Jungkook gözlerini açtığında yanında Taehyung'u göremediği için biraz üzülmüştü. Ama çıplak olduğunu hatırladığında gözlerini battaniyenin altındaki bedenine çevirdi. Hemen birşeyler giymesi gerektiğini düşünüp yataktan kalktı ve Taehyung'un dolabına doğru ilerledi. Onun dolabından giyinmek istemişti. Dolaptan bir beyaz tişört ve bir gri eşofman aldı. Yerdeki iç çamaşırını giyip üstüne eşofmanı geçirdi. Eşofman kendisine çok bol olmuştu ama bel kısmındaki ipleri çekerek bu sorunu halledebiliyordu. Üstüne kendisine en az 3 beden bol gelen beyaz tişörtü de geçirip kapıdan çıktı. Çıplak ayaklarının zeminde çıkardığı seslerle kendisine bir ritim bularak merdivenlerden aşağı indi.
Taehyung'u görme umuduyla mutfağa gitti. Mutfakta da bulamayınca yüzü düştü. Bu sırada tam arkasında beliren Jisung Jungkook'u korkutmuştu. Jungkook yaşadığı ufak çaplı şoku bir kenara bırakarak konuştu.
"Taehyung nerede Jisung?"
"Erkenden çıktı Jungkook. Geç gelir bugün."
Taehyung her ne kadar Jisung ile arasına mesafe koymasını söylese de Jungkook Jisung'a çoktan bağlanmış, güzel bir arkadaşlık kurmuştu bile kendi gözünde. Jisung'a kendisine adıyla seslenmesini söylemişti. Jisung ise itiraz etmemiş Jungkook'u onaylamıştı.
Jungkook Jisung'dan duyduğu şeylerle yüzü düşerken hızla odasına doğru adımladı. Arkasından yavaş ol düşersin diye bağıran Jisung'u umursamadan telefonunu eline aldı. Yatağa oturup Taehyung'u aradı. Birkaç çalıştan sonra açılan telefon ile Jungkook hemen konuştu.
"Taehyung, n'aber?"
"İşteyim güzelim. Bir sorun mu var?"
"Jisung bugün geç gelebileceğini söyledi. Geç mi geleceksin?"
"Evet, işler birikti. İşimin başında durmam gerekiyor. Kahvaltı yaptın mı sen?"
Jungkook onaylamadan mırıltılar çıkardı.
"Güzelce kahvaltını yap bebeğim. Akşam da beni bekleme. Uykun gelince uyu. Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum."
Telefon kapanınca Jungkook sıkıntıyla nefesini verdi. Taehyung'suz bir saniye bile geçirmek istemezken tüm gün görüşemeyecek olmaları Jungkook'un moralini düşürmüştü.
Aşağı indi ve Jisung'a yardım ederek güzel bir kahvaltı hazırladı. Jisung ile daldığı uzun sohbetten sonra kahvaltıları da bitmişti. Sofrayı hızlıca toplayıp televizyonun karşısına oturdu. İzleyecek birşeyler seçmesi gerekiyordu. Aksi takdirde sıkıntıdan patlayabilirdi.
Hemen güzel bir dizi seçip koltukta bağdaş kurarak oturdu. Jisung da Jungkook'un yanına oturdu ve diziyi beraber izlemeye başladılar.
Jungkook arada kıkırdıyor, Jisung'un diziye yaptığı yorumlara kahkaha atıyordu. Jisung ile gerçekten de çok güzel vakit geçiriyordu. Kafaları uyuşuyordu.
Jisung en sonunda koltuktan kalktı ve mutfağa doğru ilerledi. İki bardak muzlu süt alıp Jungkook'un yanına döndü. Jungkook kesinlikle muzlu süte hayır diyemezdi.
Jungkook ortalığa küçük bir kıkırtı bırakıp sütünü içmeye başladı.
***
Saat 01.23'tü. Fakat Jungkook hala uyumamıştı.
Taehyung her ne kadar uyumasını kendisini beklememesini söylese de Jungkook aldırmamış Taehyung'u beklemeye başlamıştı.
Fakat gözleri kendisine ihanet etmiş, yaklaşık beş dakika sonra kapanmıştı.
***
Jungkook sabah gözlerini açtığında kendisini gülümseyerek izleyen Taehyung'u görünce cennette uyanmış gibi hissetmişti.
Taehyung ise yaklaşık yarım saattir izlediği uykulu bedenin gözlerini yavaş yavaş açmaya, dünyaya yeni gelmiş bebek gibi bakmaya başlamasını görünce gülümsemesini genişletmişti.
Jungkook aynı şekilde Taehyung'a gülümsemiş ve boğuk sesiyle konuşmuştu.
"Günaydın."
"Günaydın güzelim."
Taehyung neredeyse tam 2 gündür hiç öpemediği dudaklara dudaklarını bastırmıştı. Bir elini de Jungkook'un yanağına koyarak okşamaya başlamış hasret gidermeye çalışmıştı.
Jungkook ise dudaklarında hissettiği dudaklarla gülümsemiş Taehyung'un öpüşüne karşılık vermişti.
Taehyung nefes almak için geri çekildiğinde Jungkook'un gözlerinin içine bakmıştı. Gözlerinin içinde yıldızlar vardı. Büyük ve parlak yıldızlar...
Jungkook Taehyung'un daldığını farkedip dudaklarını Taehyung'un burnunun ucundaki bene bastırmıştı.
Hemen kendine gelen Taehyung aldığı öpücükle tatmin olmamış gibi somurtmuş, yüz üstü yatağa uzanmıştı.
"Bu kadar mı bana layık gördüğün öpücük?"
"Öpeyim mi seni?"
"Öp."
Jungkook kıkırdamış ve yüz üstü yatan adamın üstüne eğilmişti. Dudaklarını adamın yanağına bastırmış, ardından diğer yanağına bastırmıştı.
Çenesine de ıslak bir öpücük kondurup kafasını adamın boynuna gömmüştü. Oraya da ıslak ve sesli birkaç öpücük kondurup Taehyung'un gözlerinin içine bakmıştı.
Taehyung'un istekle bakan gözlerini görünce dudaklarını hemen Taehyung'un dudaklarına bastırmıştı.
Kahvaltı etmediği için karnı açtı. Fakat bu açlığını Taehyung kendi imkanlarıyla da giderebilirdi.
***
Selam💞💞💞
Fic 10k olmuş cok tsk 👉💋
Sizi cok seviyorum mu ne 🙌😋
Gorusuruk bebislerim!!! 🤍🤍🥺🥺
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rose Garden | Taekook
FanfictionJungkook hiç yapmaması gereken birşey yapıp, dünyanın en büyük uyuşturucu baronlarından biri olan Kim Taehyung'un bahçesinden gül koparmıştı. Semetae Ukekook Jungkook: 20 Taehyung: 28 smut ve küfür içerir! #1- Ukekook #1- Semetae #1 - Jungkook #11...