matematik denemesinden 30 aldım alkislayin beni✊✊✊
Sizi cok seviyorum 😻😏
Finale yaklaşıyoruz 🥲
Birde okuyorsunuz evet ama lütfen takip de edin ficlerim 13k, 17k okunmaları var ama takipçi sayım 60 🤧🤧🤧🤧
Takip edin lütfen 💋💋
Gorusurukk bebislerim!!!🤍🥺🤍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanfictionJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...