Aralarındaki bu bakışmayı bölen Jungkook'un sesi olmuştu.
"En sevdiğin renk ne?"
"Gri. Senin?"
"Mor benimde. Mor olan herşeyi çok seviyorum. Çok güzel bir renk değil mi?"
Taehyung onun bu haline hızlıca başını sallamıştı. Sonra konuşmuştu.
"Uykun gelmedi mi?"
"Hayır."
"Birşey soracağım."
"Sor Taehyung."
"Üniversiteye gitmiyor musun?"
Jungkook bu soruyla duraksamıştı. 20 yaşındaydı ve yaşıtlarına göre üniversite de 2. Senesi olması gerekiyordu. Ama ailesi kılıklı insanlar yüzünden bu pek mümkün olmamıştı.
"Gitmiyorum. Şu sıralar da okula gitmek istemiyorum. Kendimi toparlamam gerekiyor."
Taehyung üstüne gitmek istemiyordu çocuğun. Sadece başını salladı. Jungkook konuştu.
"Saçların..."
"Saçlarına dokunabilir miyim?"
Taehyung bunu beklemiyordu.
Kimse daha önce bu soruyu sormaya cesaret edememişti. Kimseden daha önce böyle bir soru almamıştı. Ama tabii ki karşısında ki çocuk tüm yıldızlarıyla kendisine istekle bakarken onu asla geri çeviremezdi.
Buna gücü yoktu.
Hızlıca başını salladı. Jungkook sevinçle oturduğu yerden kalkıp Taehyung'un yanına gitti. Taehyung oturur pozisyonda olduğu için Jungkook ona üstten bakıyordu. Adamın dibine gelince durdu sağ elini yavaşça siyahlıklara daldırdı.
Yavaş yavaş ensesinde ki siyah saçları okşamaya başladı. Bu sırada Taehyung kafasını kaldırmış küçük çocuğa bakıyordu. Ensesinde ki saçları okşarken çok mutlu görünüyordu.
Jungkook endeksindeki elini biraz daha üstlere çıkarıp kafasındaki saçları okşamaya başladı. Taehyung'un saçları o kadar yumuşak ve güzeldi ki, sabaha kadar bu saçları böyle sevebilir, okşayabilirdi.
Son kez ensesine elini koyup oradaki saçları okşadıktan sonra elini geri çekip ortaya mutluluk kıkırtıları bıraktı. Taehyung ise öylece çocuğu izliyordu.
"Saçlarına başka zamanda dokunabilir miyim?"
Taehyung hemen cevapladı.
"İstediğin zaman dokunabilirsin."
Jungkook aldığı cevapla sevinçle ellerini birbirine çırpmış ve kocaman gülümsemişti. Bu eve geldiğinden beri yaptığı gibi karşısındaki bu adama tavşan dişlerini göstermekten çekinmemişti.
"Ben gidiyorum Taehyung. İyi geceler."
"İyi geceler Jungkook."
Jungkook sallana sallana odadan çıkmış kapıyı arkasından kapattıktan sonra mutlulukla odasına gitmişti.
Taehyung'u kesinlikle sevmişti.
Taehyung ise çocuğun gülünce yanağında oluşan çukuru ve dudağının altındaki beni düşünmekten işine odaklanamıyordu.
***
"Lütfen Jisung hyung! Birşey olmaz. Alt tarafı Taehyung'a kek yapacağım. Lütfen, lütfen!"
Jisung yaklaşık on beş dakikadır Jungkook'un yalvarışlarına maruz kalıyordu. Jungkook mutfakta kek yapmak istiyor, Jisung ise patronu kirlilikten hoşlanmadığı için buna izin vermiyordu.
En sonunda dayanamayıp sonucu ne olursa olsun Jungkook'a izin vermişti. Jungkook sevinçle mutfağa doğru koşmuştu.
Dolaptan malzemeleri çıkardı, sonra keki havuçlu yapmaya karar verip havucu da aldı. Biraz da un alıp kekin hamurunu yapmaya koyuldu.
***
Yaklaşık yarım saat sonra her yer batmıştı. İçeri giren Jisung anında Jungkook'u durdurmuş, ona bağırmaya başlamıştı. Bu bağırması patronunun "ne oluyor burada?" Diye bağırmasıyla son bulmuştu.
Jisung hemen ellerini önünde bağlamış, patronunu beklemişti. İçeri giren Taehyung ise kesinlikle böyle bir görüntüyle karşılaşmayı beklemiyordu.
Mutfak dağılmış, Jungkook'un küçük burnu ve yüzü una bulanmıştı! Tanrım, diye geçirdi içinden. Bu çocuk kesinlikle bu dünyada gördüğü en tatlı çocuktu. Bu halde bile güzek ve sevimli olmayı nasıl beceriyordu?
Jisung önünde ellerini bağlamıştı. Patronunun çocuğa yapacaklarını görmek istemiyordu.
Ama patronu onu çok şaşırtacak bir şey yapmıştı.
Taehyung eline mesadan bir ıslak mendil alıp çocuğun yüzünü güzelce silmişti. Çocuğun beyaz yüzü ortaya çıkınca gülümsemiş, çocuğun saçlarını ve yanağını okşamıştı.
Jisung o kadar şok olmuştu ki, başı dönmüştü. Yıllardır yanında çalıştığı bu adam bir kere olsun gülümsememişti. Şimdi ise mutfağını batıran bu küçük çocuğa gülümsüyordu?
Jungkook hızla konuşmaya başladı.
"Çok özür dilerim Taehyung. Ben sadece sana sürpriz olarak havuçlu kek yapmak istemiştim. Ben çok severim. Ama yapamadım. Bana kızdın mı?"
Taehyung anında role girmiş kaşlarını çatmıştı.
"Kızdım. Benim mutfağımı nasıl dağıtırsın?"
Jungkook bu sözlerle gözlerinden bir yaş akmasını engelleyememişti. Bunu gören Taehyung hemen girdiği rolden çıkmış çocuğun göz yaşlarını silmişti.
"Şaka yaptım Jungkook. Sana nasıl kızabilirim?"
Kızamazdı.
Sesini bile yükseltemediği bu çocuğa içinde kızgınlık duygusunu asla besleyemezdi.
***
Selam!!
Çok yakında geliyor yeni kurgum✨ yayınlayacağım kurgumu asla silmeyeceğim bölüm yazacağım ona. Lütfen okuyun yayınladığımda!!
Yorum yapmayı unutmayın bebislerr😚😚😚
Gorusurukkk 🤍🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanficJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...